Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk-Amerikan ilişkilerinin zaman zaman kısa dönemler için zayıflamış olsa da stratejik önemini daima koruduğunu ve hep güçlü kaldığını belirterek, bu ilişkilerin aslında bilinenden çok eskilere dayandığını söyledi.
Gül, NATO zirvesi için geldiği Chicago'da Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan tarafından verilen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı resepsiyonuna katılarak konuşma yaptı.
Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler için bir dakikalık saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu programda kürsüye eşi Hayrünnisa Gül ile çıkan Abdullah Gül, uzun yıllardan sonra Chicago'da bir Türk Cumhurbaşkanı'nın bulunmasının kendileri için ayrı, unutulmaz bir anı olacağını söyledi.
Gül, şunları kaydetti:
''Bugün 19 Mayıs, bayram bizim için. Bu bayramı bugün ABD'de sizlerle beraber yapıyoruz. Bu da ayrı bir mutluluk kaynağı. 19 Mayıs bildiğiniz gibi tarihimizin çok zor dönemlerinde var olma-yok olma mücadelesini verdiğimiz dönemlerde Büyük Atatürk'ün Samsun'a çıkıp İstiklal Mücadelesi'ni başlatma serüveninin başlamasıdır. Samsun'dan sonra birçok Anadolu toprakları gezildi, büyük mücadele verildi ve Büyük Osmanlı İmparatorluğu sona erdi, onun yerine yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Neredeyse 100 yıl oluyor ve bugün hepimiz büyük bir gururla, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak ülkemize hizmet, halkımıza hizmet için elimizden geleni yapıyoruz.
Bu vesileyle başta Atatürk olmak üzere, onun bütün silah arkadaşlarını ve bütün şehitlerimizi, sadece İstiklal Harbi süresi içerisinde değil, ondan önceki ve bugün de yine ülke için, millet için en değerli varlığını veren bütün şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyorum.''
Cumhurbaşkanı Gül, Türk-Amerikan ilişkilerinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu ilişkilerin, ikili ilişkilerde olduğu gibi, NATO içinde de çok önem taşıdığını belirtti.
Chicago'ya NATO zirvesi vesilesiyle geldiğine işaret eden Gül, ''ABD Başkanı Barack Obama Chicagolu biliyorsunuz. Dolayısıyla bu zirvenin ABD'nin ev sahipliğinde yapılmasını ve kendi şehrinde yapılmasını istedi, daveti bu şekilde yaptı ve bu vesileyle buradayız'' dedi.
Bu toplantıya NATO'nun 28 üyesi olması rağmen, 60'a yakın ülkenin katıldığına, başka vesilelerle de davet edilen ülkeler olduğuna dikkati çeken Gül, Türkiye içinse bu toplantının ayrı bir öneminin daha olduğunu ifade ederek, ''Biz NATO'ya üyeliğimizin 60. yılını kutluyoruz. 60 yıl önce, biz 1952 yılında NATO'ya üye olmuştuk. O zaman 5-6 tane üyesi vardı NATO'nun, biri de biziz. O zaman NATO'nun ve bizlerin de düşmanı olan birçok ülke bugün bizim müttefikimiz haline geldi, ittifakın içinde yer alıyorlar ve bizimle beraberler. Bunun da tabii ki ayrıca bir sevinç kaynağı, mutluluk kaynağı olması gerekir NATO'nun başarısını gösterme açısından'' diye konuştu.
Gül, Türk-Amerikan ilişkilerinin çok eskiye dayandığına değinerek, şöyle devam etti:
''Herkes bunun Kore Savaşı ile başladığını zanneder. Kore Savaşı'nda hürriyet, özgürlük için Koreli dostlarımızın, verdiğimiz şehitler var, büyük kahramanlıklar tabii ki gerçekleştirmişiz. Kore'de hala bu bilinir ve Türkleri kan kardeşi olarak bilir Koreliler ve bunu hiç unutmazlar. Ama Türk-Amerikan ilişkileri aslında çok eskilere kadar gider. O kadar eskilere kadar gider ki bunu aslında ABD'de yaşayan sizler çok iyi bilirsiniz.
