KIVANÇ TERZİOĞLU İLE METİN ÇANAK ÖZEL RÖPORTAJI

RÖPORTAJ: KIVANÇ TERZİOĞLU

Merhaba; öncelikle sizi tanımak isteriz Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Aslen Elazığlıyım. Osmaniye'de doğdum. Gurbetçi bir ailenin çocuğu olduğum için ilk ve ortaöğrenimimi Almanya'da tamamladım. Yüksek tahsilimi burslu olarak ABD'de "Siyaset" Anabilim dalında yaptım. Halkla İlişkiler/Kurumsal İletişimde yüksek lisans tezimi yazdım. 2000'li yılların başında Türkiye'ye kesin dönüş yaparak çeşitli uluslararası kuruluşlarda danışmanlık yaptım. 

Doğuştan  var olan sanat aşkım 8-10 yaşlarımda ortaya çıkmış olmasına rağmen aile engeline takıldım.(gülümsüyor) 

Ama pes etmedim. Düğünlerde, derneklerde dost meclislerinde Türk gecelerinde sahneye çıkmaya başladım.

O günlerden bugünlere kadar geldim.

 En büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir? 

Ben kendimi bildim bileli hep bir şeylere ulaşmak için kendime hedefler koydum. Hayaller kurdum,bunları projelendirdim. Başarı ise hayallerimi hayata geçirmek oldu hep. Hayali büyük-küçük diye ayırmıyorum. 

Gerçekleşen- gerçekleşmeyen diye 

adlandırıyorum. Örneğin 1. sınıfı bitirip 2. sınıfa geçmek herkesin öğrencilik hayatındaki ilk hayalidir.

 İnsanoğlunun hayal kurması hayat boyunca devam ediyor. Ama nihai hayalim vatana millete faydalı bir birey olmak ve faydalı evlatlar yetiştirmektir. Mesleki açıdan ise Sanatçı kimliğimle kalıcı eserler üretmek ve öldükten sonra da eserlerimle anılmak en büyük hayalim. Bugüne gelecek olursak; "mucize çocuklar" diye adlandırdığım hem sanatsal hem de toplumsal bir proje hazırlıyorum. Detaylarını önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacağım. 2020 yılının ilk aylarında hayata geçirmeyi hedefliyorum. 

Şu anda yaptığınız işin dışında (hayattaki tüm işler kanuni olsaydı) ne iş yapmak isterdiniz? 

İnanın ki şu anda yapmış olduğum işin dışında hiçbir iş yapmayı düşünmedim düşünmüyorum sadece hep daha güzel, topluma faydalı  işler,projeler yapmak istiyorum. Bakın konu yine "hayal" kavramına geldi. Ben hayalini kurduğum işi yapıyorum ve çok şükür mutlu ve memnunum. Tüm genç kardeşlerime,arkadaşlarıma da hayallerinin peşinden koşmayı bununla birlikte azmetmeyi ve bu yolda çok çalışmalarını tavsiye ediyorum. 

Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var hayatta? 

ANNEM. Annemi çok erken kaybettim. Annemi doya doya yaşayamadığım,  onunla daha fazla vakit geçiremediğim için çok ama çok pişmanım. Kader diyorum. Allah daha çok sevdi yanına aldı. Böyle teselli ediyorum kendimi. İnancım da bunu gerektiriyor. Hiçbir hastalığı yok iken aniden kollarımda can verdi çocukluğum da yatılı okullarda geçtiği için birlikte fazla yaşayamadık... çok acı. İçim hala acıyor. Bence insanın hayatta doyamayacağı tek şey anne sevgisi,özleyeceği koku ana kokusudur. İnanın gerisi boş. 

Allah kimsenin anasını babasını başından eksik etmesin. Annelerinizin babalarınızın değerini kıymetini bilin. 

(ağlamaklı oluyor)

Başınız Sağolsun. Hadi biraz da Müzik diyelim. Müzik sektörünü nasıl görüyorsunuz. Kısaca değerlendirir misiniz?

