Fiziksel ve sözlü şiddet olayları, yıllardır devam eden bir sorun haline gelmiş ve toplumda ciddi sonuçlar doğuran bir yara olarak derinleşti. Şiddetin nedenleri karmaşıktır ve çeşitli faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Hasta bekleme süreleri, iletişim eksiklikleri ve beklenmedik sağlık sorunları gibi durumlar stres ve çaresizlik yaratırken, alkol veya uyuşturucu madde kullanımı gibi etkenler şiddet eğilimini artırabilmekte. Muhammed Sani Çevik bu yazısında sağlıkta şiddeti önlemek ve sağlık çalışanlarını korumak için atılabilecek adımlara odaklandı.

Kabuk Tutmayan YaraSağlıkta Şiddet

Her gün, sağlık hizmeti sunan sağlık çalışanları, insanların yaşamlarını kurtarmak, acılarını hafifletmek ve sağlıklarını korumak için özveriyle çalışırken, birçoklarına göre en saygın ve kutsal mesleklerden birini icra ederler. Ancak, bu mesleğin içerisinde, görevlerini yerine getirirken sık sık karşılaştıkları bir sorun var: sağlıkta şiddet. Sağlık çalışanlarına yönelik fiziksel ve sözlü şiddet olayları, yıllardır süregelen bir sorun olup, ciddi sonuçlara yol açan toplumun kanayan bir yarası olmaya devam ediyor.

Sağlıkta şiddetin nedeni karmaşıktır ve birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Önemli olan birkaç nedene bakıldığında ise şunlar görülmektedir. Hasta ve hasta yakınları uzun bekleme süreleri, iletişim eksiklikleri veya beklenmedik sağlık sorunları karşısında  stres ve çaresizlik yaşamakta.  Yeterince bilgi alamamak ve iletişimin yetersiz olması ile birlikte sağlık çalışanlarının verdiği hizmetleri anlamada zorluk yaşarlar. Alkol veya uyuşturucu madde kullanımı da söz konusu olduğunda insanların düşünce ve davranışlarını etkilendiğinden şiddet eğilimini artırdığı görülmekte.

YALÇIN SEVİM AKADEMİ'YE YILIN EN BAŞARILI EĞİTİM KURUMU ÖDÜLÜ YALÇIN SEVİM AKADEMİ'YE YILIN EN BAŞARILI EĞİTİM KURUMU ÖDÜLÜ

Sağlıkta şiddeti önlemek ve sağlık çalışanlarını korumak için birçok adım atılabilir. Toplumda sağlık hizmetlerinin nasıl çalıştığını anlatan eğitim kampanyaları, sağlık hizmetlerine olan saygıyı artırabilir. Aynı zamanda, sağlık çalışanlarına hasta iletişimi ve şiddetle başa çıkma konularında eğitim verilmelidir. İletişim sorunlarını çözmek için daha iyi iletişim stratejileri geliştirilmelidir. Hastalarla açık ve basit bir dil kullanılmalı. Kapı güvenliği, güvenlik personeli, güvenlik kameraları , acil durum butonları gibi teknolojik çözümleri içeren sağlık kurumları, sağlık çalışanlarını fiziksel ve sözlü şiddetten koruyacak güvenlik önlemleri alınmalı. Sağlık çalışanlarına yapılan şiddet olaylarını raporlama ve takip etme mekanizmaları sağlamak, şiddetin önlenmesine yardımcı olabilir. Şiddet vakalarını hızlı ve etkili bir şekilde soruşturan ve cezalandıran bir adalet sistemi oluşturmak önemlidir. Sağlık sektörü, hükümet, sivil toplum kuruluşları ve toplumun bir araya gelerek şiddeti önlemek için işbirliği yapması önemlidir. Sağlık çalışanlarına iyi çalışma koşulları sunmak, motivasyonlarını artırabilir ve şiddeti azaltabilir. Bu önlemler, sağlıkta şiddeti azaltmada yardımcı olabilir, ancak sorunu tamamen çözmek için uzun vadeli ve sürdürülebilir çabalar gereklidir.

Sağlıkta şiddettin yansıra toplumda görülen her türlü şiddeti kınamaktayız.  Toplumsal bir sorun olan şiddeti önlemek  her vatandaşın görevi olmakla beraber  düzeni sağlama ve koruma hükümetlerdedir. Yıllardır süren bu şiddet karşısında hükümetlerimiz neler yaptı diye baktığımızda sağlıkta şiddet yasası ile başlayan beyaz reformla devam eden çabalar ne yazık ki yeterli olmamakta.

