ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Helalleşme yolculuğuna başladım ve sürdürüyorum. Amacım; yarın yöneteceğimiz devletin çeşitliliğiyle gurur duyacağımızı halkımıza anlatmak, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek ve bunu herkese anlatmak. Gittiğim hiçbir yerde ne Erdoğan'ı ne de partisini konuşacağım" dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devam etmesi kararına ilişkin, "Adalet kadar değerli bir kavram yoktur dünyada. İnsanlık tarihi adalet için mücadele tarihidir. Bir kişinin haksız yere uzun süre hapiste tutulması en büyük adaletsizliktir. Adaleti dağıtmak için mahkemelerimiz var. Uluslararası hukuku kendi anayasamıza koymuşuz. Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen 1541 gündür hapiste. Onun hapiste olması kişisel sorunu değildir. Bu Türkiye'nin en temel adalet sorunudur. Bu sorunu çözmek de bize yani 'Millet İttifakı'na nasip olacak" diye konuştu. 

'DÜZCE HAVASI EN KİRLİ İL'

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekillerinin Düzce ziyaretini anımsatarak, kentin hava kirliliğinde birinci sırada olduğunu, bölge halkının bu nedenle kansere yakalandığını ve hayatını kaybettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Düzcelilerin doğal gaz ücretini ödemesine, devletin destek olması gerektiğini belirterek, "Fakir ama kömür veriyorlar. Doğal gaz parasını ödesen daha iyi değil mi, daha adaletli değil mi?" dedi. 

Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Genel Kurulu'nun 3 Şubat'ta olağanüstü toplanacağını anımsatarak, "Nisan ayında yapılacak toplantıyı Merkez Bankası, şubata almış. Hazine tamtakır. 60 milyar lirayı nasıl ödeyecekler? Erken genel kurulu yapıp, 60 milyar lirayı hazineye verecekler. Önemli olan 60 milyara muhtaç bir hazinedir ama bunları anlatırken kimse umutsuzluğa  kapılmasın, bunların tamamı akılcı politikalarla çözülür" diye konuştu. 

'ÜLKENİN ÖLEN HAYALLERİNİ SEYRETMEYECEĞİZ'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ciddi sorunlarının bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Mesele Erdoğan değil, mesele Türkiye. Bunu bir daha ifade edeyim. Bizleri izleyen vatandaşlarım; Türkiye'nin hayalleri öldü. Türkiye'nin geleceği için hepimiz korkuyoruz ve ciddi bir endişe içindeyiz. Gittiğimiz bütün sahada bunları görüyoruz. Ailemiz, evlatlarımız onların geleceği için korkuyoruz. Bu endişe sadece bana ait değil. Aynı endişeyi bütün vatandaşlar taşıyorlar. Öyle bir hale geldi ki ülkemiz, dünyanın en dinamik bölgesindeyiz. Milyonlar giderek yoksullaşıyor. Gönlü yaralı genç nesiller oluştu. Biz ülkenin ölen hayallerini seyretmeyeceğiz CHP'liler olarak. Bu ülkenin geleceğini düşünerek, Erdoğan'a hakkımızın helal olmadığını söylemekten daha çoğunu yapmak zorundayız. En büyük suçu, bu ülkenin hoşgörüsünü yok etmek oldu. Eskiden komşu komşunun külüne muhtaçtı, oturur konuşurduk, dertleşirdik. Birbirimizin yüzüne bakardık. En azından bayramlarda bir araya gelirdik. Hoşgörüyü yok ettiler. Artık kendisini bir kenara itip hoşgörüsüzlüğü azaltmaya yönelik adımlar atmanın zamanıdır."

'ERDOĞAN'I ARTIK KONUŞMANIN ANLAMI YOK'

'Helalleşme' çağrısında bulunduğunu dile getiren ​Kılıçdaroğlu, "Kucaklaşmaya, beraber olmaya ihtiyacımız var' dedim. Helalleşme yolculuğuna başladım ve sürdürüyorum. Amacım; yarın yöneteceğimiz devletin çeşitliliğiyle gurur duyacağımızı halkımıza anlatmak, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek ve bunu herkese anlatmak. Gittiğim hiçbir yerde ne Erdoğan'ı ne de partisini konuşacağım. Samimi bir şekilde 'Buraya ben barışmaya, helalleşmeye geldim' diyeceğim. Bu ülke hiçbir zaman harika olmadı ancak bu ülke hiçbir zaman bu kadar adaletsiz de olmadı. Adalet kavramının yerlerde süründüğü bir dönemi hiç ama hiç yaşamadık. Erdoğan'ı artık konuşmanın bir anlamı yok. Nasıl bir adalet sistemi getireceğiz, onu konuşmak istiyoruz. Erdoğan'ı konuşacağımıza ülkenin verimliliğini nasıl artıracağız, diye konuşmak zorundayız. Başlamak için bugünden daha iyi bir zaman yok" diye konuştu.