Washington Anıtı'nı biliyorsunuz, 169 metre yüksekliğinde. Onun 58. metresine çıktığınızda orada 31. Osmanlı Sultanı Abdülmecid Han'ın nişanesini görürsünüz. 150 yıl önceye gittiğimizde, dünyanın en büyük devletlerinden birisi olan Osmanlı Türk Devleti'nin sultanının nişanını görürsünüz. Başka bir şey daha var; Kongre binasındaki Temsilciler Meclisi'ni ziyaret ettiğinizde, balkona gittiğinizde, 23'üncü kapısının üstünde mermer bir plaka, üstünde Kanuni Sultan Süleyman'a ait bir rölyef var.
Bütün bunlar şunu gösteriyor: Birçok daha tarihi gerçekler var ki Türk-Amerikan ilişkileri aslında çok eski yıllara kadar gider. 1950'den sonra Türkiye NATO üyesi olduktan sonra ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler her bakımdan çok önemlidir ve Türk dış politikasının çok önemli sütunlarından birini oluşturur.''
Cumhurbaşkanı Gül, iki ülkenin dostluğunun demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, serbest piyasa ekonomisi gibi değerler üzerinde yükseldiğini belirterek, ''Zaman zaman belki ittifakımız ve dostluklarımız zayıflasa da daima stratejik önemini korumuştur. Bugün de model ortaklık şeklinde sınıflandırdığımız ve değerlendirdiğimiz çok yakın bir işbirliğimiz vardır'' dedi.
Gül, sözlerine şöyle devam etti:
''Dışişleri Bakanlığı yaptığım dönemde de, Cumhurbaşkanlığım döneminde de Amerikalı dostlarımızla, başkanlarla, dışişleri bakanlarıyla, senatörlerle, milletvekilleriyle bir araya geldiğimizde, hep onlara şunu söylerim; 'ABD süper bir devlet. Dünyanın birçok bölgesiyle ilgilenir ve birçok olayıyla ilgilenir. Bunları şöyle kağıda yazdığınızda, göreceksiniz ki bu ilgilendiğiniz konularla en çok ilgilenen ülkelerden birisi de Türkiye'dir. Başka bir kağıda da 'biz hangi konularla ilgileniyoruz' diye yazdığımızda o kadar çok benzerlik çıkacaktır ki.
Afganistan'dan Ortadoğu'ya, Balkanlar'dan Akdeniz'e, Kafkaslar'a, terörle mücadeleden enerji meselelerine, NATO'dan Kosova'ya kadar, aklınıza ne geliyorsa saydığınızda ABD'nin çok önem verdiği konular, bütün bu konuların içerisinde Türkiye de vardır, Irak'tan Suriye'ye kadar... Dolayısıyla ABD'nin nezdinde de daima Türkiye önemli bir ülke olmuştur.
Demin söylediğim gibi, zaman zaman zayıflamış olsa bile çok kısa dönemlerde, ilişkilerimiz daima güçlüdür ve bugün de güçlü olarak devam edecektir. Bunun değerini hem biz hem de Amerikalılar çok iyi biliyorlar.''
Cumhurbaşkanı Gül, son dönemlerde dünyadaki çok sıcak konuların maalesef Türkiye'nin etrafındaki coğrafyada olduğuna işaret ederek, ''Dolayısıyla bu olayları en iyi bilen, bu olayları en iyi analiz edebilen ülke de Türkiye'dir. O bakımdan bütün müttefiklerimizin gözünde Türkiye'nin değeri hiçbir zaman azalmamakta, daima güçlü olmaktadır'' diye konuştu.
