Daha 5 yaşındayken şarkı söylemeye başladı. Onun deyimiyle müzik aşkı, çocukluğundan beri ruhunda var olan bir duyguydu zaten. Akademisyen kimliğyle de sanata hizmet etmeye devam edip alanında bir çok öğrenci yetiştirdi ve hâlâ da yetiştirmeye devam ediyor. Son zamanlarda yaptığı singlerle de adından sıkça söz ettiriyor… Bizler de Önce Vatan Gazetesi olarak geçtiğimiz gün sanatçı Gülşah Tanrıöver ile bir araya geldik. Ve sizler için çok özel bir söyleşi hazırladık. 

Merhabalar röportajımıza hoşgeldiniz. Öncelikle bize Gülşah Tanrıöver Kimliğinin oluşum sürecini anlatır mısınız?

Gülşah Tanrıöver kimliğinin oluşum süreci biraz zorluklar biraz hayal dünyası biraz yaşama bağlanmak - yaşama sevinci ve emek üzerine kurulmuş bir süreç. Ben 5 yaşında şarkı söylemeye başlayan ve küçücük dünyasında müzikle ilgili kocaman hayalleri olan ve şuanda da müziği yaşam biçimi olarak benimsemiş bir kişiyim.  Yine ben Sanatçı Gülşah Tanrıöver olma yolunda büyük adımlar attım ve halende bu süreci yaşamaktayım. Müziğin kocaman bir dünya olduğunu düşünürsek bu dünyanın başka bir kolunda akademisyen olarak Gülşah Tanrıöver kimliği zaten çoktan oluşmuştu. Müzik piyasası adına tabii ki önceki müziğe yaptığım bilgi beceri manevi yatırımlar yani kısaca uzun yıllar hem akademisyen eğitimci olarak, hem besteci ‘’bu arada yaklaşık 20 yıldır beste yapıyorum’’ hem solist olarak hem kitap yazarı hem de koro şefi olarak çalışmalar yapmış olmam müzik piyasasında Gülşah Tanrıöver kimliğinin oluşum sürecini hazırladı ve henüz 2 yıllık bir süreçte güzel sonuçlar almamı sağlamış oldu.

Her şeyin en başına dönecek olursak müzik hayatınızın başlangıcı olarak nitelendirdiğiniz ve sonrasında gelişen süreci bize anlatır mısınız?

 Daha öncede söylediğim gibi 5 yaşında şarkı söylemeye başlayan ve küçücük dünyasında müzikle ilgili kocaman hayalleri olan ve şuanda da müziği yaşam biçimi olarak benimsemiş bir sanatçıyım. Herşey şarkı söylememle 12 yaşında ses yarışmasında il birinciliği almamla başladı diyelim o zaman. Bu klişe olacak ama hep şarkı söyleyeceğim ve ben sanatçı olacağım derdim. Bazen hayalleriniz istekleriniz biranda olamayabiliyor başta da söylediğim gibi emek vermek yaşanmışlıklar gerekiyor. Eğitim olarak müziğe lisans döneminde başladım ve akademik kariyerime basamak basamak yürüdüm. Ayrıntılar ve arada yaşananlar oldukça uzun tabii.

Şu an Öğretim Üyesi olarak çalışıyorum. Bu süreçte tabii ki beste çalışmalarım da çok uzun yıllar devam etti.  Hem akademik alanda hem de piyasa... 400 'e yakın şarkı var bunlar dinleyiciyle buluşmayı bekliyor. Şimdilerde yapmış ve yapmakta olduğum yüzlerce şarkıyı kısa aralarla dinleyici ile buluşturma çalışmalarımız hız kesmeden sürüyor.

Sizi müziğe özendiren şeyler nedir? 

Müzik öncelikle benim için bir yetenek,  insanın duygularını ve kendi dünyasını  seslerle anlattığı   en gözde sanat, insanın kendini  sonsuz ifade edebileceği hayallerini gerçekleştirebileceği sadece bir meslek değil yaşam biçimidir. 

Tabii ki ayrıca tutku da diyebiliriz çünkü  vazgeçilmezlerimden.

