Karın duvarını ve karın içi organları örten bir zar yapı vardır. Biz buna periton diyoruz. Kanserlerin bu peritona yayılmasına peritonel karsinomatoz denmekte ve 4. Evre (son evre) kanser türü olarak değerlendirilmekte. Bu hastalık Sıklıkla Kalın bağırsak (kolon), rektum, apendiks, yumurtalık(over),rahim(endometrium), ve mide kanserlerinden gelişir. Ayrıca peritonun kendisinden de kanser gelişebilir ve yine aynı şekilde isimlendirilir.

Genelde kanserileri evrede yani tümör kaynaklandığı organın duvarını tam kat tutarak dış yüzeyine ulaşınca, kanser hücreleri karın zarına yayılabilir. Sıklıkla yer çekimi ve diyaframların etkisi ile karın alt bölgelerinde veya diyaframları kaplayan karın zarında tutulum olur.

Karın zarında kanserli hücrelerin tutulum yerlerine göre hastalık tutulum oranı (peritoneal kanser indeksi) belirlenebilir. Bu yayılım derecesine göre tedavi planı yapılır.

Periton kanseri, genellikle teşhis edilmesi çok zordur, ancak primer tümörün muayenesi veya cerrahi tedavisi sırasında veya bir hasta periton kanseri ile ilgili semptomlar geliştirdiğinde keşfedilebilir. Periton kanseri tanısı için ideal olan spesifik bir muayene yoktur. Çoğu zaman, muayenelerin bir kombinasyonu gerekir. Sıklıkla bu hastalık primer tümör için ameliyat sırasında tam bir sürprizle keşfedilir. Asemptomatik evrede bile, peritoneal kanserin “sessiz bir katil” olarak ününü destekleyen hastalık zaten yaygın ve ilerlemiş olabilir.

Tümör nodülleri bağırsak yüzeyinde büyümeye başladığında, bağırsak sisteminin ilerlemesinde tıkanmaya neden olabilir. Bu tıkanıklık, karın rahatsızlığı, iştahsızlık ve kilo kaybı, bulantı ve kabızlık ile sonuçlanabilir. Ek olarak, yorgunluk ve ağrı gibi spesifik olmayan semptomlar ortaya çıkabilir.

Peritoneal karsinomatozis, karın boşluğunda büyük miktarda sıvı birikmesine neden olabilir. Buna “habis ascit”denir. Bu sıvı karında şişlik oluşturur ve bağırsak tıkanıklıklarına benzer semptomlara neden olabilir. Karındaki şişlik akciğerdeki basıncıda arttıracağından nefes darlığına yol açabilir.

Komple bağırsak tıkanıklığı, kusma, karın ağrısı ve yemek yiyip içememe gibi sonuçlar periton kanserinin sonuncul ve ciddi semptomları olup hastanın durumunun hızlı bir şekilde bozulmasına neden olabilir.

Çok da uzak olmayan bir zaman önce periton kanseri olan hastaları tedavi etmenin boşuna bir çaba olduğu düşünülüyordu.

O zaman, bu hastalar genellikle hastalığın ciddiyetine, hastanın durumuna ve periton kanserinin orijinine bağlı olarak tanıdan sonra sadece birkaç hafta ila birkaç ay yaşamaktaydı. Son yirmi yılda, bu görünüm değişti ve dünyanın dört bir yanındaki birçok hastane, periton kanseri olan hastalar için tedavi sunmaktadır. Bu tedavi; uzun, meşakkatli ve deneyim gerektiren bir cerrahi prosedür ve kemoterapi programını içermektedir. Periton kanserinde spesifik uzmanlığa sahip tıp uzmanları gerektirir. Bireysel bir hasta için optimal tedavi, yaş, genel durum, köken ve periton kanserinin ciddiyeti gibi birçok faktöre bağlıdır. İdeal olarak, periton kanseri olan hastalar, tıbbi bir onkolog, deneyimli bir genel cerrah, özel bir radyolog ve periton kanseri hakkında bilgili bir patologdan oluşan multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilir.

Bu hastalığın cerrahisinde asıl amacımız hastanın karnını açtığımızda gözle görülebilecek tüm tümörleri temizlemek ve ardından gözle görülemeyecek hücresel düzeydeki tümörleri yok etmek ve cerrahi sonrası nüks oranını azaltmak için ameliyat sırasında karın içine ısıtılmış kemoterapi uygulamaktır. Biz bu işleme HİPEK ( hipertermikintraperitonealkemoterapi ) diyoruz.