Gül, konuşmasının sonuna doğru salondaki Türk-Amerikalılara hitap ederek, şunları söyledi:
''Sizler Amerika'da yaşıyorsunuz. Burada yaşarken bir noktada da Türkiye'yi burada temsil ediyorsunuz. Bugün Türk-Amerikan dernekleriyle, üniversitelerdeki değerli öğrenciler, onların temsilcileriyle buluştum, onlara da söyledim; 'birlikten kuvvet doğar'. Bu bizim bir sözümüz, aslında buna benzer söz bütün dillerde vardır.
Dolayısıyla burada herkes kendi coğrafyasında büyük bir ülke olduğu için bunu söylüyorum. Yani eyaletlerde, illerde faaliyet gösterirken, Türkiye söz konusu olduğunda da hepiniz enerjinizi toparlayabilmeniz gerekir.
Türkiye'yi burada temsil ediyorsunuz dedim. Burada aslında üniversitelerde, iş dünyasında, başka alanlarda Türkiye'yi temsil eden çok değerli vatandaşlarımız var. Türkiye'nin son yıllarda ne kadar değiştiğini de eminim sizler takip ediyorsunuz. Türkiye özellikle yine son yıllarda televizyonlarda, gazetelerde daima gündeme gelirken çoğunlukla pozitif olarak geliyor ve Türkiye imajı eminim ki sizleri de gururlandırıyordur. Zaman zaman eski yıllarda ekonomik krizlerle veya bazı büyük bunalımlarla gündeme gelen Türkiye bugün tam tersine başarılarıyla, kazançlarıyla ve katkılarıyla hep gündeme gelmekte. Sizler bunu en çok fark edenler olmalısınız bulunduğunuz çevrede. Türkiye'yi temsil ediyorsunuz, Türkiye'yi temsil ederken aslında Türkiye'ye uzakta da olsa en büyük hizmeti yapıyorsunuz. Çünkü güçlü bir ülkede, dünya politikalarında söz sahibi olan bir ülkede sizlerin faaliyetiniz, etkinliğiniz, varlığınız bizim için büyük bir avantajdır.
Sporcularımız, basketbolcularımız, Mehmet Okur ile Ömer Aşık buradaydı, diğer arkadaşlarımız hepsi bizim burada gururlarımızdır. Üniversitelerdeki çok değerli bilim adamlarımız, ki sayıları çok, onlar bizim hep gurur duyduğumuz kişilerdir. İş dünyasındakiler, kültür alanında faaliyet gösterenler, bütün bu çalışmaları sizler yaparken, farkına varmadan Türkiye'ye de çok büyük hizmetlerde bulunuyorsunuz. Bütün bunlardan dolayı hepinize başarılar diliyoruz, bunların çoğalmasını arzu ediyoruz.''
Cumhurbaşkanı Gül, ABD'deki Türk toplumunun siyasette görünürlülüğünün ve varlığının da yine giderek artmasını istediklerinin altını çizerek, bazı teşebbüsler olduğunu, bunları bildiklerini ifade etti.
Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şunu unutmayın ki bu ülke çoğulculuğa inanan bir ülke, farklı kültürden, farklı ırktan, farklı dinden herkes olabilir, ama kurallara uyduğu sürece herkes saygındır ve herkesin de önü açıktır. Dolayısıyla burada kendi kimliklerinizi korurken, Türkiye ile ilişkilerinizi en güçlü şekilde devam ettirirken, bu ülkede de yükselmek ve başarılı olmak mümkündür. Ne kadar çok başarılı olursanız, o kadar çok sizlerle gurur duyarız. Hem kendinize, hem ailenize, hem Türkiye'ye, hem de tabii ki bulunduğunuz ülkeye hizmetiniz olur. Bütün bunlar içerisinde de yakın ilişki içinde olmanız, birbirinizi korumanız, özellikle buraya yeni gelenler var, buraya yeni gelen akrabalarınız var, yeni gelen dostlarınız var, onlara hep sahip çıkmanız, ki burada görüyorum, Ahıska Türkleri başta olmak üzere Balkanlar'dan gelenler, Türk dünyasının başka coğrafyasından gelenler, bütün bunlarla ilişkilerinizi ne kadar çok geliştirirseniz, o kadar çok sizler de burada güçlü olacaksınız.''