“Vurur Aşkı”, “Unutulur’’, ‘‘Su Olsam Sensiz Akmam ki’’ ve ‘‘O Hain’’ şarkılarınız ile müzikseverlerin kalbine dokundunuz. Şimdi de kalplerimize ‘‘Mutluluk’’ şarkısını getirdiniz neler söylemek istersiniz?

“Mutluluk " çok severek ve özellikle bu yıl covid-19 salgınından dolayı sıkıntılı geçirdiğimiz dönemde insanların duygularına tercüman olmak istediğim ve mutluluğu biraz hareketli heyecanlı bir soundla sorguladığım bir şarkı. Şuan dönüşlerden aldığım mesajlardan oldukça mutluyum. Şarkımızda söz-müzik bana ait, aranje By Tanrıöver imzalı.  Yine şarkımızın prodüktörlüğü ve klip yönetmenliği sevgili eşim A.Ulvar TANRIÖVER‘e ait. By Tanrıöver Production'a, Seyhan Müzik AŞ’ye ve emeği geçen çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. 

‘‘Mutluluk’’ şarkınızı Kapadokya’da muhteşem bir lokasyonla kliplendirdiniz.

Fikir nasıl doğdu?  Ve nasıl gelişti?

 Evetttt....  Klip benim için çok özel çünkü hayatımın her döneminde hep yanımda olan ve bana inanan sevgili eşim, prodüktörüm klip yönetmenim A.Ulvar TANRIÖVER tarafından çekildi. Bir önceki  "O HAİN" adlı şarkımızın klibini de kendisi çelmişti. Bu açıdan  yeni bir çalışma yeni bir heyecan olduğu için  ben hem şarkı  hem de eşim A.Ulvar  TANRIÖVER 'in sektöre  klip yönetmenliği  açısından  yeni bir isim olarak katılması adına  heyecanlıyım. Klip Nevşehir’ de  Kapadokya’nın en özel ve güzel yerlerinde çekildi. Yorucu ama keyifliydi. Kapadokya’da klip çekme fikri pandemi dönemi insanların çokta gezemediği turizmin kalbi olan bu bölgeyi halkımıza gezdirmek ve turizme katkı sağlamak, ayrıca şarkımıza ilgi çekmek amacıyla doğdu. Şunu belirtmek isterim ki biz sanatçılar sadece sanat yapmak için değil topluma ve kültüre katkı sağlamak için de varız.  Tabii ki bu bölge daha önce yabancı olmadığımız bir yer. Ben bu bölgede büyüdüm. Yönetmenimiz A.Ulvar Tanrıöver tarafından lokasyonlar belirlenerek sosyal mesafe kurallarına uygun olarak çekimlerimiz 12 saatte tamamlandı.

Tüm dünyayı sarsan covid19 salgını süresince T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ve sağlık çalışanlarına destek için sosyal mesaj içeren sözü ve müziği size ait olan 'Evde Kal Türkiye' isimli şarkıyı besteleyip seslendirdiniz. Bir sanatçı olarak böyle sosyal içerikli bir proje yapmak sizin için bir görev miydi yoksa tamamıyla gönül işi miydi? 

Her ikisi de diyebilirim. Çünkü bir sanatçı olarak tüm dünyada yaşanan bu büyük soruna kayıtsız kalmamak benim için önemliydi ve bir sanatçı olarak görevimdi. Diğer yandan kronik hastalığı olan bir birey olarak diğer hastaların yaşadığı sıkıntıları derinden anlayan ve büyüklerimize - küçüklerimize değer veren bir yapıda olduğum için gönüllü olarakta bu projeyi yaptım. 

Gülşah Tanrıöver’in aynı zamanda söz ve müziği kendisine ait olan piyano eşlikli ve karaokeli 'Çocuk Şarkıları Kitabı' da bulunmaktadır. Şarkı müzik deyince çocukları hep unutuyoruz. Bu projenin tasarımcı olarak neler söylemek istersiniz?

Çocuklar bizim geleceğimiz. Bu projeye birazda eğitimci gözüyle bakıyorum. Çünkü toplumumuzun müzik kültürü gelişimi açısından temel taşı çocuklar. Toplumun müziğine yön verilmeye temelden başlanır. Benimde bu duruma katkım olsun istedim. Bu proje son değil daha ileriki dönemlerde yeni çalışmalarım yayınlanacak.