Müzik sektörü kendi içinde kronikleşmiş sorunları ile birlikte  kartopu gibi büyüyen ve gelişen bir alan. Dijital müzik platformlarıyla birlikte müzik insanların avucunun içinde artık. Benim çocukluk dönemlerimde plakların kasetlerin CD'lerin peşinde koşardık. Bir Sanatçı bir çalışma çıkarırdı piyasaya ama bizler o dönemde çok geç haberdar olurduk. Kitle iletişim araç ve alanları bu kadar yaygın değildi. Ama ben müzik bitti diyenlerin aksine müzik yeni başlıyor diyorum. Eskiden 5-10 şarkıcı vardı sektörde. Bugün ise hergün 10 tane yeni isimle karşılaşıyoruz. Halkımız iyi ve kötüyü ayırt edebilecek ferasete sahip. İyiler yoluna devam ederken bir sonraki işte daha iyisini halka sunmak zorunda olduğunu biliyor. Eskiden böyle miydi. Az sayıdaki şarkıcıyı dinlemek zorunda kalıyorduk. Herşeye rağmen ben kendi adıma müzik sektörünün geleceğini iyi görüyorum. 

Müziği nasıl tanımlıyorsunuz. 

Kendi yaptığınız müzik türünü nasıl adlandırırsınız?

Müzik evrenseldir. Bir bilimdir. Osmanlı dönemlerinde Saraylarda  dahi Türk Müziği makamlarıyla hastalar tedavi edilirmiş. Bugün ise Üniversitelerde Müzikoloji bölümleri var.  Bütün dünyada farklı müzik türleri zenginlik olarak görülürken ülkemizde üzülerek söylüyorum ki "klassifikasyon" acımasızca yapılıyor. Müzik sınıflandırılamaz. Daha doğrusu ötekileştirilemez. Benim yaptığım müziğin ismi "Arabesk" Bunun ötesi berisi yok. Hiç gocunmadan,gizlemeden ifade ediyorum. Fantezi diye bir kavram türetmişler. Kimin ortaya attığını da bilmiyorum açıkçası. Arabesk makamsaldır. Fantezi nedir? Kimsede cevabı yok. Yeri gelmişken arabesk ile ilgili bir iki kelime söylemek isterim haddimi aşmadan. Saygıdeğer büyüklerimiz var Orhan Gencebay,Ferdi Tayfur rahmetli Müslüm Gürses gibi ... onlar arabeskin kitabını yazmışlar. Arabesk bir kültürdür. İnsanların yaşanmışlıkları müzik kültürlerini belirler. İster kabul edelim ister etmeyelim bu ülkede dün de bugün de yarın da en popüler müzik Arabesk'tir. Karşı tezi olan olursa tartışırız. Radyolar arabesk şarkı yayınlarken bile temkinli davranıyorlar. Bana göre büyük haksızlık yapılıyor. Peki neden ? Kendileri de bilmiyor aslında. Arabesk yorum işidir yani yorumlayana bağlıdır. İbrahim Talıses Yemin Ettim'i okuyunca arabesk oluyor Kayahan okuyunca Pop. Tarkan Batsın Bu Dünya'yı yorumlayınca Pop oluyor Orhan Gencebay'ın sesiyle Arabesk ... irdelenmesi gereken bir konu. Üniversitelerde tez konusu olur bu konu.

Hiç kimsenin göremediği bir özelliğiniz var mıdır? Varsa neden bugüne kadar gizli kaldı?

Hayır yok. Beni bilen bilir. Her şeyim ortadadır. Gizli kalan ya da keşfedilmemiş bir yanım olduğunu düşünmüyorum. Belki de sizin bilmediğiniz  çok güzel yemek yaparım. Aklınıza ne gelirse. Yani mutfakta bir kadın kadar maharetliyimdir. Tevazuu gösteremem bu konuda.

Sosyal medyada hakkınızda yapılan yorumlar sizin için çok mu önemli? 

Çağımız iletişim ve teknoloji çağı. Hele ki biz sanatçılar için daha da önemli. Madem ki bu mesleği seçtik her türlü yorum ve eleştiriye açık olmamız gerek. Ama o ince nüansı iyi ayarlamak gerek. Zira biz millet olarak ifrat ve tefriti çok seviyoruz yani olumlu ya da olumsuz aşırı duyguları, tepkimeyi seviyoruz. Ya abartılı bir şekilde seviyoruz ya da yerin dibine sokuyoruz. Eleştiri yapıcı olursa  bir değeri vardır.

