AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. MYK toplantısı sürerken basın toplantısı düzenleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iç ve dış politika gündemi, Kovid-19 salgınıyla mücadele, son dönemde yaptığı temaslara yönelik değerlendirmeler yaptığını ve güncel politik gelişmelerin kapsamlı bir şekilde ele alındığını söyledi. MYK'nın, Türkiye'nin terörle mücadele gündemini de yakından takip ettiğini belirten Çelik, "Suriye örneğinde gördüğümüz gibi PKK/PYD ve YPG terör örgütü, her türlü grupla iş birliği yapabilen, her türlü kılığa girebilen bir yapıya sahip" dedi.

'PKK BÖLGEDE ÇOK BOYUTLU BİR İSTİKRARSIZLIK UNSURU'

PKK terör örgütünün bölge için ana istikrarsızlık unsuru olduğunu vurgulayan Çelik, "PYD/YPG, Suriye'nin kuzeyinde, aynı şekilde Irak'ın kuzeyinde oradaki yerleşik halklara, ister Türkmen olsun, ister Arap olsun, ister Kürt olsun katıksız bir şekilde, ayırt etmeksizin bu düşmanlığı sürdürüyor. PKK'nın orada kurmaya çalıştığı totaliter yapıya boyun eğmeyen herkes bu düşmanlıktan nasibini alıyor. En son da Kuzey Irak'taki Kürtlerin yaşadığı bölgedeki, oradaki güvenlik güçlerine saldırarak aslında bölgede ne kadar çok boyutlu bir istikrarsızlık unsuru olduğunu bir kere daha ortaya koymuş oldu. PKK ile mücadele ve diğer terör örgütleriyle mücadele 7 gün 24 saat esasına göre kesintisiz bir biçimde ve hiçbir gevşeme olmadan, hiçbir yavaşlama olmadan aynı şekilde devam edecektir" diye konuştu.

CHP'nin, Türkiye'nin Kovid-19 salgınıyla mücadelesine yönelik eleştirilerine de değinen Çelik, "Tabii ki onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz, onu geçtik artık. Başka bir alemde yaşıyorlar, başka bir paralel evrende yaşıyorlar. Türkiye elindeki imkanlarla hem Türkiye'deki vatandaşlarımızın sağlığını korumak bakımından hem dünyada ihtiyacı olanlara ulaşmak bakımından etkili bir mücadele ortaya koydu" dedi.

Virüsün mutasyona uğradığı haberlerinin ardından Türkiye'nin İngiltere, Danimarka, Güney Afrika, Hollanda gibi ülkelere uçuşları durdurduğunu hatırlatan Çelik, "Hali hazırda 96 ülkeyle uçuşlarımız düzenli olarak sürüyor, ama kovid ile ilgili bir tehdit veyahut da yönetilmesi gereken süreç ortaya çıktığı zaman hiç şüphe yok ki; bu tedbirler alınacaktır" açıklamasında bulundu.

İstanbul'da bir dönem virüs yayılımının kontrolden çıktığını ancak yeni tedbirlerin alınmasıyla rakamların düşmeye başladığını ifade eden Çelik, sağlık çalışanlarına yönelik vazife malullüğü ve meslek hastalığı statülerinin hızla sonuçlandırılması çalışmalarını takip ettiklerini belirtti. Çelik, özellikle yılbaşı döneminde de alınan kararlara tam olarak uyulmasını, sağlık sistemi üzerindeki yükün daha da azaltılması için gayret sarf edilmesini istedi.

'BELÇİKA'NIN KARARI HAKSIZ, HUKUKSUZ, GAYRİ MEŞRU'

Çelik, Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı elde ettiği zaferden sonraki gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini kaydederken, Belçika Temsilciler Meclisi'nin Yukarı Karabağ konusunda Azerbaycan'ı kınayan ve Türkiye'yi eleştiren kararı için "Mesajımız nettir. Bunun hiçbir hükmü yoktur, geçersiz, haksız, hukuksuz, hakkaniyetsiz ve gayrimeşru bir karardır. Bu tamamen tek yanlı, diasporadaki birtakım aşırı Ermeni söylemleri çerçevesinde bir ülkenin Temsilciler Meclisi'nin nasıl manipüle edildiğini göstermekten öteye gitmez" diye konuştu.