Müzik dünyasındaki soluğunuzu neye borçlusunuz? Bu olmasaydı sanatçı olamam dediğiniz bir şahıs ya da olay var mı hayatınızda? 

Müzik dünyasındaki soluğumu öncelikle Allah vergisi yeteneğime çalışma azmime ve hayal dünyama borçluyum.  İnsan olarak eşim A.Ulvar TANRIÖVER bu yolda bana destek olmasaydı, hayalleri mi gerçekleştirmemde yanımda olmasaydı olmazdı diyebilirim. Olay açısından baktığımda belki babamı küçük yaşta kaybetmem bana hayatta güçlü bir kadın olarak ayakta kalmam gerektiğini aşılamış ve kulaklarımda babamın “Kızım Sanatçı Olacak” sözleri sürekli çınlamış ve beni motive etmiş olmalı.

Sizce sanatçıların toplumda ki görevleri nelerdir?

Bana göre  sanatçı  bir çok yeteneğin bir insanda toplanması ve bunu etrafa iyi bir sunumla yansıtabilmeli. Bu çoklu yetenekleri doğrultusunda parlak ışığı ile  yaptığı işlerle etrafını  aydınlatabilmeli ve insanlara doğru mesajlar vermeli diyelim… Toplumun temel taşı olan  daha öncede bahsettiğim gibi  çocukları düşünmek onlara örnek olmak, toplumun kültürüne, turizmine ekonomisine, eğitimine  katkıda bulunmak, yaşadığımız coğrafyanın  değerlerini de korumak diyebilirim.

Şarkı yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Benim için bu çok fark etmiyor. Ortam olarak her an her yerde olabilir.  Materyal ise herhangi bir çalgıyla yani piyano, keman, gitar veya sadece ses. Bu o anki duruma duygularıma göre değişiyor. Her ne şekilde olursa olsun beste yapmak söz yazmak çok başka bir duygu.

Piyasada yüzlerce müzisyen var. Sizi hepsinden ayıran özellik ne?

Herkesin bir hikâyesi var herkesin hikâyesi kendine özel. Müzikal anlamda beslendiğim olaylar yürüdüğüm akademik kariyer, yaşadığım düzgün aile hayatı, yine akademik kariyerimden dolayı belli bir kitleye sahip olmam, kurallarımın ve duygularımın keskin olması. Ayrıca müzik alanında bilim insanı olmam, alanımın ses eğitimi olmasından dolayı farklı türlerde eser seslendirebilmem ve ürün verebilmem….  Mesela çocuk şarkıları, bazen türkü formu, popüler eserler yazmam, çalgı çalmam, orkestra koro düzenlemeleri yapmam ve çok sesli koro şefi olmam beni ayıran özellikler diyebilirim.

Bir sanatçı olarak dinlediğiniz ve beğendiğiniz sanatçılar kimlerdir? 

Tabii ki var. Ben çok fazla şarkı türü dinleyen biriyim işim gereği. Mesela akademik olarak  klasik müzik alanında liedler,  arialar vs. orkestra koro eserleri halk müziği, tango, piyasa müziğinde pop, rap, trap, fantezi, arabesk vs. Müzik türü şiddet ve taciz içermediği sürece dinleyebilirim, sanatçı olarak tabii ki müzik sektöründe Sezen Aksu, Sertap  Erener, Yıldız Tilbe, Mustafa Ceceli, Bahadır Tatlıöz  gibi sanatçıları, yabancı popta Shakira, klasikte yeni dönem opera sanatçılarından Cecilia Bartoli’’yi örnek verebilirim.

Hedefinizi nasıl daha açık, net ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz?