Gül, konuşmasını, salonda bulunan herkesin 19 Mayıs bayramını kutlayarak tamamladı.
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da gecede yaptığı konuşmada, çağdaş Türkiye'nin temellerinin 93 yıl önce bugün Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde yakılan İstiklal ateşiyle atıldığını belirterek, şunları söyledi:
''Halkımız, 19 Mayıs 1919'da başlattığı bağımsızlık mücadelesinin ardından inanç ve kararlılıkla çalışmaya devam etmiş, köklü tarihinden ve zengin kültüründen aldığı güçle bugün tüm dünyanın gıptayla izlediği bir refah ve demokratik düzen tesis etmiştir. Türkiye'nin geldiği nokta, binlerce kilometre uzakta yaşayan bizlerin göğsünü kabartmaktadır. Ülkemizin küresel sahnede ulaştığı konum ve üstlendiği sorumluluklar, yurt dışında yaşayan Türkler için bir kıvanç kaynağıdır. Huzurlarınızda ülkemizin istiklali uğruna canlarını veren bütün şehitlerimizi derin saygı ve minnet duygularıyla anıyorum.''
Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'ü Chicago'da ağırlamaktan heyecan ve mutluluk duyduklarını kaydeden Tan, Türk-Amerikan toplumunun iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir etken olmaya devam ettiğini söyledi.
Tan, 300 bini aşan nüfusuyla Türk-Amerikan toplumunun Amerikan siyasal, toplumsal ve iktisadi hayatında giderek daha etkili rol oynamaya başladığını dile getirdi.
Büyükelçi Tan, Türk-Amerikan toplumunun bir üyesinin en kısa zamanda ABD Kongresi'nde görev almasını arzuladığını söyledi.
Resepsiyona katılan, Chicago kentinin bağlı olduğu Illinois eyaletinin valisi Pat Quinn de Illinois'in çok çeşitlilikler barındıran nüfus yapısıyla, Amerikan toplumunu en iyi yansıtan eyalet olduğunu belirterek, eyalet olarak Türk halkıyla çok iyi bağlarının bulunduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül'ü Chicago'da görmekten duyduğu mutluluğu ifade eden Quinn, Türk-Amerikalıların Illinois'in gelişimine çok büyük katkılarda bulunduğunu söyledi.
Quinn, Amerikan Ulusal Basketbol Ligi (NBA) takımlarından Chicago Bulls'un formasını giyen milli basketbolcu Ömer Aşık'tan söz açarak, salonda bulunan Aşık'a, takıma olan katkılarından ötürü teşekkür etti. Quinn, esprili bir dille, ''Aşık'ın, Türkiye'nin Illinois'ye yönelik şu ana kadarki en iyi ihracatı olduğunu'' kaydetti.
Resepsiyona Chicago ve çevresi başta olmak üzere ABD genelindeki Türk ve Türk Amerikalılar ile akraba topluluklardan 650 civarında kişi katıldı.
Resepsiyona katılanların yoğun ilgisiyle karşılaşan Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, herkesle tek tek tanıştı, sohbet etti.
Kültürel programın da yer aldığı resepsiyonda, Devlet Opera ve Balesi sanatçıları Aylin Özuğur (piyano), Murat Gedikli (keman) ve Şakir Özdemir'den oluşan (kontrbas) trio, dinledi sundu.
Geceye, Cumhurbaşkanı Gül'ün gün içerisinde kabul ettiği NBA'deki Türk basketbolcular Ömer Aşık ile Mehmet Okur da katıldı.