RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Bu hafta, başarılı şarkıcı Önder Gider ile yaşamına, müzik kariyerine ve ‘Sustuklarım’ adlı albümüne dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Önder Gider kimdir?

Kendimden bahsederken ilk cümlem, her zaman şu olmuştur: “Önder Gider; çok küçük yaşlarından bugüne kadar gönlünü müziğe kaptırmış, ‘En büyük aşkım müzik.’ diyen ve hayatına müziğin yön verdiği biridir. Tüm hayatı boyunca yaşantılarına, duygularına ve olaylar karşısındaki tepkilerine müzik yön vermiştir ve kendini müzikle çok iyi ifade edebilen biridir.” Özetle; ‘Şarkı söylemeyi, piyano ve çello çalmayı seven naif biriyim.’ diyebilirim.

Müzik kariyeriniz nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Müzik kariyerim, çok küçük yaşlarımda başladı. Her zaman sürekli müzik dinleyen ve her yerde şarkı söyleyen bir çocuktum. İlkokul yıllarımda bu tutkum gittikçe arttı ve hayatımı müzik yapmak ve şarkı söylemekle geçirmek istediğimi anladım. Sonrasında eğitime çok önem veren biri olarak müzik okulları için hazırlanmaya başladım ve 6 yaşımda piyano çalmaya başladım. Ortaokul yıllarımda kendimi müzik adına geliştirmeye adadığım bu süreç, Mimar Sinan Devlet Konservatuarı’nı kazanmam ve İstanbul’a yerleşmem ile devam etti. Konservatuar hayatım boyunca Piyano ve Cello enstrümanlarında kendimi geliştirdim ve bir yandan şan derslerini önemseyerek, sesimi vokal olarak keşfetmeye ve geliştirmeye başladım. Mezun olduktan sonra sayısız orkestralarda çaldım ve Jazz, Pop ve Elektronik müzik gibi birbirinden çok farklı tarzlardaki ekiplerle vokal olarak performans sergiledim. Tüm bu yolculuğum boyunca bana örnek olan ve öncülük etmiş olan isimler mutlaka var. Şu an ‘Kendimi buldum.’ dediğim albümde ve bana yön veren tarzımda hep örnek aldığım ve yenilikçi tavrına, cesaretine her zaman hayranlık duyduğum isim Madonna olmuştur. Her zaman kaliteli olanı araması, duruşu ve tabii ki tartışılmaz sahnesi ve enerjisi ile hem müziğime hem hayatıma yön verdi, diyebilirim.

Geçtiğimiz günlerde müzikseverlerle buluşan ‘Sustuklarım’ adlı albümünüzden bahseder misiniz? 

‘Sustuklarım’ adlı albümüm; aslında sadece benim değil hepimizin söylemeye çekindiği, net olamadığımız ve içimize attığımız cümlelerimizle ilgili bir proje. Bazen kırmamak için, bazen şartlar öyle gerektirdiği için, bazen de farklı ruh hallerimiz nedeniyle hep içimize attığımız cümlelerimiz var. Ben, bu cümleleri şarkılarımla ve müziğimle ifade ederek bir nevi içimi dökmek istedim dinleyicilere. ‘Sustuklarım’ aslında, hem kendi tarzımı yansıtmak istediğim bir proje hem de kendi dilimle kaliteli pop yapma arzumun bir getirisi. Hayatta samimiyet ve netlik çok önemli benim için. Şarkılarla içimizdekileri dökebilmek, atabilmek hepimizi mutlu ediyor ve rahatlatıyor belki de. Çıkış şarkımız ‘Seni Sevmiyorum’ da bu konseptte yazıldı. Bana göre; ‘Seni Sevmiyorum.’ diyebilmek,  ‘Seni Seviyorum.’ cümlesindeki kadar netlik ve cesaret ister. Her iki cümleyi de içtenlikle söylemek gerekiyor her zaman. Tüm bu serüven boyunca ekibim, çok yetenekli isimlerden oluştu. Düzenlemelerde hayallerimi gerçekleştiren Cenk Sarkuş ve Atakan Kundak’ın ve Bi’Oda müziğin desteğini atlamamam gerekir. Uzun yıllar, beraber müzik yapabilmeyi ve nice şarkılara imza atmayı istediğim çok çok değerli isimler benim için.

Albüm, kaç şarkıdan oluşuyor?

‘Sustuklarım’ adlı albümüm; EP projesi ve üç şarkıdan, benim tabirimle üç iç döküşten oluşuyor. Söylemek istediğim birçok cümle olduğu için tek bir şarkıyla kendimi tanıtmak yerine, EP hazırlayarak çıkış yapmak istedim. Yeni çıkış yapan bir şarkıcı olarak az cümle kurmaktan da çok cümle kurmaktan da kaçındım ve bu repertuarın tam kararında olacağını düşündüm.

Şarkılar size mi ait?

