Röportaj  kökeni,  ‘toplamak’, ‘getirmek’ anlamlarında kullanılan reportare fiiline dayanır. Türkçe’ye, Fransızca “reportage” isminden geçmiştir.
Bu kelimeyi sevmeyenler, daha az değer yüklenmiş söyleşi kelimesini kullanabilirler. Elbette söyleşi tam da röportajın karşılığı değildir.
Niçin röportaj yapılır sorusunun cevabından başlandığında meselenin ana çerçevesi belirlenmiş olacaktır.
Bilinmesinde toplum yararı olduğu düşünülen ünlü veya ünsüz bir insana sorular yöneltilir ve onun vereceği cevapların kaydı yapılır. Burada amaç kişiyi tanıtmaktır.
Bilinmesinde toplum yararı olduğu düşünülen bir çevre, müessese, iş, eğitim, sipor, ibadet, askeri tesis,sağlık verilen bir  yeri tanıtılmak için orayı en iyi bilen kişiye, oranın en yetkili kişisine sorular yöneltilir. Bu sorulara alınacak cevaplarla tanıtım amacına ulaşılır.
Daha önemlisi bir olay üzerine, o olayın baş kişisi veya en az ona yakın birisiyle olayı etraflıca öğrenmek ve ammeye öğretmek için konuşulur, sorular sorularak cevabı alınır.Bir askeri alanda bir patlama olmuşsa, sebebini açığa çıkartmayı hedefleyen bir röportaj yapılabilir. Bu röportajda cephaneliğin ebadı, nitelikleri, hangi şartlarda korunduğu, taşındığı, sayıldığı, bu işi yapanların uzmanlık durumu, ihanet var mı, ihmal var mı gibi durumlar sorularla araştırılır. Cevaplar kaydedilir.
En zirve röportaj ise düşünce üzerine yapılan röportajdır. Diyelim ki bir Dışişleri Bakanı, ya da bir Siyasal Bilimler akademisyeni bir tez ortaya koyuyor. Komşularımızla sıfır sorun ilkesiyle dış politika yürütmenin faydalı olacağını iddia ediyor. Bu düşünce bir röportajla etraflıca sorgulanmalı ve kamu oyu ile paylaşılmalıdır.
Yani röportajın konusu insan ve kurumlar, çevre ve tesisler olabilir. Ama asıl röportaj konusu olay ve daha da zirvesi düşüncedir.
Röportaj yapan kişinin de bir takım özellikleri ve amacı olmalıdır. Yapmış olmak için, bir yayın organında her hafta yapılmak zorunda olunduğu için röportaj yapılmaz. Röportaj yapılması zorunlu olduğunda yapılır. Bunun periyodu, sayısı olmaz. Olaylar çoksa, düşünce üretimi hızlıysa her olay için, her yeni düşünce için her an röportaj yapılabilir.
Röportaj yapacak kişi görüşeceği uzmanla, ya da olay kişisiyle, ya da olaya konu olan müessese, çevre ile ilgili olarak ya da ortaya atılmış yeni bir düşünce hakkında etraflıca bilgi sahibi olmalıdır.
Giriş bölümü ‘Son günlerde kamuoyunu meşgul eden nükleer silahlar konusunu uzmanıyla etraflıca konuştuk. Konunun uzmanı Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Silahlar uzmanı meğer bu konuda ne kadar da az bilgi sahibiymişiz dedirten ilginç cevaplar verdi’ örneklemesiyle  başlanabilir.
Bir ayrı kutuda o uzmanın hayat hikayesi, eğitimi, aile durumu, konuyla ilgili çalışmaları, başka çalışmaları ve topluma olan hizmetleri anlatılabilir.
Röportaja ‘Efendim kısaca hayat hikayenizi okurlarımız için anlatır mısınız?’ diyen biriyle  asla başlamayınız. O hem bilgisiz hem hürmetsiz biridir.
Bir röportajcı görüşmeye gittiği kişiyi mümkün olduğunca tanıyarak, bilerek bu kişiye neler sorulabileceğinin farkında olarak gitmelidir.
Söyleşide bir ön hazırlık olması gerekir. Tanıtmak istediğiniz şahıs, kurum veya çevrenin önceden planlanması ve incelenmesi gerekir. 

Misal olarak, bir kişiyi tanıtmak istiyorsak o kişi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamız gerekir. Kişi hakkında yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde sorular o kişinin özelliklerini yansıtacak bir şekilde önceden hazırlanmalıdır.
Röportaj sırasında konuşmanın akışı içinde yeni sorular sormalısınız. Önceden ana sorularınızla sınırlı kalırsanız bilin ki o röportaj başarısızdır. Eğer siz söylenenleri anlıyorsanız zaten ek sorular aklınıza takılacak siz de o soruları sorarak konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacak başarılı bir röportaj yapmış olacaksınız. Aklınıza hiç yeni soru gelmiyorsa siz o konuyu bilmiyor ve anlamıyorsunuz demektir. 
Röportajın bitirilmesi sırasında ‘Efendim son söz olarak, topluma bir mesaj olarak ne söylemek istersiniz?’ gibi saçmalık yapıldığında verdiğiniz röportajı iptal etmelisiniz. O kişi röportajcı olmadığı gibi nezaketten de habersiz biridir. Son sözünü biraz sonra ölecek insan söyler. Röportaj boyunca topluma istediğini söyleyememiş bir adam röportaj yapmayı değmez biridir.
Röportajcı ‘Efendim, beyefendi, hanımefendi bize değerli çalışmalarınız arasında zaman ayırdığınız için teşekkür ederim’ diyebilir. Demelidir. Kişi de !Rica ederim , ben de size teşekkür ederim’ demelidir. Kimileri ya kendisi, ya da röportajcı şöyle diyor. ‘Bana bu fırsatı verdiğiniz için asıl ben teşekkür ederim’. Bu da son derece terbiye sınırlarını aşan bir ifadedir. Kim kime fırsat veriyor? Her röportajcı şunu unutmamalı. Görüştüğünüz kişi değerlidir. Onun bilgisinden, düşüncesinden siz yararlanıyor ve toplumu yararlandırıyorsunuz. Ona sizin fırsat vermeniz haddiniz değildir.