 Sosyal medyadaki yorumlara gelince elbette önemsiyorum. Nihayetinde bu yorumları yazanlar da bizim insanlarımız. Benim için insan en değerli varlık. Yapmış olduğumuz eserleri milletimizin beğenisine sunmak için üretip icra ediyoruz.

Hani bir söz var yaradılanı severim yaradan’dan ötürü.

  

Bu ülkede yaşayan bir sanatçı olarak günlük siyasetle ne kadar ilgilisiniz?

(gulumsuyor) Ben siyaset mezunuyum. Bu ülkede en temiz siyaset köy kıraathanelerinde  yapılıyor. Ülkemizde siyaset konuşulduğu kadar dünyanın hiçbir yerinde konuşulmuyor. Neredeyse futbolla yarışıyor. 

Sanat ve siyaset birbirinden ayrılamaz iki öğedir. İkisinin de ortak paydası insan ve toplumsal sorumluluktur. Sanatçı da siyasetçi de toplumun aynası vazifesini görüyor. Sanatçı siyaset üstüdür. Her görüşe eşit mesafededir. Tabii ki demokratik seçme hakkını kullanmalıdır. Ama bu Allah ile vicdani arasındadır. Afişe etmeye daha doğrusu reklam etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. 

Yeni single çalışmanız “ Son Dileğim “ den biraz bahseder misiniz? 

Evet. "Son Dileğim" çok değerli bir çalışma oldu. Gönlümüzü,ruhumuzu ekip olarak ortaya koyduk. Koydum demiyorum. Koyduk diyorum. Başarı ekip işidir. Söz yazarı, bestecisi, aranjörü,tonmaisteri ... herkes gece gündüz çalıştı. 

En son ben de sesim ve yorumum ile az da olsa katkı sağlayabildiysem ne mutlu bana. Bu eser benim ruhumu yansıtan bir eser oldu. Her kelimesinin altında yaşanmışlık var,acı var. Sizin anlayacağınız uzun hikaye... Neticede yavaş yavaş layık olduğu yere gelecektir diye düşünüyorum. Şunu da eklemek istiyorum. Benim için önemli olan "metin çanak" isminden ziyade şarkılarımın bilinmesi dilden dile söylenmesidir. Daha yolun başındayım ama inşallah Allah o günleri de nasip eder. Bu güzel esere ruh veren can dostum söz yazarı,besteci ve aranjör Suat Sakarya'ya şükranlarımı sunuyorum. 

Merak ettiğimiz bir diğer konu ise müzikseverler sizi canlı olarak nerelerde dinleyebilecek? Konser takviminiz belli oldu mu?

Konserlerimiz yaz döneminde başlayacak. Yaz sonu ise Almanya başta olmak üzere İsviçre,Belçika,Hollanda gibi orta Avrupa'da sevenlerimizle buluşacağız. Türkiye'de sadece Halk konseri yapacağım. İnsanlarımızın sosyo-ekonomik durumları ortada. Ben bu şartlarda halkın cebindeki parayla bilet alarak daha doğrusu maddi sıkıntıya girerek konserlere, gazinolara gelmesini vicdanen kabul edemiyorum. Ben Halk sanatçısı olmak istiyorum. Büyük küçük demeden her festivale koşmak istiyorum. Halkımızla,dinleyenlerimle oralarda kucaklaşmak istiyorum. Sizlerin aracılığı ile il ve ilçe Belediye Başkanlarımıza da buradan selam ve saygılarımı iletiyorum. 

 Hem şarkıcılık hem de oyunculuk yapmak zor mu ? İkisine nasıl zaman ayırabiliyorsunuz ? 

