Küresel siyasetteki hareketlilik hız kesmeden akışına devam ediyor.Şimdi ise dikkatler uzun süredir devam eden Ukrayna-Rusya krizinden sonra Uzak Doğu’ya, Çin-Tayvan gerilimine yöneldi. 70 yılı aşkın süredir var olan anlaşmazlık, son olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Pasifik turunda Ada'yı ziyaret etmesiyle yeniden alevlendi. 

Pelosi’nin Tayvan ziyareti sonucu yaşananların küresel bir savaşa dönüşebilme ihtimali önümüze serilirken, aklımızdaki sorular da cevaplarını bekliyor. Çin hedefinde ne kadar ciddi? Amerika Birleşik Devletleri bu gerginliği körükleyen taraf mı? 

Tayvan öneminden bahsetmek gerekirse; büyük bir teknoloji üreticisi ve dünyadaki stratejik bölgelerden biri.Ayrıca jeopolitik açıdan da çok önemli bir konumda.Çin’in ticari ve ekonomik alandaki güçlülüğün sebebine baktığımızda Tayvan’ın bu alandaki etkisi çok büyük. 

Çin Tayvan’ı ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. ABD'nin Tayvan’a olan yaklaşımını da iç işlerine müdahalesi olarak görüyor. Bu sebeple her yönelime şiddetle itiraz ediyor. 

Çin ile Amerika arasında uzun süre önce ticari savaşla başlasan sistem, başta pandemi olmak üzere ardı ardına farklı süreçleri önümüze sundu. Simülasyonda yaşanacakların çok daha önceden planlandığına örnek olarak gördüğümüz bu süreçler ülkelerin beklenen savaş gerçeğine hazırlandıklarını bizlere gösteriyor. 

Peki Nancy Pelosi, Çin için ne ifade ediyor? 

Pelosi uzun zamandır Çin'e karşı sert bir duruş geliştiren ABD tarihinde devlet kademelerinde en üst düzeye ulaşmış kadın siyasetçisi. 

Özellikle demokrasi ve insan hakları konusunda da Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara uyguladığı kitlesel gözaltıları ve baskıyı eleştiren de birisi. 

Bu konu ile ilgili "Çin'de yaşananlar dünya vicdanına bir meydan okumadır ve bunun devam etmesine izin veremeyiz."sözleriyle de hatırlanıyor. 

Geçtiğimiz yıl 2021’de ABD Temsilciler Meclisi, Çin’i ülkenin batı ucundaki Sincan bölgesinde yaşayan Uygur Türklerine yönelik tutumlarını cezalandırmak için hazırlanan bir tasarıyı onaylamıştı. Yine Pelosi’nin de etkisinin olduğunu söylemek yanlış olmaz. 

Çin’e karşı oldukça sert tutum içinde olan Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin gerginlik yaratacağı çok önceden belliydi. 

Ziyaret öncesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ABD'li mevkidaşına Tayvan konusunda "ateşle oynayan kendini yakar" demişti. Biden ise Tayvan konusunda politika değişikliği olmadığını söyleyerek cevabını vermişti. 

Pelosi’nin Tayvan’a ziyaret edeceğini açıklamasından sonra ise, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian Zhao, ABD'nin tek Çin ilkesin uyması ve ABD Başkanı Joe Biden'ın ABD'nin "Tayvan bağımsızlığını" desteklemediği yönündeki taahhüdüne bağlı kaldığını göstermesi gerektiğini ve Pelosi'nin Tayvan ziyareti, düzenlememesi gerektiğini sözlerine eklemişti. 

Ancak Çin’in tehditlerine rağmen ziyaret gerçekleşti ve Pelosi’nin uçağı Tayvan’a iniş yaptı. 

İlginçtir ki, Pelosi’nin Tayvan ziyaretini bazı Cumhuriyetçiler, Pelosi'yi, eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da dahil olmak üzere Çin'e karşı güçlü bir duruş olacağını savunarak, planlarına devam etmeye teşvik etmişti. 

Her ne kadar Biden bu ziyaret için Pelosi’yi uyardığını ve tek Çin ilkesine olan duruşunun değişmediğini belirtse de stratejik belirsizlik politikası çerçevesinde kasıtlı bir plan olduğu ortaya çıkıyor. 

ABD ile Çin arasında savaş çıkar mı? 

NATO liderlerinin Madrid Zirvesi'nde kabul ettiği yeni Stratejik Konsept belgesinde Çin’nin ilk defa tehdit unsuru olarak zikredilmesi ve sonrası yaşanan bu kışkırtıcı ziyaret eyleminin tesadüf olmadığı ortada. 

Uzun süredir ulusal güç kabiliyetleri açısından liderliği eline geçiren Çin’in yükselişini durdurmayı hedefleyen ABD, Pelosi’nin ziyareti ile Çin'in stratejik sabrını sınayarak Çin’i dünya üzerindeki statüsünü yeniden konumlandırmaya çalışıyor. 

Twitter’da küresel çapta 3. Dünya Savaşı hastaginin kullanılmasına sebep olan bu girişimin ileriki senaryosu gerçekleşirse, çatışmanın uzun sürmesi ve Tayvan Boğazı ile sınırlı kalmayarak coğrafi olarak yayılması muhtemeldir. 

Ayrıca bir Çin-Amerikan savaşı nükleer tırmanma riski taşıyacaktır. 

Son olarak; ne yazık ki büyük güçlerin stratejik çıkar çatışmalarında- her ne kadar Tayvan’la Ukrayna’yı aynı statüde karşılaştırmak yanlış olsa da- araç olarak kullanılan Tayvan ile Ukrayna gibi ülkeler zarar görmektedir.