Sağlıkta Şiddet Yasası adıyla anılan, şiddeti engellemeye yönelik düzenleme ilk olarak 1987 senesinde yürürlüğe girmiş  3359 Sayılı “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 12. Maddesidir. “Sağlık personelini kasten yaralama tutuklanma sebebidir.” Daha sonra  2014 yılında güncellenme yapılarak sağlık kuruluşlarında çalışan personele karşı, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle “kasten yaralama suçu” nün işlenmesi tutuklama sebebi olarak düzenlenmiştir. 2018 yılında ise ” Beyaz Kod” uygulaması getirilmiştir. Bu uygulama ile kasten işlenen tüm suçlarda, şüpheli, kolluk güçlerince yakalanarak savcı karşısına çıkarılırken;  müşteki, mağdur ya da tanık sağlık çalışanının ifadesi çalıştığı kurumda alınmalıdır. 2020 yılında ise güncellenerek tüm sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeline karşı görev sebebiyle işlenen kasten yaralama, hakaret, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme suçlarında, verilecek cezada yarı oranında artırım uygulanacağı yasal olarak kabul edilmiş ve verilecek cezanın ertelenmeyeceği belirtilmiştir.

Durum böyle iken şüpheliler halen savcılık karşısına çıkarılmadan karakollarda ifadesi alınıp serbest bırakılmakta. Sosyal medya/kamuoyu baskısı oluşmadan veya mağdur avukatı  ısrar etmediği sürece, şüpheliler bırak ceza almayı savcılık önüne bile çıkmamaktadır. Diğer bir sorun ise cezanın ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır.  Buda saldırganların  cesaretlenmesine , şiddete maruz kalan sağlık personeli  ise umutsuzluğa kapılmasına neden oluyor. Burada haklarınızı bilmeniz çok önemli. Saldırgan ile ilgili  gerekli işlemlerin yapılması ve  ifadenin çalıştığı kurumda alınması gibi haklarınızı bilmediğinizde mağduriyetinize bir yenisi eklenmiş olur.

Daha önceleri de görülen sağlıkta şiddet 2019 da katlanarak artmaya devam ediyor. 2019 yılında sağlık bakanlığı; çalışanlar, hasta ve hasta yakınları için eğitim kitapçığı hazırlayarak şiddetin engellenmesi için bazı tavsiyelerde bulundu. Ancak bu kitapçık şiddeti engellemek için yeterli olmadı. 2022 yılında basına düşen sanki doktorların sadece yeterli ücret almadıkları için istifa ettikleri dillendirerek  var olan şiddetin üstünü kapatıp kamudan istifa ederek yurtdışına göç etmelerinin önüne geçmesi için  “Beyaz Reform” olarak açıklanan   “Ek Ödeme Yönetmeliği” de göçlere engel olamadı.

2023 yılında ise sağlık bakanlığı, sağlık çalışanlarına mektup göndererek başta sağlık çalışanlarına yönelik şiddet sorunu ve çalışma şartlarında iyileştirme gibi düzenlemeleri içeren ikinci “Beyaz Reform” döneminin başlatıldığını duyurdu. 40 sayfalık eylem planına göre, hastanelerde görevli emniyet personeli ve güvenlikçi sayısının artırılması planlanıyor. Sağlık hizmetlerinin fiziksel unsurlarının iyileştirilmesi ve şiddet sonrası hukukî yardım sürecinin artırılması üzerinde duruluyor.

Sağlıkta şiddeti önlemek amacıyla belki bilmem kaçıncı beyaz reform göreceğiz. Belki bazılarımız o reformları görme şansı bile olamayacak. Her bir beyaz reform kara bir örtü olup, toplumun aydınlık gençlerini bir bir yok ediyor.  Beyaz reformlar sistemin çökmüş karanlık yüzünü aydınlatmaya yetmiyor. hastane sayısı artmasına rağmen hastaların hizmete ulaşamadığı bir sistem. Kalifiyeli elamanların tek tek göç ettiği bir sistem. Kimilerinin artık  gelemediği bir sistem. Bu sistem ile gözler, şiddet sorununu çözüme kavuşturulmamış sağlık personeli yerine; maaşa doymayan sağlık personeline çevrildi.

Şiddet  katlanarak büyümeye devam ediyor. Şiddet sadece  silahla vurulan doktor dan ibaret değil. Acil durumu olmamasına karşın poliklinikte randevu bulamadığından dolayı acile gelmek, iznini bir hafta daha uzatabilmek için hekimden rapor almaya çalışmak, bir başkasının adına ilaç yazdırmak. Hayatından endişe eden aile sağlık merkezi personellerin gelen hastanın her dediğini yapmak. Cezai yaptırımların zaten yetersiz olduğu açıkken var olan kanunlara uymayan kamu görevlilerin bıraktıkları. Tüm bunlar sağlık çalışana şiddet olarak geri dönen durumlar.

Beyaz reformların birer kefen olmasını ancak hukukun ışığında kenetlenerek önleyebiliriz. Birleştikçe sesimizi yükselteceğiz. Yaşam güvenliğimizi yükselteceğiz. Yüksek Sağlık Hukuku Derneği sizleri yükseltmek için hep burada yanı başınızda olacak.

Uzm. Dr. Muhammed Sani ÇEVİK
Sağlık Hukuku Uzmanı
Yüksek Sağlık Hukuku Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

instagram hesapları

@medikalmalpraktis
@acilsaglikhukuku
@saglikhukukundabilirkisilik