Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, koronavirüs salgınında Türkiye'nin normalleşme sürecine başlamasını değerlendirirken, hala riskli olan bölgeler olduğunu söyledi. Öncelikle bir risk kategorisi belirlemek gerektiğini vurgulayan Ertuğrul, "Bu bölgeler çok yüksek riskli olan bölgeler. Yani haritada kırmızıyla gördüğümüz ve olgu sayısı 100 binde 100'ün üzerinde olduğu bölgeler. Karadeniz Bölgesi'nde 100 binde 200'e kadar çıkmış durumda bu. Burada bir kere kısıtlamalar devam edecek. Hatta bence bir miktar daha kısıtlama yapılabilir; İller arası geçişin engellenmesi, kısıtlanması veya denetimli bir biçimde yapılması gibi. Çünkü o illerde oluşan hasta yoğunluğunun başka illere geçmemesi gerekir. Veya o illere giren insanların tekrar çıkış yaparken kontrollerinin yapılması gerekir. Oradaki hasta yükünün başka illere aktarılmaması gerekir. Bence yapılması gereken şu anda kısıtlamalara elbette devam etmek ama iller arası geçişi de kontrollü hale getirmek" dedi.

'ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER PCR TESTLERİYLE DENETLENMELİ'

Bu süreçte okulların açık olması gerektiğini savunan Prof. Dr. Ertuğrul, şöyle konuştu:

"Bence her yer kapanabilir ama okulların ve eğitimin açık olmasını mutlaka zorlamalıyız. Ama bunun da kuralsız olmaması gerekiyor. Burada özellikle öğretmenlerin ve öğrencilerin çok dikkatli olması ve bir güvenlik çemberi içinde okulda bulunmalarının sağlanması gerekiyor. Öğretmenlere çok büyük sorumluluklar düşüyor. Yükleri bir kat daha arttı. Ama bence Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapması gerekli olan uygulamalardan bir tanesi de yurt dışında örneklerini gördüğümüz gibi, özellikle İngiltere'de, periyodik olarak öğretmenlerin ve öğrencilerin PCR testleri ve kontrollerinin sağlanması. Böylece asemptomatik bile olsa olguların saptanarak hemen onların o ortamdan uzaklaşmalarının sağlanması. Semptom göstermeyi beklememek gerekiyor böyle bir durumda. Şu anda bizim test stratejimiz bir semptomatik olgu. Yani semptom gösterenlere test yapıyoruz gibi oldu. Ama okullarda bu böyle olmamalı. Ve aynı zamanda bunun izlenmesi gerekiyor. Yani bir hafta baktınız hiçbir olgunuz yok, PCR negatif tüm öğrenci ve öğretmenlerde ama daha sonrasında bir iki hafta sonra pozitifler saptamaya başladınız. O zaman belki de o okulu kapatmak, o okulu karantina altına almak gerekiyor. Belki de o dönemde bunu aileleri de kapsayacak şekilde PCR kontrolleriyle denetlemek gerekiyor."  

'MASKE, MESAFE VE TEMİZLİĞİ UNUTMADAN YAŞAMALIYIZ'

Vaka sayılarının en düşük olduğu illerde okulların açıldığına dikkat çeken Ertuğrul, "Orada okullar açıldı. Aynı zamanda restoranlar, kafeler açıldı. Birçok şey bizim bildiğimiz normale, eski normale doğru dönmeye başladı. Burada yapılacak olan maske, mesafe ve hijyen kurallarını unutmadan yaşamaya devam etmemiz. O iller çok iyi şu anda ama özellikle hastalığın bulaşıcılık kat sayısı bir miktar yüksek seyrediyor. Örneğin dün açıklanan rakamlara göre 12 bine dayanmış durumda günlük olgu sayısı. Bu, her an o illerin de o bölgelerin de risk altında olduğunu gösterir. Güvenlik çemberi içerisinde maske, mesafe kurallarına uyarak mutlaka yaşamlarını devam ettirmeleri gerekiyor" dedi.

'GEÇEN YAZ YAPILAN HATALARI YAPMAYALIM'

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, açılan lokantalar ve kafelerde sıkı önlemlerin sürmesi gerektiğini ifade ederek, "Bence orada çalışanların da mutlaka ve mutlaka periyodik kontrollerinin PCR kontrollerinin yapılması gerekiyor. Lokantaya giden müşterilerin sosyal mesafe kurallarıyla oturtulması, onun dışında HES kontrollerinin mutlaka yapılması gerekiyor. Geçen yaz yaptığımız hataları şimdi yapmamalıyız. En azından çalışanların güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla ücretsiz bir biçimde lokanta, restoran, kafe gibi işletmelerde çalışan personelin mutlaka periyodik PCR kontrollerinin yapılması gerekir" diye konuştu.