İZMİR - İYİ Parti Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İzmir İl Başkanlığı'nda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kentin sorunlarına dikkat çeken Dervişoğlu, özellikle yağmurlu havalarda altyapı sıkıntılarının gündeme geldiğine değinerek, eksiklerin giderilmesi noktasında siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi. CHP'li Burak Oğuz'un Urla Belediye Başkanlığı'nı yürütürken, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 'iltisak' iddiasıyla tutuklanması ve yerine kayyum atanmasıyla ilgili Dervişoğlu, "İzmir gibi bir yerde kayyum ataması, başka yerlerdeki gibi algılanmaz. Terör örgütüne iltisaktan bahsediliyor. Bu da hükümete kayyum atama yetkisi veriyor. CHP ile seçim iş birliği yaptık. Ama Urla'da İYİ Parti olarak müstakil aday çıkardık. Ayrı oyla belediye başkanı, belediye meclis üyesi seçilmiş. Kusurlu, kabahatli kişiler çıkabilir. Ama İzmir, kurullarını işleten bir kenttir. Biz seçim öncesi böyle bir iltisaktan haberdar olsaydık CHP'yi uyarırdık. Oradan FETÖ'cü çıktı, diye o kenti cezalandıramazsınız" diye konuştu. 

'GÖKDELEN PROJESİ İZMİR'İN BAĞRINA ÇAKILMIŞ KAZIKTIR'

İzmir'in Konak ilçesi Pasaport mevkisinde, uzun süredir tartışmalara neden olan, 250 metre uzunluğundaki 60 katlı gökdelen inşaatına ilişkin de konuşan Dervişoğlu, şunları söyledi: 

"Bu proje İzmir'in bağrına çakılmış bir kazık niteliği taşıyor. İzmir'in yüzde 53'ünde yeni yerleşim alanları oluşturabilme imkanımız var. Kentin merkezine kentin silüetini bozabilecek gökdelenlerin yapılmasına sıcak bakmam mümkün değil. Kentin jeolojik yapısı da buna elverişli değil. Denizin kenarında yola kazma vurduğunuzda 20 santimetrede tuzlu su çıkıyor. 'Deprem' deyince akla hep İstanbul geliyor ancak İzmir önemli fay hatlarının geçtiği bir deprem bölgesi. Bir kentin kültürünü yaşatabilmek için o kentin önce anılarının yaşatılması lazım. Kent merkeziyle oynandığında, anılarla oynanır ve bizi İzmirli yapan değerler aşınır. O sebeple kent merkezinin siluetine zarar verebilecek maceraperest adımların atılmaması lazım. Çevresel etkiler değerlendirilmeli ve referanduma başvurulmalı. İzmir halkına sorulsun; bağrına saplanmış bir kazık istiyor mu?" 

'YERLİ ARABAYI YERİNDE VE DOĞRU BULUYORUZ'

İYİ Parti'li Dervişoğlu, yerli otomobile destek verdiklerini vurgulayarak, "Vatandaş nezdinde iyilik duygusu yaratabilecek birtakım adımları atmak lazım. Bu adımlardan biri yerli araba meselesidir. Biz bu girişimi doğru ve yerinde buluyoruz. İYİ Parti olarak bu ekonomik hamlede imzası bulunanları takdir ediyoruz. Ancak hükümeti birtakım gerçekleri de görmeye davet etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Dünya, otomotiv sektörüyle rekabet edebilmek adına firmaları birleştiriyorsa hükümetin de böyle tedbirleri yaşama geçirebilecek çalışmaları devreye sokmaları gerektiğine inanıyoruz" dedi. 

'Kanal İstanbul' projesiyle ilgili de değerlendirmede bulunan Dervişoğlu, "TBMM'de bu işin sorumlusu bakanlıklara ve bürokratlara sorduk. Bize dediler ki '33 üniversiteden 200'den fazla bilim insanının fikirlerine danışarak, bizler bu projeyi eyleme geçirme kararı aldık'. Biz bu projenin ekosistem açısından ciddi sorunları beraberinde getireceği gibi dış politika alanında da Türkiye açısından birtakım sıkıntıları beraberinde getireceğini düşünüyoruz. İYİ Parti olarak biz bu projenin yapılabilirliğine ihtimal vermiyoruz" diye konuştu.

'ANLAŞMAYI KABUL EDERKEN İYİ İLİŞKİLERE DİKKAT ÇEKTİK'

Libya konusunda deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili TBMM'ye gelen anlaşmaya İYİ Parti'nin onay verdiğine dikkat çeken Dervişoğlu, "Akdeniz'in doğusu, bahsettiğimiz alana sınırı olan bütün ülkeleri ilgilendiriyor. Bizim salt Libya ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma, başlı başına tek çözüm değildir. O bölgede istikrarın sağlanması, diğer ülkelerin de ortaya çıkacak değerlendirmelerde bizlerle hem fikir olmasını temin etmemiz icap ediyor. Biz bu anlaşmayı kabul ederken, Türkiye'nin bütün ülkelerle iyi ilişkiler içinde bulunması gerektiği hususuna işaret ettik. Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması antlaşmasıyla Libya'ya asker gönderme tezkeresini birbirine karıştırdılar. Oysa ikisi birbirinden çok farklıdır. İYİ Parti olarak biz Libya'ya asker gönderme tezkeresine 'hayır' oyu verdik" dedi.

Libya konusunda aydınlatılmamış noktalar olduğunu da belirten İYİ Parti'li Dervişoğlu, "Dışişleri bakanımızla yapmış olduğumuz görüşmede, Libya'ya gideceksek ve bu bir davet mektubuyla gerçekleşecekse mektupta nelerin yazılı olduğunu bizlere söylemelerini istedik. Dışişleri Bakanımız 'Sayın cumhurbaşkanından izin almadan davet mektubunun içeriği hakkında bilgi vermem mümkün değildir' cevabını verdi. AK Parti'nin milletvekilleri de davet mektubunun içeriğini bilmiyordu. Bilmedikleri bir mektuba 'evet' oyu verdiler. Libya'ya kaç asker gidecektir? Gidecek askerlerin sayısı, sınıfı, statüsü ne olacaktır? Asker oraya nasıl sevk edilecektir? Kendisi içinde bir iç savaşın yaşandığı Libya da mevcut yönetimin diğer güçler tarafından ele geçirilmesi durumunda askerimizin konumu ve tavrı ne olacaktır? Zaman sınırı nedir? Biz Libya'da ne kadar kalacağız?" diye konuştu.