'SALDIRGANLIĞIN ERMENİSTAN'I GETİRDİĞİ YER NET BİR ÇÖKÜŞTÜR'

Minsk Grubu içerisinde yer alan Fransa'nın sürekli olarak kendisini Türkiye'nin karşısında konumlandırmaya çalışan tutumuna işaret eden Çelik şu mesajları verdi:

"Bunun bu meselelere hiçbir faydası yok. Eğer Fransa bu meselelerde sağlıklı bir rol edinmek istiyorsa, yani bunların hepsi bir rol edinme kaygısının gayretiyse onun yolu bu da değil. Türkiye ile doğru zeminlerde, doğru bir dille konuşmak, her zaman diplomatik çözüm yollarının arayışı içerisinde olmak en doğru yoldur. Onun dışında fanatik Ermeni çıkarlarının yönettiği, Kafkaslar'daki barışı tehdit eden yaklaşımların hiçbirinin bundan sonra sonuç almayacağı bellidir. Artık kendi dua etmek için gittiği kiliseden bile kovulan, bakanları istifa eden bir Ermenistan Başbakanı var. Bu radikalizmin, bu saldırganlığın Ermenistan'ı getirdiği yer, net bir şekilde bir çöküştür. Dolayısıyla bu aslında Ermenistan'ı diasporanın da nereye sürüklediğini, birtakım radikal siyasetçilerin de nereye sürüklediğini net bir şekilde göstermesi gereken bir meseledir ya da Fransa'daki bazı siyasetçilerin Ermenistan'ı yine aynı maceralara sürüklemek için teşvik ettiğini, cesaretlendirdiğini gösteren bir yaklaşımdır. Bütün bunlar sağlıklı sonuçlar doğuracak işler değil."

'CHP’NİN BU YAKLAŞIMI TEHDİT SİYASETİ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti'ye oy veren çiftçiler ile ilgili sözlerini eleştiren Çelik, "Çıkıp her gün belli bir toplumsal kesimi 'siz niye AK Parti'ye oy veriyorsunuz' diye tehdit etmek, bunun eleştiriyle, demokratik bir hakla alakası yok. Bu bildiğimiz antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır. Siz kutuplaşmayı eleştirirken çok daha ötesine geçen, doğrudan toplumun belli bir kesimine karşı, zaman zaman işçilere, zaman zaman öğretmenlere, bugün de çiftçilere karşı düşmanlık üreten bir dil kullanıyorsunuz. Bu dil, zehirleyici bir dil. Vatandaşı 'oy veriyor' diye eleştiremezsiniz, vatandaşın iradesi ve oyunun başımızın üstünde yeri var. Siz, bir partinin politikalarını eleştirmek için partiye oy veren vatandaşları hedef gösteriyorsanız, asıl totaliter yaklaşım budur, demokratik olmayan yaklaşım budur, tehdit siyaseti budur. Hiç kimse unutmasın memleketin sahibi vatandaşımızdır. Bu tehdit siyasetine karşı her alanda, her zeminde mücadele etmeye devam edeceğiz. Kendilerini siyaset üstü gördükleri vesayet zamanları, kendilerini her türlü siyasi yapının üstünde, nihai karar verici olarak gördükleri o statüko sona ermiştir" dedi.

'HARİCİYE TEŞKİLATI İLE GURUR DUYUYORUZ'

Sözcü Çelik, dış politikaya Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılarak Cumhurbaşkanlığı'ndan yön verildiği yönündeki iddialar hakkındaki soruya verdiği yanıtta, Türk hariciye geleneğinin dünyadaki 3- 5 ekolden biri olduğuna dikkat çekti. Çelik, "Türk hariciyesini, Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde, Cumhurbaşkanlığı döneminde güçlendirmek, diplomatlarımızı dünyada etkili aktörler haline getirmek, uluslararası kuruluşlarda temsillerini artırmak, özellikle de kadın diplomatlarımızın sayısını artırmak, büyükelçiliklerimizin sayısını artırmak, Afrika vizyonu ortaya koymak, Latin Amerika vizyonu gerçekleştirmek konusunda çok devrimci adımlar atılmıştır. Türk hariciyesinin kendisini tam olarak ifade edebileceği, ifade kanalları, yapılar oluşturulmuştur. Türk hariciye teşkilatımız, gurur duyduğumuz bir teşkilattır, dünya çapında gözümüz kulağımız, Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını, hak ve menfaatlerini korumak için temsilcilerimizdir. Genel itibarıyla son derece verimli çalışıyorlar. Onlara da siyasi irade sahip çıkmaktadır" diye konuştu.