Halkımıza sunduğumuz  her yeni proje sonunda oluşan dönüşler, yapılan eleştiriler ışığında yeni oluşumları projeleri daha ileri taşıyabiliriz.  Akıllı hedefler koymak önemli. Hedefim şarkılarımın herkes tarafından dinlenmesi söylenmesi ve şarkılarımla toplumun duygularına tercüman olmak…. Tabii bunun yerine ben dünya starı olacağım derseniz şuan için pek ölçülebilir  olmaz. Sanırım ben birkaç şarkı sonra bilimselliğimi konuşturup şarkılarımla ilgili  bir anket çalışması yapacağım ancak o zaman daha ölçülebilir bir durum yaratabiliriz. = ) Şaka bir yana  her yaptığım şarkıdan daha iyisini yapmaya çalışmak, her yeni projeyi bir ekip olarak ileri taşımayı hedeflemek…  Ancak bu şekilde akılcı ilerleme sağlanabilir diyelim. 

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

 Kendime ve geçmişime verdiğim sözlerin yerine getirmiş olmanın verdiği mutluluk, etrafıma verdiğim ve vereceğim faydanın artmasından dolayı vicdan rahatlığı ve müzikal doyum… Müzikal doyum açısında zor olan biriyim hedeflerime ulaşmak bir nebze bunu sağlayabilir

Eğer sanatçı olmasaydınız hangi işle meşgul olmak isterdiniz?

Yine sanatın başka bir dalı olan ressam olmak isterdim… Birde Gezginciiiii..

Sahne ve konser çalışmalarınız var mı?

 Biliyorsunuz zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi dönemi öncesi sahnelerimiz oluyordu ancak bu süreçte sektör oldukça zorlandı. Tabii ki bizlerde aynı. Müzik susmasın diyebilirim.

Bu piyasaya girmeden önce sanatçılık dünyası size karşıdan nasıl görünüyordu?

Şimdiden farklı görmüyordum ama bu aktif müzik içerisinde olmamdan ve deneyimli olmamdan kaynaklanıyor. Olabilecek sorunları ve güzellikleri tahmin edebiliyordum. Sanat dünyası halkın gözüyle bakıldığında oldukça toz pembe görünüyor öyle olamadığını içinde olanlar biliyor. 

Kendinizle ilgili en çok neler şaşırtıyor sizi şu sıralar?

Pandemi sürecinden dolayı herkesin duygusal yapısı yıpranmış durumda. Bende aynıyım. Müzikten başka hiç bir şey yapmak istemiyorum. Çabuk ağlıyorum gibi. Bu durum iyi şarkılar yazmamı sağladı 30’un üzerinde şarkı yazdım faydası bu oldu. Ama inşallah bu dönemi de atlatacağız.

Bir teraziniz olsa; hatalarınız mı ağır basar yoksa verdiğiniz doğru kararlar mı?

Hatasız kul olmaz. Hatalarınızdan çabuk dönerseniz kurtulursunuz. Kararlarımdan hiç pişman olmadım. 

Sizce önemli olan çok şeye sahip olmak mı, az şeye ihtiyaç duymak mı? En fazla nelere sahip olmak istersiniz?

Sahip olduğum her şeye şükürler olsun.. Yeteneğim, eşim, işim, ailem hedeflerim her şeyim var. Sahip olduğun şeylerin kıymetini bilerek hedeflerine doğru, sana verilenler doğrultusunda çalışmak…. İşte o zaman zaten çok şeye sahip olursun.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Mutluluk şarkımızın çalışmaları devam ediyor. 3-4 ay sonra gelecek olan hazırladığımız yeni bir şarkımız var onun hazırlıklarına başladık. Aynı zamanda  “Piyano Eşlikli Şan İçin Türküler” kitabımın çalışmaları devam ediyor. VE BAZI SÜRPRİZLER DİYELİM!

Son olarak, dinleyicilerinize, sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Ben bu popüler müzik sektörüne gireli 2 yıl oldu ve daha önce piyasa geçmişi olmayan bir sanatçı olarak beni çabuk kabul edip benimsedikleri ve yaptığım işlere değer verdikleri için teşekkür ediyorum...  Güzel mesajlar alıyorum...  Popüler Müzik açısından çok daha farklı güzel çalışmaların geleceğini, değişik türlerden ileriki zamanlarda çalışmaların olacağını söyleyebilirim. Tabii ki sevenlerimizden çok uzak kalmak istemeyiz bu yüzden Mutluluk şarkısından 3-4 ay sonra yine yeni bir şarkı ile sevenlerimle buluşacağımın haberini vereyim.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…