SUMRU AYDIN

 

Türkiye’de virüsün kontrol altına alındığını söyleyebiliriz ancak rehavete kapılmadan, tedbiri elden bırakmadan bir süre daha izole yaşantımızı sürdürmemiz gerekiyor. Koronavirüsün hipertansiyonu olan ve 60 yaşın üzerinde olanları daha çok etkilediği bir gerçek. Ayrıca yeni yapılan araştırmalarda virüsün gözlerde kızarıklık ve kaşıntıya neden olabildiği, adeta konjoktiviti taklit eder gibi bir belirti verdiği de gelen bilgiler arasında. Sağlık Notlarında bu hafta Avrasya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Işık ve Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Kemal Yıldırım Covid-19 salgını döneminde bizleri bilgilendirmeye devam ediyor. Bir süre daha evde kalmaya, sabır etmeye devam edeceğiz. Bu yolun sonunda ışık var. Bakanlığımızın aldığı tedbirlere güç katalım.  Bol bol D vitamini alacağımız güzel bir yaz bizi bekliyor. Enseyi karartmayalım… Sevgiler,

Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Yüksek tansiyon kontrol altına alınmadığında birçok problem kendini göstermeye başlar. Kalp hastalığı, kalp yetmezliği, felç, boyun ve bacak damarlarında tıkanma, Böbrek hastalıkları ve Görme kayıpları başlıcalarıdır. Terleme, burun kanaması, çarpıntı, baş dönmesi, enseden yayılan bir baş ağrınız var ise dikkatli olmalısınız çünkü hipertansiyon hastası olabilirsiniz.

Hipertansiyon Hastaları Koronavirüs’ten Korunmak İçin Bunları Yapmalı! 

Yeni koronavirüs enfeksiyonundan en çok etkilenen ve özellikle de hayatını kaybeden kişilerin hipertansif olduğunu söyleyebiliriz.

Hipertansiyon hastaları doktoruyla iletişim halinde kalmaya özen göstermelidir. Doktoruna danışmadan kendi kendine ilaçlarını değiştirmemeli.

Beslenme düzeninizi bozmamalısınız ve bağışıklık sisteminizi hipertansiyon hastası olarak bu dönemde güçlü tutmanız gerekmektedir. 

Sağlıklı beslenmeli, tuz kullanımından kaçınmalısınız. Tuz tüketimi bu dönemde bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir.

Tatlı, şekerli yiyecek ve içecek tüketimi sınırlandırılmalıdır. 

Kırmızı et ile araya mesafe konması oldukça önemlidir.

Ayrıca kafeinli içeceklerin aşırı tüketimi engellenmelidir. 

Bu dönemde kişinin stres yönetimi oldukça önemli, yaşadığınız bazı panik halleriniz tansiyonunuzun yüksek seyretmesine neden olabilir.

Evde hareketsiz kalmayın ve evin içinde basit hareketlerle dahi olsa belli aralıklarla egzersizler yapın.

Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirmek İçin Bunları Yapın! 

A Vitaminini için Havuç Tüketin! 

Bağışıklık sistemini güçlendiren, göz sağlımızın olmazsa olmazı, hücre yenilenmesinin en önemli oyuncularından A vitaminini yeterli oranda almak istiyorsanız süt, yumurta sarısı, yağlı balık türleri, karaciğer, domates, havuç, yeşil yapraklı sebzeleri bolca tüketmelisiniz.

C Vitamini Doğal Bir Antibiyotiktir! 

En önemli antioksidanların başında gelen C vitamini ayrıca güçlü bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazıdır. Bağ dokularını koruyarak vücutta birçok yapının bir arada tutulmasını sağlar. Kış aylarında en çok başvurduğumuz vitamin olan C vitamini ayrıca doğal bir antibiyotiktir iltihap oluşumunu, ağrıyı ve alerjik etkiyi azaltıp, hastalık süresini kısaltıyor. Vücut için gerekli olan C vitaminini turunçgillerden, çilek, maydanoz, yeşil ve kırmızı biber gibi sebze ve meyvelerden karşılayabilirsiniz.

Fındık ve Ceviz E Vitamini Deposu! 

Bağışıklık sistemini güçlendirmenin ve hastalıklara karşı korunmanın bir diğer yolu ise E vitaminidir. E vitamini sadece güçlü bir bağışıklık sistemi için çalışmaz aynı zamanda hücre zarını koruyarak bazı kanser türlerine ve kalp hastalıklarına karşı savaşır. Kış aylarında beslenme listenizde daha fazla yer vermeniz gereken E vitaminini, fındık, ceviz, ay çekirdeği gibi kabuklu kuruyemişlerden ayrıca ıspanak, brokoli, lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerden alabilirsiniz.

B6 Vitamini Yeşil Yapraklı Sebzelerden Alın! 

Bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olan B6 vitamini en çok et, balık, tam buğday ekmeği, yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Yeterli ve dengeli bir diyet tüketenler günlük B6 vitamini gereksinimini rahatça karşılar.

Demir Bağışıklık Sisteminin Olmazsa Olmazı! 

Bir mineral olan demir özellikle hücrelere oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri için hayati bir rol üstlenmektedir. Ayrıca bağışıklık sisteminin güçlenmesi, vücudun enerjisi ve zihinsel faaliyetleri için de demir çok önemlidir. Kış aylarında bol bol almamız gereken demir için kırmızı et, baklagiller ve kuru meyveleri tüketebilirsiniz. 

KORONAVİRÜS GÖZLERDE KIZARIKLIK OLUŞMASINA NEDEN OLABİLİYOR! 

Yeni koronavirüs (Covid-19) belirtilerinde yüksek ateş ve öksürüğün yanı sıra gözlerde oluşan kızarıklar da virüsün belirtileri arasında yer alıp kişileri bu dönemde oldukça tedirgin etmektedir. Aynı zamanda evlerde çok sık vakit geçirdiğimiz için cep telefonu ve bilgisayarlarımızı sürekli elden düşürmediğimiz bu günlerde göz sağlığımızı riske atmamalı ve ekran karşısında geçirdiğimiz süreye olabildiğince dikkat etmeliyiz. Bu dönemde ellerimizle sürekli olarak yüzümüz ve gözlerimizle temas halinde olmaktan kaçınmalı ve el temizliğimize dikkat etmeliyiz. Sık aralıklarla en az 20 saniye el temizliğine vakit ayırarak hem virüsten korunabilir hem de göz sağlığınızı koruyabilirsiniz.

Konjonktivit Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Konjonktivit Gözde kızarıkların sebebi olan konjonktivit, konjonktiva tabakasının iltihabına verilen isimdir. Gözün beyazı olan sklera ince, soğan zarı gibi bir tabakayla kaplıdır. Konjonktiva adı verilen bu tabaka gözün yüzeyini nemlendiren maddeler salgılar. Bu tabaka içinde ince damarlar vardır ve dikkatli bakıldığında çıplak gözle dahi görülebilirler. Konjonktivada iltihap olduğunda damarlar daha belirginleşir ve göz kızarır. Çok farklı sebepler vardır. En sık mikroplar, alerji, sigara dumanı ve hava kirliliğidir. Konjonktiva basit bir doku olduğundan her üç nedene de aynı tepkiyi gösterir yani kızarır. Mikrobik nedenlere bağlı konjonktivitlerde göz kızarır ve çok miktarda çapaklı akıntı olur. Diğer taraftan bazı diğer mikropların neden olduğu konjonktivitlerde çok az çapak olur ve sadece sabahları kapak kenarlarında görülür.