'İŞKENCEYE SIFIR TOLERANS İLKESİNDE GEVŞEME YOKTUR'

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun 'cezaevlerinde çıplak arama' iddiasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Çelik, insan onuru ve haysiyetini inciten, insan şerefini ayaklar altına alan her türlü uygulamaya karşı çok güçlü bir mücadele verdiklerini, geçmişten bugüne işkenceye sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini söyledi. Çelik, "Cezaevlerindeki ve diğer yerlerdeki arama prosedürleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına, Anayasa Mahkemesi kararlarına, diğer içtihatlara uygun bir şekilde yapılıyor. Ayrıca bütün bunlar denetleme mekanizmalarımız tarafından da her gün denetleniyor, her gün takip ediyor. İşkenceye sıfır tolerans ilkesi hakkında herhangi bir zaaf ve gevşeme yoktur. Hiç kimse boş yere adliyeyi, güvenlik teşkilatlarını zan altında bırakan yanlış, haksız, hukuksuz işlere girmesin. Siyasilerin daha özenli dil kullanması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

'CUMHUR İTTİFAKI'NDA FARKLI BİR YAKLAŞIM YOK'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'nin kapatılması önerisi ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un parti kapatmanın çözüm olmadığına ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine Çelik, "Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok. Numan Bey, terör propagandasının engellenmesi gerektiğini, terörle ilgili olarak siyasetçilerin kendisini ayrıştırması gerektiğini, bu ayrıştırma söz konusu olmadığında bunun meşru kabul edilmemesi gerektiğini söylüyor. Sayın Bahçeli'nin de zaten söylediği bunlara müsaade edilmemesi gerektiği şeklinde. Dünyada farklı modeller de var. Mesela bu tip terör örgütü propagandası yapanların milletin vergilerinden hazine yardımı almasının engellenmesi gibi. Size bu genel çerçeveyi çiziyorum. MYK'da herhangi bir değerlendirme yapılmadı. Geçmişte sivil siyaset alanının vesayet kurumlarından korunsun diye parti kapatmayı zorlaştıran biziz" diye konuştu.

Çelik, demokrasi ve hukuk devletinin terör karşısında asla çaresiz olmadığını, terörün propagandası, kutsanması ve meşrulaştırılması konusunda da hukuk devletinin mekanizmaları içerisinde gereken tedbirleri alacağını da belirtti.

CHP içerisindeki taciz iddialarına ilişkin soruyu yanıtlarken CHP'de kurumsal bir suskunluk yaşandığını belirten Çelik, "Mağdurlar zulme uğramış, biz 'çıkın mağdurun ismini verin, adresini, eşkalini verin' demiyoruz. 'Failin adresi, failin cezalandırılması ile uğraşın' diyoruz. Bunlar çeşitli yerlerde görev yapan siyasiler sizin partinizde. Mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız zaman travma oluşturuyorsunuz" dedi.

Muhalefetin Osman Öcalan'ın bir Cumhurbaşkanı danışmanı ile görüştüğü iddiasının sorulması üzerine Çelik, "Sözüne itibar ettikleri kişi kim? Hiçbir zaman Türkiye'nin resmi kurumlarını referans almıyorlar, dışarıdan kim ne derse desin onu referans alıyorlar. Böyle bir şeyi yorumlamaya ne gerek var? Kesinlikle yorum dışı bir konu" dedi.

'AİHM'İN DEMİRTAŞ KARARINI HUKUK SİSTEMİMİZ DEĞERLENDİRECEKTİR'

Çelik, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkındaki kararına ilişkin ise "Ben buraya gelirken gerçekleşen sıcak bir karar. Yaklaşık 100- 150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Tabii ki gerekçeli kararı hukuk sistemimiz değerlendirecektir. Hukuk sistemimizin değerlendirmesine göre bir yaklaşım getirilecektir" yanıtını verdi.

