HABER: DİNÇER KARACALAR
 

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Karas, üreme çağındaki her kadın ve erkeğin kendilerine iyi bakmaları gerektiğini, onların sağlığının ileride doğacak bebeklerinin hayatını büyük ölçüde etkileyeceğini söyledi: “Kadının hem gebelik boyunca hem de gebelik öncesi sağlığı ve iyiliği, doğacak bebeğinin tüm yaşamı boyunca sağlığını belirlemesi açısından hayati önem taşımaktadır. İnsan kromozomlarının sadece anneden alınmadığı gerçeği, üreme çağındaki erkeğin sağlığını da çok önemli bir pozisyona koyar. Yaşam tarzı, sağlık ve beslenme alışkanlıklarının tümü gözden geçirilmelidir.”

ERKEN DOĞUP DOĞMAYACAĞINI BİLE ANNENİN SAĞLIĞI BELİRLİYOR

Bebeğin tüm organlarının ve fonksiyonlarının anne karnındayken oluştuğuna dikkat çeken Op. Dr. Çiğdem Karas, bu süreci anne adayının gebelik ve öncesindeki sağlığının büyük ölçüde etkilediğini dile getirdi: “İnsan gelişiminin en önemli kilometre taşları, bilinenin aksine doğum esnasında değil, döllenmeyi takip eden ilk 8 hafta içerisinde oluşur. Yani ilk nefesle, doğumda değil çok daha öncesinde başlar oluşum mucizesi. Doğum; yani bebeğin annenin vücudunun dışına çıkması sırasında, bilinen hiçbir fiziksel özellik ve fonksiyon oluşmaz. Bebek zaten haftalar öncesinde dış dünyada yaşama hazırdır. Çoğu vücut bölümleri ve tüm organ sistemleri daha ilk 8 hafta içerisinde oluşmuş, hatta fonksiyonuna başlamıştır. Araştırmalar gösteriyor ki; kadının gebelik ve gebelik öncesi sağlığı, beslenmesi, yaşam stili seçimleri; bebeğin anne karnında büyümesi, vücut ölçüleri, ağırlığı, doğum kilosu hatta erken doğup doğmayacağını belirliyor. Daha da ilginci, aynı faktörler tüm yaşam boyu sağlığını ve bilişsel kapasitesini etkiliyor. Bebeğin erişkin yaşlarında karşılaşabileceği kalp hastalığı, damar sertliği, yüksek tansiyon, diyabet, öğrenme ve davranış bozuklukları, otizm, hiperaktivite gibi riskler de anne karnında maruz kalınan bu etkenlerle ilişkili. Bu araştırmalar, 20-30 yıllık sonuçları henüz verse de sonuçlar çok çarpıcı.”

SİGARA İÇENLERDE DAHA FAZLA KISIRLIK GÖRÜLÜYOR

Op. Dr. Çiğdem Karas, anne ve baba adaylarına önemli uyarılarda bulundu: “Sigarayı bırakın. Çünkü sigara içen kadınlarda daha fazla oranda kısırlık, düşük, dış gebelik, ölü doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek görülmektedir. Sigara içen annelerin bebeklerinin okul çağında ve sonrasındaki yaşamlarında da başarıları olumsuz etkilenmektedir. Baba adayı da sigarayı bırakmalıdır. Sigara, sperm kalitesini bozabilir ve DNA yapısında anormalliklere neden olabilir. Ayrıca eşinizin pasif sigara içiciliği ile doğrudan sigara içmesi kadar zarar görebilirsiniz. Pasif sigara içiciliğinin günümüzde çok önemli etkileri olduğu ortaya çıktı. Öte yandan uzun süredir kullandığınız ilaçlar varsa doktorunuza danışmalısınız. Alkolden uzak durmalı, alkol alışkanlığınız varsa ara vermelisiniz.”

FOLİK ASİTİ ÜREME ÇAĞINDAKİ TÜM KADINLAR KULLANMALI


Dr. Karas, gebelik öncesinde yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “Gebelik öncesi ve gebelik sırasında folik asit takviyesi almak, doğacak bebeklerde, NTD nöral tüp defekti (spina bifida) adı verilen sinir sistemi hastalıklarının görülme olasılığını azaltıyor. Bu hastalıklar, döllenmeden 4 hafta içerisinde oluşur ve çoğu kadın bu dönemde gebe olduğunun bile farkında değildir. Bu hastalıktan korunmak için folik asit takviyesini üreme çağındaki tüm kadınlar almalıdır. Diyetle günlük 30 mg elemental demir alınması, beslenme yetersizliği açısından düşük risk altında olan kadınlarda demir eksikliği proflaksisi için önerilmektedir. Gebeliğe hazırlık döneminde doğal ya da aşı ile bağışıklığı olmayan anne adayları, kızamıkçığa (rubella) karşı aşılanmalıdır. Çünkü gebeliğin ilk yarısında geçirilen bir kızamıkçık enfeksiyonu fetüste ciddi anomalilere yol açabilir. Ayrıca bazı riskli anne adayları Hepatit B ve virüsü, tetanoz, grip gibi hastalıklara karşı aşılanmalıdır. Tetanoz, Hepatit B ve grip aşıları, gebelik dönemlerinde de yapılabilir olmasına karşın diğer aşılar yapılmamalıdır. Eksik aşılar gebelik öncesi tamamlanmalıdır.”

ANNE KARNINDAKİ DÖNEM GELİŞİMİN EN ÖNEMLİ BASAMAĞI

Gebelik süreci için “Sadece bebeğin vücudunun oluşup büyüdüğü bir dönem değil, aynı zamanda doğum sonrası hayatta kalabilme donanımının küçücük yavruya kazandırıldığı bir süreçtir” diyen Op. Dr. Çiğdem Karas, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne karnı da dahil yaşamın hiçbir döneminde, dengeli beslenme ve hareketli yaşamın yerine geçebilecek derecede olumlu bir faktör yoktur. Özellikle anne karnındaki dönem gelişimin ilk ve en önemli basamağını oluşturduğu için gebelik sürecinde sağlığına ve zararlı maddelere dikkat eden anne adayı, doğacak çocuğunu tüm yaşamı boyunca ona sağlıklı bir zemin hazırlayarak dünyaya getirmiş olur. Bebeğin temelleri sağlam atılmıştır ve bu belki de onlar için yapabileceğimiz en önemli şeydir. Her şeyin istediğimiz gibi gitmesine, anneye ve bebeğine dikkatli bir bakım sağlayarak katkıda bulunabiliriz. Aynı zamanda toplumun tüm kesimlerinde bu bilinci artırmak, toplum sağlığı yönünden en önemli başlangıç noktasıdır. Anne adayının gebelikte maruz kalacağı sakıncalı bir maddenin, anne karnındaki bebeğin tüm hayatını nasıl olumsuz etkileyebileceği bilincinin oluşturulması ilk adım olmalıdır. Böyle bir yaklaşımla, hem toplumsal hem bireysel çok ağır sonuçları olabilecek, doğumsal kusurları ve öğrenme güçlüklerini belirli oranlarda önleyebiliriz.”