Covid-19 vakalarının yükselişe geçtiği illerden Samsun'da uzmanlar vaka sayılarının düşülmesi için ekstra tedbirler alınması gerektiğini belirtiyor. OMÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Uzun, Rize'den Samsun'a kadar olan bölgede nüfusa olan oranda hasta sayısının Türkiye ortalamasından çok yüksek olduğu görüldüğünü, bu durumun da gözlerin Karadeniz'e çevrilmesine neden olduğunu söyledi. Geçen yıl ekim- kasım aylarında vaka sayılarının Türkiye'de olduğu gibi Samsun'da pik yaptığını söyleyen Prof. Dr. Uzun, "Günlük PCR pozitif sayısı 2 binlerdeydi daha sonra yapılan önlemlerle, yasaklarla birlikte vaka sayısı azalmaya başladı ama 100-200'lere düşen günlük vaka sayısının arttığını tekrar görüyoruz 400-500'lerde. Açıkçası bu bölgede neden gerçekten diğer bölgelere göre fazla mı bunun tüm verilerin eski verilerin karşılaştırılmasıyla ancak bu şekilde anlaşılabilir" diye konuştu.

'AİLE İÇİ TOPLANMALAR VAR'

Sadece Samsun'da değil, genel olarak kurallara uymama problemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uzun, "Aile içi toplanmalar var. Kapalı ortamlarda yapılan toplantılar var ama bunlar sadece Karadeniz için geçerli değil. Yatan bir hastamız ev içinde toplandıklarını bütün aile bir araya geldiklerini, kimsenin hasta olmadığını ve ondan sonra da hasta olduğunu söylüyor. Bu dramatik bir örnek. Muhtemel asemptomatik bir kişiden tüm aileye virüs yayılmış ve aile içinde en büyük kişinin çok ağır bir şekilde solunum yetmezliğine yol açacak şekilde hasta olduğunu gördük. Bu toplanmaların ne kadar sakıncalı olduğunu gösteriyor bu örnek" dedi.

'EVDEKİ DİĞER İNSANLARA BULAŞIYOR'

Prof. Dr. Uzun, hastaların yüzde 80'lik bir kısmının hastalığı hafif atlattığını dile getirerek "Pandeminin çok yoğun olduğu dönemde hastaneye yatmamalarını kliniklerin yetersiz kalmaları nedeniyle anlayabiliriz ama vaka sayılarının artık tüm Türkiye'de 7-8 binlerde kilitlendiği noktada bu pozitif hastaları sokağa, evlere salmamamız gerekiyor. Çünkü eve saldığımızda biliyoruz ki onu ev içindeki insanlara bulaştırıyor. Ev içindeki insanlar da diğer insanlara bulaştırarak kar topunun büyümesi gibi bir çığa dönüşüyor. Bu nedenle ben tüm PCR pozitif hastaların izole edilmesini, hastaneye yatması gerekenlerin hastaneye, ya da üniversitelerdeki yurtlarda zorunlu izolasyona tabi tutulmaları lazım, 7 gün ya da 10 gün. Böylece toplumu, sağlıklı insanları Covid-19'dan koruma şansımız, vaka sayısını azaltma şansımız olabileceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

'EV İZALOSYONU ÇOĞU DURUMDA ÇÖZÜM DEĞİL'

Hastalığın Çin'den çıktığını ancak Çin'de şu an Covid-19 probleminin kalmadığını söyleyen Prof. Dr. Uzun, "Vaka görülmüyor neden? Çünkü onlar bir günde hastaneler inşa ettiler, tek odalı hastaneler yaptılar ve bu odalarda tüm hastaları izole ettiler. Bu izolasyon sayesinde topluma yayılımını engellediler. Restoranları, kafeleri kapayarak, hafta sonu yasaklarıyla gelebileceğimiz nokta artık bu kadar, daha aşağıya inmiyor. Dolayısıyla ekstra bir şey yapmamız lazım. Yasakları uyulması son derece önemli. Aile toplanmalarını engelleyemiyoruz ne yaparsak yapalım çünkü insanlar bir şekilde bir araya geliyorlar. Bu yüzden böyle bir uygulamaya tekrar pandeminin ilk döneminde bunu yapmıştık, tüm PCR pozitif hastaları yatırıyorduk, şimdi de yine o şekle dönmemiz lazım, ihtiyaç olduğunda da benim aklıma gelen yurt çözümü. Çünkü üniversiteler kapalı, yurtlarda zorunlu izolasyona tabi tutmamız lazım. Bu şekilde vaka sayılarının azalacağını düşünüyorum. Pozitif hastaların zorunlu izolasyona tabi tutulması şeklinde olmalı. Ev nüfusu kalabalık Türkiye'de. Birçok evde 6, 7, 8 kişi yaşayabiliyor. Eve göndermeniz bu pozitif hastayı o insanları pozitif yapmanız anlamına geliyor. O yüzden evde izolasyon çoğu durumda soruna çözüm olmadığı kanısındayım" dedi.