ÖNCE VATAN HABER MERKEZİ

Sovyet Rusya'nın Ahıska Türklerine "surgün" kamuflajı görüntüsü altında uyguladığı soykırımın 77. yıldönümü Yerli Düşünce Derneği'nin düzenlediği bir toplantıda anıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, "Ahıskalı Türklere sürgün süsü verilerek soykırım uygulanmıştır" dedi.

Topçu şöyle konuştu:

“Değerli Hazirun,

14 Kasım 1944 de Sovyet Rusya Diktatörü Stalin’in emriyle Ahıskalı Türklere maksatlı ve planlı bir şekilde sürgün süsü verilerek soykırım uygulanmıştır.

77 yıl önce Ahıskalı Türklere yapılan bu insanlık suçunu unutmadık ve unutturmamak içinde bugün bir aradayız.

Ahıska; Ardahan-Posof ilçemiz ile sınırı olan Gürcistan toprakları içinde yer alan, çok eski, merkezi kadim bir Türk şehridir.

 Ahıskalı Türkler için Çarlık Rusya dönem-inde başlayan baskı ve zulüm, Sovyet Rusya döneminde de devam etmiş asırlarca hem Rus, hem Gürcü hem de Ermeni mezalimini yaşamışlardır. 

1800  yıllardan itibaren  Ahıska’da Türk ve Müslüman olarak yaşamanın ağırlaşan bedeline ise; 14 Kasım 1944’de Sovyet Rusya Diktatörü Stalin’in  soykırım uygulaması eklenmiştir.

Ahıskalı Türkleri askere dahi almayan yönetim; 2.Dünya savaşının  başlaması ile birlikte 40.000 den fazla Ahıskalı Türkü Almanlarla savaşmak üzere silâh altına alıp cepheye göndermiş, geride kalan kadın, çocuk ve yaşlılarını da çalıştırarak yaptırdıkları demir yolu hattı ile de hepsini bir gece yarısı hayvan vagonları ile ölüm yolculuğuna çıkartmışlardır.

 14 Kasım 1944, yalnız Türk-İslam tarihinin değil bütün insanlık tarihinin de silinmez bir kara lekesidir.

 Bütün insanlık bir kere daha bilsin ki bu tarihte bir kış gecesi binlerce sivil masum, çocuk, yaşlı ve kadın, birkaç saat içinde yurtlarından sökülerek hayvan vagonlarında ölüme gönderilmiş, geride kalan evleri, malları, mülkleri de buralara getirilerek iskan edilen Gürcü ve Ermenilere armağan edilmiştir.

 Dünyanın barışını, adaletini ve güvenliğini, insan haklarını, uluslararası hukukun gereklerine uyulmasını sağlamak gibi amacı olan, BMGK üyelerinin ne yazık ki, günümüzde işlenen çevre ve insanlık suçlarında olduğu gibi halen sürgünde yaşayan Ahıskalı Türklerin de hak davası asla gündemlerinde değildir.

Cumhurbaşkanımızın;

BM kürsüsünden yıllardır dile getirdiği “Dünya 5'ten büyüktür” çağrısının gereğini yapmak için, insanlık bu beşli yapı karşısında ayağa kalkıp gereğini yapmaz ise gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmamız pek mümkün olmayacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan Ahıska Sürgününün 75. Yılı Anma Programında Cumhurbaşkanımızın ifade ettikleri; “Herkes sessiz kalsa da biz her platformda Ahıska Türklerinin davasını savunmaktan geri durmayacağız.” sözleri Ahıskalı Türkler için çok büyük güvence ve moral olmuştur.

Huzurlarınızda, 93 Ahıska muhaciri bir ailenin evladı olarak bir kere daha zatıalilerine,  şükranlarımı arz ediyorum.

Türkiye; devleti ve milletiyle dokuz ayrı ülkede yaşayan Ahıskalı Türklerin haklı ve insani davalarında her zaman yanlarında olmuş ve olmaya devam edecektir. 

“Niye öyle dertli ağlar durursun.

Hasretin bağrımı yakar Ahıska!..

Posof çayı gibi çağlar durursun.

Gözyaşın Kura’ya akar Ahıska!..” 

Bu soykırımı yapanları lanetle, şehidlerini ve mağdurlarını rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyoruz. Ruhları şad mekanları cennet olsun. El-Fatiha.

Kıbrıs Türk halkının, canlar vererek kurduğu KKTC Devleti’nin 38. kuruluş yıldönümünü daim ve kaim olması dileğiyle kutluyor, bu vesile ile Kıbrıs davasının unutulmaz büyük liderleri, Dr. Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı, tüm şehid ve gazilerimizi rahmet, minnet, saygı ve şükranla anıyoruz. “Ne Mutlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘nin Türk çocuklarına.”