'İBADET DİLİYLE OYNAMAK ÇOK ZALİMANE BİR YAKLAŞIM'

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Şebiarus töreninde Türkçe Kur'an okunmasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Çelik şunları söyledi:

"Bu bizim kültürel hayatımızda, sosyal hayatımızda ciddi acılar, acı hatıralar oluşturmuş bir meseledir, ibadet diliyle oynamak. Bu ortaya çıktıktan sonra 'özür dileriz, yanlış yapmışız' diyecekleri yerde tam tersine çok daha sakıncalı bir şey yapıyor bazıları, 'Türkçe bizim dilimiz değil mi?' diye. Tabii ki Türkçe meal okuyabilir, Türkçe tefsir okuyabilir, duasını Türkçe okuyabilir, bu bizim karar vereceğimiz bir şey değil ama ibadet diliyle oynamak demek çok zalimane bir yaklaşım. Ezanın Türkçeleştirilmesinde olduğu gibi çok ayıp bir şey, bu kadar acı hatıranın üzerine, bunun bu kadar yanlış olduğu, zalimane olduğu görülmüşken halen ibadet diliyle oynamaya çalışmak gerçekten, Murat Bardakçı'ya atıf yapayım, insanın zihninde bir İstiklal Mahkemesi olmasıyla ancak açıklanabilecek bir şey. Bu zihniyetin sözü ne olursa olsun, kelamı ne olursa olsun, ibadet diliyle oynuyorsa onun aklında ve kalbinde İstiklal Mahkemesi vardır. Akıl yerine İstiklal Mahkemesi, kalp yerine İstiklal Mahkemesi taşıyordur. Ayıp bir şey. Kınıyoruz, bununla güçlü şekilde mücadele edeceğiz."

'KUVVETLER AYRILIĞI HİÇBİR ZAMAN İŞLERİNE GELMEDİ'

İyileştirilmiş ve geliştirilmiş parlamenter sistem tartışmasını değerlendiren Çelik, "Parlamenter sistem bir tek AK Parti döneminde sağlıklı şekilde işletilmeye çalışıldı, orada da AK Parti kapatma davası ile karşı karşıya kaldı. Muhtıra teşübbüsü ile karşı karşıya kaldı. Mesele başkanlık sistemi midir, başkanlık sisteminin başında Tayyip Erdoğan'ın olması mıdır? Bu net. Netice itibarıyla arzu ettikleri kuvvetler ayrılığı, gerçekten sistem konusunda bir tartışma yapmak değil, tamamen Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni savunmasına karşı sadece eleştirel bir alan açmak. Parlamenter sistem varken de 'getirin teklifinizi' denildiğinde hiçbir şey getiremediler, ortaya hiçbir şey koyamadılar. Sadece çeşitli sivil toplum kuruluşlarında ya da bazı hocalarımızın yaptığı o zamanki anayasa çalışmaları söz konusu olduğunda onları bile sağlıklı bir şekilde ele alıp da masaya koyamadılar. Çünkü esasına bakarsanız kuvvetler ayrılığı, demokratik sistemin iyi işleyişi hiçbir zaman işlerine gelmedi. Bugün de gelmiyor" diye konuştu.

'MEKANİZMA YA 5'Lİ YA 6'LI HAYATA GEÇECEK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakü ziyaretinde gündeme getirdiği 6'lı platform önerisi ile ilgili gelişmelerin sorulması üzerine Çelik, şunları söyledi:

"6'lı platform, bölge barışı için önerdiğimiz, son derece önemli bir mekanizma. Hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem Sayın Aliyev, bu platformda işgalci tavrından vazgeçerse Ermenistan'ın da olabileceğini söyledi. Bu tarihi bir fırsat, bu vizyonu hayata geçirmek için güçlü bir irade var. Ermenistan'ın kendisini bir yerde konumlandırması gerekiyor. Bu mekanizma ya 5'li hayata geçecek ya da 6'lı hayata geçecek. Burada Ermenistan için de fırsat penceresi açılmış oluyor. Kendisini bu işgalci, saldırgan mekanizmanın dışına çıkarabilmesi için bu da bir imkan ve yaklaşım. Bu mekanizma ilerliyor, teknik görüşmeler sürüyor. Herhangi bir negatif durum olmadığını söyleyebilirim, gayet pozitif."