MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'yi Irak'ta meşgul etme, tuzağa çekme, yargılama sinsiliği kolektif bir tezgahtır. Bu tezgahı kuranlar, Akdeniz ve Ege'deki mevcudiyetimizi, Rusya ve Ukrayna arasında barışçıl çabalarımızı, Tel Rıfat ve Münbiç'e muhtemel askeri harekatımızı engellemek isteyen namertlerdir" dedi.

ANKARA (DHA)

MHP Genel Başkanı Bahçeli, gündemdeki konulara ilişkin yazılı açıklama yaptı. İnsani, vicdani ve siyasi krizlerin derinleştiğine işaret eden Bahçeli yaptığı değerlendirmede, "Beşeriyet çetin ve sancılı bir geçiş sürecinin içinde bir tarafta bocalayıp çırpınırken diğer tarafta vaki anafordan çıkış ve kurtuluş yolları aramaktadır. İnsani, vicdani ve siyasi krizler birbirine eklemlenerek, birbirinden enerji devşirerek günbegün derinleşmektedir. Rusya- Ukrayna savaşının yaygın komplikasyonları, ekonomik ve diplomatik bunalımların konservatif ve kolonyal etkileri, asimetrik çatışmaların yanında etnik ve mezhebi kutuplaşmaların kompleks ve koçbaşı halinde kullanım şekli barış, huzur ve istikrar arayışlarını sekteye uğratmaktadır. Retorikte yeni bir dünyanın yol haritası çizilirken bundan mülhem skandallar ve trajedilerin ivme kazanması, insani ve sosyal maliyetlerin kabarması doğal olarak hayal kırıklarıyla birlikte daha iyi, daha güvenli, daha dengeli bir dünya özlemini sabote etmektedir" ifadelerini kullandı. 

'TÜRKİYE GERÇEĞİ TÜM GÖRKEMİYLE ORTADA'

Türkiye'nin irade ve itibarıyla tüm dikkatleri üzerine çektiğini kaydeden MHP lideri, "Karşımızdaki bu alacakaranlık tabloya rağmen Türkiye çelik gibi iradesiyle, umut ve uğur adası gibi sivrilen itibarıyla bütün dikkatleri üzerine çekmektedir. Nerede bir sıkıntı varsa, nerede düğümü çözülmesi gereken bir sorun bulunuyorsa Türkiye’miz aktif, atılgan, çok boyutlu, milli ve manevi değerlerle perçinlenmiş sorumlu politikalarıyla o alanlara müdahil olmaktadır. Söz dinleyen değil, sözü dinlenen; söz geçen değil, sözünü geçiren, bunu da samimiyetle, caydırıcı vasfıyla, usta manevralarla, sabır ve sebatla örülmüş adımlarla, devlet ve millet dayanışmasının eşsiz ahlakıyla başaran bir Türkiye gerçeği vardır ve tüm görkemiyle ortadadır. Ülkemizin muvaffakiyetindeki ve mukayeseli üstünlüğündeki sır, tarihin akış istikametini isabetli okumasında, coğrafyaların dokusuna zamanında nüfuz etmesinde, çağın ruhunu doğru anlayabilmesinde yatmaktadır. İlerleyen, hamle üstünlüğünü sürekli elinde tutan, ilkelerinden ve inançlarından ödün vermeyen Türkiye'nin her sorunda hakem rolü üstlenmesi kuşkusuz tarihi misyonuyla uyumun bir sonucudur" değerlendirmesini yaptı.