İSTANBUL - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhan Altun, diş bakımının bebeklikte başladığını belirterek, "Bebeğin bakımını üstlenen bireylerin ağız içerisinde çürük yapıcı mikroorganizmalar varsa, bu mikroplar çocuğa geçmektedir. Bu geçiş, tükürük yoluyla olmaktadır. Bu sebepten bakıcı annelerin biraz daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Örneğin beslenme esnasında kaşığın ağızdan ağıza geçirilmemesi, emziklerin bakıcı anneler tarafından kendi ağızlarına sokulmaması, bebeğin ağız ve çevresinden öpülmemesi gibi önlemler alınabilir." dedi.

Altun, yaptığı açıklamada, yapılan son çalışmalarla, bir bakteriyel enfeksiyon olan çürüğü durdurabilmek için bireyden bireye olan bakteri taşınmasının engellenmesine, diyet alışkanlıklarının değiştirilmesine ve ağız hijyeninin iyileştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Ağız ortamının doğum esnasında mikroorganizmalar açısından steril olduğunu belirten Altun, doğum esnasında veya doğumdan sonra bakteri, mantar ve virüslerin ağız içerisinde yerleşmeye başladığını söyledi.

Özellikle çürük yapıcı bakterilerin, süt dişlerin çıkmasından sonra ağız içerisinde çoğaldığını ve bu dönemin genellikle bebeklerin 19-31. aylarında meydana geldiğini ifade eden Altun, "Diş bakımı bebeklikte başlamalı. Bu dönemde, bebeğin bakımını üstlenen bireylerin ağız içerisinde çürük yapıcı mikroorganizmalar varsa, bu mikroplar çocuğa geçmektedir. Bu geçiş tükürük yoluyla olmaktadır. Bu sebepten bakıcı annelerin biraz daha dikkatli olmaları gerekmektedir." diye konuştu.

Çocukların diş sağlığında öncelikle sorumlu anne ve baba

Ceyhan Altun, beslenme esnasında kaşığın ağızdan ağıza geçirilmemesi, emziklerin bakıcı anneler tarafından kendi ağızlarına sokulmaması ve bebeğin ağız ve çevresinden öpülmemesi gibi önlemlerin alınabileceğine işaret ederek, "Çürükten sorumlu başlıca bakteri olan streptokokus mutansların annelerden edinildiği ve annelerde yüksek seviyelerde ise çocuklarında da yüksek seviyelerde olduğu artık bilinmektedir." dedi.

Ağız içerisinde bakteri kolonizasyonunun kaçınılmaz bir durum olduğunu anlatan Altun, şöyle devam etti:

"Ancak bakıcı annenin ağız florası yoğun bir şekilde çürük yapıcı bakterilerden oluşuyor ise bu bakteriler bebeğe de bulaşabilir ve ömür boyu ağız ve diş sağlığı ile uğraşmak zorunda kalabilir. Bakteriler tükürük salgısında mililitrede 100 milyondan fazla gibi yüksek sayılarda bulunurlar. Oral hijyen konusunda ne kadar titiz olursak olalım, hepimizin dişleri üzerinde dental plak oluşur. Bakteriler, bu plaklar üzerinde kolonize olarak diş çürümelerine ve diş eti hastalıklarına yol açarlar."

Çocukların ağız ve diş sağlığının öncelikle anne, babasının sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Altun, oral kavitede streptokokus mutansın varlığının diş çürüklerinin iyi bir göstergesi olduğunu, ağızda ne kadar fazla streptokokus mutans varsa o kadar çok çürük olacağını belirtti.

Alınacak tedbirlerle çocuğun gelecek hayatı boyunca sağlıklı bir ağza sahip olabileceğini ifade eden Altun, "Bu dönem, kimi kaynaklara göre 12. ay kimi kaynaklara göre 36. ay olarak gösterilmektedir. Çocuklarımızı emanet edeceğimiz bakıcıları seçerken ağız ve diş sağlıkları yönünden de dikkat etmeliyiz. Eğer mümkünse bir diş hekimine giderek bakıcılarımızın ve hatta anne baba olarak bizlerin çürüklerimizi tedavi ettirmemiz, diş eti hastalıklarından kurtulmamız çocuklarımızın gelecek hayatları boyunca sağlıklı birer birey olmaları için büyük önem taşımaktadır." görüşünü dile getirdi.

"Hastalıklı dişler diğer organları da etkiler"

Sancaktepe Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekimi Dt. Doğuş Kadıoğlu da ağzın, sindirim sisteminin başlangıcı olduğunu, alınan besinlerin ağızda bulunan sağlıklı dişler yardımıyla sindirime hazırlandığını söyledi.

Hastalıklı dişlerin, ağız sağlığını etkilediği gibi insan vücudundaki diğer organların sağlığı için de tehdit oluşturduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, "Dişlerde gizlenmiş bir enfeksiyon, kalp, böbrek veya damar sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Bu gibi rahatsızlıklardan korunmak amacıyla dişlerin sağlıklı kalması gerekmektedir. Bu yüzden, her gün en az 2 defa dişlerin fırçalanması, besin artıklarının diş aralarından uzaklaştırılması ki bunun için ara yüz fırçaları, diş ipi kullanımının ihmal edilmemesi ve günde en az bir defa kullanılması gerekmektedir." diye konuştu.

Kadıoğlu, sağlıklı bir ağız ve diş yapısının insanların çiğneme fonksiyonunu yerine getirdiği gibi konuşma ve estetiğini de olumlu yönde etkilediğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Çocuklarımızın diş sağlığı onların gelişiminde çok önemli rol oynamaktadır. Çocuklarda süt dişleri 6-8 aylık iken çıkmaya başlar ve 3 yaşına kadar süt dişleri tamamlanır. Küçük yaşlarda ağız ve diş sağlığına dikkat edilmesi ve çocukların dişlerinde henüz bir problem oluşmadan diş hekimiyle tanışması, fırçalama ve diş ipi kullanma alışkanlığı edinmesi ilerleyen yaşlarda karşılaşılabilecek ciddi sağlık problemlerinde önüne geçilmesini sağlar."

Koruyucu ve önleyici tedavilerin diş hekimi tarafından gerek görüldüğünde çocuğa uygulanması gerektiğini dile getiren Kadıoğlu, süt dişlerinde başlangıç aşamasında olsa dahi çürük tespit edildiğinde tedavi yapılması gerektiğini kaydetti.

Çürük ya da travma sebebiyle erken kaybedilen süt dişlerin yerine, daimi diş sürene kadar koruyan, yer tutucu uygulamaların dişlerin doğru dizilimini sağlamak için gerekli olduğuna işaret eden Kadıoğlu, şunları kaydetti:

"Daimi dişlerin sağlıklı gelişiminde, süt dişlerinin sağlıklı olması çok önemli. İnsanların sağlıklı bir ağız ve diş yapısına sahip olabilmesi için diş hekimlerine 6 ayda bir başvurarak ağız ve diş sağlıklarını kontrol ettirmeleri, ayrıca günde en az 2 defa diş fırçalamaları, diş ipi ve ara yüz fırçası kullanmaları, asitli şekerli yiyeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Ülkemizde en sık rastlanan sağlık sorunlarından biri olan diş ve diş eti hastalıkları, diş fırçalama, diş ipi kullanımı, düzenli olarak diş hekimine gitme alışkanlıklarının kazandırılmasıyla azaltılabilir."