Severler. Ekmeğini teşhircilikten kazananlar, bohem hayatlarını envai çeşit ahlaksızlıkla sarmalayan ‘’popülerler’’ cibiliyetten yoksun kimliklerini gizlemek adına namus bekçiliğine soyunmayı çok severler. Eylemlere karşı takındıkları tavırlar eylemin özünden ziyade kimler tarafından gerçekleştirildiğinden ibarettir.

Burada dikkate şayan olan nokta ise; bahsi geçen tiksinç olayların üzerini bin bir türlü dalkavuklukla örtmeye çalışanların, aynı ahlaksızlık ‘’karşı taraf’’ bünyesinde vuku buldu mu pişkin bir biçimde dipsizliğe kulp takıcı maskelerini askıya asıp, her çirkin fırsatta kullanıma müsait ahlak maskelerini yüzlerine takmalarıdır. 

Ahlak anlayışlarını ideolojiye göre şekillendirenler doğal olarak karater(sizlik)leri gereği ahlaksızlığa değil ahlaksızlığın kimden çıktığına yoğunlaşırlar. 

Bu yazdıklarımı okuyunca üç beş aklıevvel beni de ‘’kulp takıcılık’’la suçlayabilirler. O zihniyete zaten pek bir şey anlatabileceğimi zannetmiyorum. Burada çocuk istismarının portresini çizecek değilim. Son derece aşağılık, iğreti, hastalıklı olan bu davranış modelini yermeye ve çürümüş ruhlarını böylesine alçak suçlara alet etmiş aciz mahlûklara en ağır hakaretlerle kin kusmama bilmiyorum gerek var mı?

Fikrimce, bedeli kodese tıkılmakla sınırlı olan, hatta yeri geldi mi ceza bile almadan paça sıyrılabilecek bütün adi suçların karşılığı; suçun kemmiyeti ve keyfiyeti doğrultusunda ,eski usül halk mahkemeleri önünde renk renk işkencelerle süslenmiş idam cezası olmalıdır! 

Bu ütopik arzumu barbarlıkla nitelendirenleri de samimiyetsiz ve ‘’marka ahlakçısı’’ etiketleriyle damgalayıp, oyunu kuralına göre oynamaya davet ediyorum. 

Gerçi bilen bilir. Günümüzde eskisi kadar olmasa da her hapishanenin hayalet kuralları vardır. Bazı suçlar legal yoldan layığını bulmaz. Fakat ahlaksız failler içeri girdikten bir müddet sonra ya kemerle kendini asar ya da yorgan ipliğiyle canına kıyar(!) Bu gibi tesadüflerle suçluların illegal şekilde hak ettiğine kavuşması maalesef yeterli değildir. Kanuni olarak eski tip cezai yaptırımların yürürlüğe girmesi, gayri ahlaki eylem girişimlerini minimize edecektir. 

Yapılması gereken ne olursa olsun çocuk istismarını, kadınlara karşı uygulanan mental ve fiziksel şiddeti, cinsel taciz vakalarını dibine kadar eleştirmek ve somut çözümler üretmeye çalışmaktır. Fakat bu işler, eksileriyle artılarıyla –en azından devlete karşı paralel bir yapılanma gayesi taşımayan- otuz yedi yıllık geçmişe sahip bir kurumun, haysiyetsiz bir melun yüzünden bütün hizmetlerini yok sayıp bunun üzerinden de dini değerlere ve dindar kesime dil uzatmakla yürümez! Buna hiç kimsenin hakkı ve hürriyeti yoktur. 

Tek ipe sapa gelir hamlesi bel altı vurmak ve ezbercilik olan nasipsiz zihniyetin, inanç hususunda topyekûn bir karalama siyaseti izleyerek tıynetsiz muhalefet anlayışına yön vermeye çalışması özgürlük değil hadsizliktir. Özgürlüğün de bir hududu vardır! 

Şahsi olarak büyük rahatsızlık duyduğum nokta, ekseriyetle hassas konularda dindar kutba yapılan eleştirilerdir. Zaten dış dünyaya açıldığımızda her taşın altından İslamofobi’nin çıkması yetmezmiş gibi bir de içimizdeki Brutuslarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Hiçbir biçimde savunması olmayan ahlak dışı eylemlerin siyasi amaç güderek toplumun bir kesimine ve o kesimin değerlerine saldırı niyetiyle  kullanılması ahlaksızlığın başka bir cephesidir. 

Ortada acı bir gerçek, yaşanmaması gereken bir skandal var. Toplumun genel itikadına göre önemli bir misyon yüklenen bu vakfın çok daha dikkatli ve özenli olması gerekirdi. En ufak bir yanlışta siyaset pelerininin altında gizlenerek bu üstün davanın (İslamiyetin) tepesinde bitme cûretini gösterecek olan çakalların eline koz verilmemesi lazımdı. 

Hülasa, temeli ahlak olan, ince bir iplik üzerinde bulunan bu büyük meseleleri gündeme getirirken, otoritelerin ve mevzulara muhatap kişilerin sözlerini işine geldiği gibi yorumlamak, bu sözleri Lego parçalarıyla oynar gibi ters düz edip bambaşka boyutlara sürüklemek; basit ve ‘’markacı’’ bir fikriyatın tezahürüdür.  

Hiçbir çocuğun, hiçbir gencin, hiçbir vatandaşın böylesine mide bulandırıcı talihsizliklere maruz kalmaması dileğiyle..