Bahattin Gönültaş Almanya’da 10. Dünya Sağlık Zirvesi’ne Türkiye'yi temsilen "Genç Lider Hekim" olarak katılan Hacettepe Üniversitesinden Doç. Dr. Özge Karadağ Çaman, zirvede Türkiye’deki düzensiz göçmenlere yönelik sağlık hizmetleriyle ilgili çok soru aldığını belirterek, "Çünkü çok sayıda mülteciye hizmet vermekle ilgilenen ülkelerin, milyonlarca insan geldiğinde sağlık hizmetlerini bu kadar kısa sürede nasıl organize edebildiğimize, kamu kurumlarımızın çabalarına çok hayranlıkla baktıklarını söyleyebilirim. Deneyimlerimizi öğrenmek istiyorlar." dedi.

Başkent Berlin’de yapılan 10. Dünya Sağlık Zirvesi’ne Türkiye'yi temsilen "Genç Lider Hekim" olarak katılan Doç. Dr. Çaman, AA muhabirine zirveyi ve Türkiye’nin sağlık alanında politikalarını değerlendirdi.

Zirvede 100'e yakın ülkeden 2 binden fazla katılımcının dünyada herkesi ilgilendiren küresel sağlık sorunlarını konuştuğunu söyleyen Çaman, Türkiye’den geldiği için düzensiz göçmenlerle ve onlara yönelik sağlık hizmetleriyle ilgili çok soru aldığını kaydetti.

Çaman, "Türkiye’deki çalışmaları anlattım. Genellikle insanlar şaşkınlıkla karşılıyorlar çünkü çok sayıda mülteciye hizmet vermekle ilgilenen ülkelerin, milyonlarca insan geldiğinde sağlık hizmetlerini bu kadar kısa sürede nasıl organize edebildiğimize, kamu kurumlarımızın çabalarına çok hayranlıkla baktıklarını söyleyebilirim. Deneyimlerimizi öğrenmek istiyorlar. Ülkeler neler yaptığımızı öğrenme konusunda çok istekli." diye konuştu.

Çaman, zirvede, küresel iklim değişikliğinin sağlığa etkileri, çevre kirliliği, uluslararası göçün toplumların sağlığını nasıl etkilediği, antibiyotik direnci, sağlıkta teknoloji ve inovasyon gibi bütün ülkeleri ilgilendiren konulara odaklanılarak ortak çözümler bulunmaya çalışıldığını anlattı.

Uluslararası göçün, bütün dünyayı etkilediği için zirvenin en önemli konusu olduğunu dile getiren Çaman, şöyle devam etti:

"Türkiye en çok mülteciyi barındıran ülke. Türkiye’nin milyonlarca mülteciyi kabul etmesi insani olarak çok olumlu yansımalarının yanında bazı güçlükleri de beraberinde getiriyor. Bazı sağlık ihtiyaçları gibi. Mülteciler çok ciddi travmalar yaşadıkları için ruh sağlığı ve psikososyal hizmetleri almaları çok önemli. Bunların içindeki çocuk, gençler ve kadın çok önemli. Her iki toplumun sağlığı için önleyici sağlık hizmetlerinin yapılması lazım. Bunlar vazgeçilmez hizmetler. Bunlar kolay iş değil. Türkiye’de devlet kurumlarımızın çok yoğun çabası ve uluslararası bazı desteklerle çok sektörlü olarak iş birliği içinde bütün bu koruyucu hizmetlerin planlandığını görüyoruz. Elbette bu kolay bir iş değil çünkü sağlık hizmetlerinin ona göre planlanıp çalışanlara ek eğitim verilmesi lazım. Türkiye bu konuda çok başarılı."

Çaman, sağlık teknolojisinde çok hızlı gelişmelerin olacağına işaret ederek, veri analizi ve doktorla hastayı yakınlaştıran uygulamaların ve veri güvenliğinin ön plana daha çok çıkacağını bildirdi.

Türkiye’nin birçok ülkeye kıyasla tedavi edici, koruyucu ve rehabilite edici hizmetleri düzenli şekilde verildiğini anlatan Çaman, "Elbette ki her ülkede kaynaklar sınırlı. Bu zengin ülkede de fakir ülkede de böyle. O kaynakları çok iyi ve adaletli bir biçimde kullanabilmek gerekiyor. Sağlık sorunlarını önceleyerek en öncelikli sağlık sorunlarına odaklanmak gerekiyor. Türkiye açısından bakarsak halen genç nüfusun sağlığını korumamız lazım. Yaşlanan nüfusa yönelik politikalar son derece önemli olacak. Mülteci sağlığı bizim için önemli konu olacak. İklim değişikliği konusunda politikaların ön planda olması gerekir." diye konuştu.

Zirveye her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden küresel konularda çalışan 20 hekimin davet edildiğini ve bu yıl da Türkiye’den kendisinin seçildiğini belirten Çaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hekimler düzenlenen çalıştaylara katılıyor. Bu zirvede bu hekimlerden bir tanesinin konuşması isteniyor. Bu yıl da 20 hekim arasından beni küresel liderler konuşma yapmam için seçtiler. Küresel konularda insan, hayvan, bitki ve çevre sağlığını kapsayan tek sağlığa, çocuklarımızın dünya vatandaşı olarak nasıl eğitebileceğimize ve insanların arasındaki eşitsizliğe yönelik mesajlar verdim. Konuşmamdan sonra tanımadığımız insanlar gelerek 'Çok kısa sürede çok güzel mesajlar verdin' diye tebrik etti. Bu da ülkemizi temsil noktasında beni mutlu etti."