 İşte beklediğim kilit soru... aşk ile çalışan yorulmaz diyerek başlamak isterim.  Sanat aşktır kelime ile tarif edilemez. Kamera, mikrofon ile sırdaşım,dert ortağıyım ben. Kendimi buluyorum sinema, dizi çekimlerinde veya studyo kayıdın da,sahnede... Bu iş aşk olmadan yapılamaz. İşkence olur. Çünkü çok özveri gerektiriyor. Fedakârlık istiyor. Bu vesile ile profesyonel oyunculuk hayatımı başlatan senarist yönetmen hocam abim Ersoy Güler'i anmadan geçemem. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Bana her projede güvenip arkamda durduğu icin. Umarim ben de kendisini mahcup etmemişimdir. 

Zamana gelince doğru planlama ile sorunsuz her iki alana da yetişiyorum şükür.

2020 yılında yeni projeleriniz nelerdir? 

2020 yılının her şeyden önce sağlık,huzur ve bereket getirmesini dilerim. Allah herkesin işini gücünü rast getirsin. Yeni bir dizi projesi üzerinde çalısıyorum. Senaryo okumalarına yakın zamanda başlayacağız.  Sanıyorum Ocak- Şubat gibi sette oluruz. Şubatta ve mayısta iki single şarkım daha müzikseverlerle buluşacak inşallah. Şimdilik sürpriz olsun. Ama şunu söyleyebilirim ben aşk şarkılarının  sesi olmak istiyorum. Şimdilik slow şarkılarla devam edeceğim. Ruhumu,duygularımı dinleyenlere daha iyi yansıttığını düşünüyorum.

Aşk demişken biz de soralım o halde. Aşk hayatınız nasıl gidiyor. Kalbiniz dolu mu?

İnsanoğlu aşk ve muhabbet/sevgi üzerine yaratılmıştır. Aşksız bir hayat; susuz, havasız yaşamak gibi bir şey ben aşk adamıyım. Son derece duygusalım. Sormadan söyleyeyim balık burcuyum. Aşk hem mutluluğu hem acıyı yaşatıyor. Sanırım ikisini de yaşamadan aşk kavramı tam anlamıyla yaşanmış sayılmıyor. 

Benim bu konuda genel olarak söyleyeceğim "gönül kapım herkese açık ama orada sadece bir kişilik yer var" Özel hayatı paylaşmaktan yana değilim. O yüzden "özel" deniyor zaten.

Sosyal Medyayı ne sıklıkla takip edersiniz? 

Sosyal Medyayı pek kullanmayı bilmiyorum maalesef. Fenomenleri hayretle karşılıyorum ve tebrik ediyorum.  Ayri bir uzmanlık alanı gelişti. Ama değerli,ciddi konular değil de daha çok çerez,laylaylom konular rağbet görüyor. Demek ki sosyal medya ciddiye alınacak bişey değil diyecem ama...Amerikan Başkanından dağdaki çoban kardeşimize kadar herkes sesini sosyal platformlardan duyurduğu için yine de önemli olduğunu düşünüyorum. En kısa zamanda bu konuda kendimi geliştirmem gerekiyor. 

Çok güzel bir klip çekmişsiniz. Klip çekiminden biraz bahsedermisiniz? 

15 saatlik bir çalışmanin ürünü takdir değerli kamuoyunun, saygi değer dinleyenlerindir. Elimizden geleni yaptık. 15-20 kişilik bir ekip ile çalıstık. Mustafa Özen yönetmenliğinde Kilyos Marmaracik koyunda İstanbul'un Karadeniz'e acilan son noktasında çektik. Bizlere bu imkanı sunan Orman Bakanliğimıza teşekkür ediyorum.

Dondukkk... Sonra 1914 yapimi antika alman bir piyanoyu cayır cayir yaktık. Bu yuzden tum muzisyenlerden ozur diliyorum. Ama sadece senaryo gereği... Mustafa Özen ateşi çok seviyor. Kendisine de sevgilerimi gönderiyorum.

Son olarak ne eklemek istersiniz? 

Bana duygu ve duşüncelerimi açıklama firsati verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Öncelikle sosyal sorumluluk adına genç kardeşlerime,arkadaşlarıma sanat ve/veya sporun herhangi bir dalıyla meşgul olmalarını öneriyorum. Sanatla spor ile ilgilenen beyinler kötü alışkanlık edinmeye zaman bulamaz.

 Yapımcım Sayın Samsun Demir Beye ve tüm DMC (Doğan Müzik) ailesine tesekkur ediyorum. