DSÖ Türkiye Ofisi Başkanı ve Sağlık Güvenliği Projesi Koordinatörü Dr. Irshad Ali Shaikh, DHA'ya özel açıklamalarda bulundu. Shaikh, Türkiye'deki yaşlı bakım evlerinin koronavirüs süresince başarılı bir sınav verdiğini bildirerek, ''Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarında ilk dikkati çeken ileri yaşlardaki insanların çok düşük ölüm oranı oldu. Bu konuda Türkiye'nin tüm dünya içerisinde tavsiye ettiğimiz; test etme, takip etme, izole etme ve karantinaya alma uygulamalarını çok başarılı bir şekilde uygulamasında önemli bir faktör olduğunu düşünüyoruz'' dedi.

'YÜKSELİŞ, TÜM ÜLKELERİ ETKİLEYEBİLECEK BİR VAKADIR'

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un "Salgında en kötüsü henüz gelmedi" sözlerini değerlendiren Shaikh, "Genel direktörümüzün de söylediği gibi baktığımızda ABD, Güney Amerika, Güney Asya gibi yerlerde çok ciddi bir artış var. Bu artış herhangi bir ülkede sürdüğü sürece aslında dünya için de tehdit bitmemiş anlamına geliyor. Dünyanın neresinde bir artış varsa o artış, yükseliş tüm ülkeleri etkileyecek bir vakadır. Herkes güvende oluncaya kadar aslında kimse güvende değil. Bu ülkeler için de geçerli. Günlük 40 bin kadar bir vakanın görüldüğü bir dünyada başka bir ülkenin de aslında 'Biz tamamen bu işi bitirdik' demesi doğru olmaz. Türkiye örneğine de baktığımızda vaka sayılarında bir düşüş görülüyor; ama dünyadaki bu vaka sayılarındaki artış Türkiye dahil olmak üzere tüm ülkeler için aslında bir tehlike" diye değerlendirdi.

'İKNALARLA DAHA DA MÜMKÜN OLACAKTIR'

AB'nin Türkiye'yi seyahat edilecek ülkeler listesine almamasıyla ilgili ise Shaikh, "Türkiye örneğine baktığımızda vaka sayılarındaki düşüş hem ticaretin hem turizmin hem de uçuşların, seyahatlerin biraz daha esnemesine ve daha rahat davranmaya neden oldu. Ülkelerin sınır kapılarını açarak daha rahat davranmasını aslında DSÖ’nün teknik rehberlerindeki kıstaslara bakarak yorumlayabiliriz. Orada da şuna bakıyoruz; son 2-3 haftada vaka sayılarındaki, ölümlerdeki, yoğun bakımlardaki düşüş, herhangi bir yüklenmeyi kaldırabilecek güçlü bir sağlık sisteminin olması ülkelerin kapılarını açmaları, seyahat, turizm ve ticaret yasaklarını kaldırmalarında iyi bir neden olacaktır. Eskisi gibi olmasa da uçuş trafiklerinin canlanması ve sınır kapılarının daha rahat açılabilir olması ülkelerin karşılıklı ve çoklu bir şekilde masaya oturup görüşmeleri ve birbirlerine güvenli sağlık hizmetleri konusunda sundukları iknalarla daha da mümkün olacaktır" dedi.

'UMUTLARIMIZI AŞIYA BAĞLAMAMAK LAZIM'

Shaikh, dünyada koronavirüse karşı geliştirilmeye çalışılan aşı çalışmalarını da değerlendirerek, "Aşı çalışmalarının ilk aşamasına baktığımızda küçük örneklerde yapılan testlerde umut verici bir takım sinyaller görüyoruz. Bu hepimiz için güzel bir haber. Ama unutmayalım ki aşı geliştirmek oldukça zahmetli ve bunların daha birçok adımı var. Birçok insan üzerinde binlerce denenip test edilmesi gerekiyor. Aşı için daha vakit var gibi gözüküyor. DSÖ aşı çalışmalarının koordinasyonunda 100’den fazla ülke ve firmanın ortak çalışmasıyla aşı geliştirilmesi için yapılan çalışmaları koordine etmekle birlikte, bütün umutlarımızı aşıya da bağlamamak lazım. Ellerimizin hijyenine, maske kullanmaya ve fiziksel mesafeye dikkat ederek, kendimizi ve çevremizi korumaya devam etmeliyiz. Sadece aşının geliştirilmesi yeterli olmayacak. Dünyada 7 milyar nüfus var. Tüm bu nüfusa yetecek ve her zaman hazır olacak bir şekilde aşının hazırlanması da aslında ciddi bir zaman alacaktır. O yüzden tekrar vurgulamak isterim ki aşıyı bekleyerek, bütün umutlarımızı aşının üzerine koyarak hareket etmek yerine kişisel önlemlerimizi almaya devam etmeliyiz" diye konuştu.

GRİP AŞISI UYARISI

Pandemi süresince Türkiye'nin Covid-19'a karşı başarılı sonuçlar elde ettiğini söyleyen Shaikh, "Fakat bir takım önlemlerin kaldırılmasıyla vakalardaki hafifi yukarıya doğru oynama da gözden kaçmıyor değil. Bu aslında hem Sağlık Bakanı hem Cumhurbaşkanı hem de yerel yöneticiler tarafından sıklıkla hatırlatılıyor ve deniyor ki 'lütfen önlemleri boş geçmeyelim yoksa tekrar başa dönmek zorunda kalırız'. Günümüzde gördüğümüz düşük hasta ve vaka sayılarını tutabilmek, aylar öncesi gördüğümüz yüksek vaka rakamlarını tekrar görmemek için vatandaşları aynı şekilde bilgilendirmeliyiz. Grip sezonuna grip aşısıyla birlikte girmek lazım ki her ikisi birden birbirini kötü etkilemesin, vakalar karıştırılmasın ve sağlık sistemine de gereksiz bir yük binmesin. Buna dikkat etmekte fayda var" ifadelerini kullandı.