Evet, tüm şarkıların söz ve müzikleri bana ait. Düzenlemeler; biraz önce de bahsettiğim gibi, canım ekibim Atakan Kundak ve Cenk Sarkuş’a ait. Ayrıca ‘Sen Bana Bir Rüya’ adlı şarkımızdaki çello soloyu da ben çaldım.

Albüm, ismini nereden alıyor?

Albüme; içimde kalanları yazdığım, melodileştirdiğim ve içinde benim için bir nevi itiraflar olduğu için ‘Sustuklarım’ demek istedim. Her bir şarkıda söylemek istediğim ama söyleyemediğim, kendimi tuttuğum veya içime attığım kişilerden ve durumlardan bahsettim.

Albümün ‘Seni Sevmiyorum’ adlı çıkış parçasını kliplendirdiniz. Şarkıdan ve klipten bahseder misiniz okurlarımıza?

‘Seni Sevmiyorum’ derken hem çok ciddi olan hem de cümleyle eğlenebilen, sevgisizliği atlatabilmiş bir Önder Gider var şarkıda. ‘Bile bile olmaz asla!’ derken tecrübe kazanmış, hayatın öğrettikleri karısında olgunlaşabilmiş ve artık durumla eğlenebilen bir duruş sergiledik. Klip de şarkıyı iyi taşıyabilen görsellere sahip olmalıydı. Bu nedenle klip, çok eski ve yetenekli arkadaşım Kerim Sedef yönetmeliğinde green screen çekimler ile gerçekleşti. İki gün süren çekimler sonrasında, montaj aşaması iki aya yakın sürdü. Tüm görseller, özellikle şarkıya ve cümlelerime göre ‘after effects’ programı ile titizlikle seçildi ve oluşturuldu. Sonuçta çok memnun olduğumuz, hem eğlenceli hem de tarzımı yansıtabilen bir video klip ortaya çıkmış oldu, diyebilirim. Tabii ki takdir, her zaman dinleyici ve izleyicinindir.

Çıkış parçası olarak neden bu şarkı seçildi?

Albümü dinlerken, ‘Çıkış şarkısı hangisi olmalı?’ diye çok düşündük ve ekip olarak ‘Seni Sevmiyorum’ şarkısıyla çıkabiliriz, dedik çünkü daha önce Türkçe şarkılar içerisinde söylenmiş bir cümle değildi bu. Bana özel olduğunu hissettim ve kararımız bu yönde oldu. ‘Seni Sevmiyorum’ cümlesi çok netti ve herkesin söylemeye cesaret edebildiği bir cümle değildi. Farklı ve özel bir şarkı oldu hepimiz için.

Albümdeki diğer şarkıları da kliplendirecek misiniz?

Mutlaka kliplendireceğim çünkü görsellik benim için çok önemli. Video klipler, tarzınızı ve duruşunuzu sergileyebilmeniz için büyük fırsat. Sonuçta, dinleyici ile konserler ve video klipler sayesinde göz göze gelebiliyoruz. Oradaki bakışlarınız, samimiyetiniz ve vizyonunuz çok önemli. Artık çok daha vizyon sahibi olan ve her tarza açık bir jenerasyon var. İnternetin hayatımıza girmesi ve bugün, kullandığımız yoğunlukta bize eşlik etmesiyle herkes her şeye çok kolay ulaşabiliyor, kendini rahatlıkla geliştirebiliyor ve kaliteli ve samimi bir şekilde yapılan işi ayırt edebiliyor. Elbette bu durum, hem büyük sorumluluk getiriyor hem de büyük özgürlük.

Hazırlık aşamasında olan farklı bir projeniz var mı?

Çok fazla söz ve müzik yazıyorum. Artık şarkı yazmak, hayatımın vazgeçilmezi oldu. Yayınlamayı düşündüğümüz diğer singleler ve soundlar şimdiden hazır sayılır. Anlatmak istediğim çok konu var, söylemek istediğim çok şarkım var. Dinleyicimi fazla bekletmeden, sonbahar aylarında yepyeni bir single daha yayınlayacağız. Tüm projelerim için şimdiden büyük heyecan duyuyorum ve sabırsızlanıyorum.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Samimi ve müzik odaklı sorularınız için öncelikle Önce Vatan Gazetesi’ne çok teşekkür ederim. Sanat, hepimiz için çok önemli ve sanatın her zaman el üstünde tutulması, bizi hep güzel olana ve daha ileriye taşıyacak bir olgu. Müzik, hayatımızda hep var aslında.

Yolculuklarımızda, arabalarımızda, evlerimizde, aklımızda ve kalbimizde… 

Sanatı hayatınızdan eksik etmeyin. Hem sanat için hem de hayatımızdaki her şey için cümlelerime şöyle son vermek isterim: Aşk ile yapılan her şey güzel.

‘Sustuklarım’ adlı albümümüzü dinleyen, bana kulak veren, müziği önemseyen herkese şimdiden sonsuz teşekkür ederim.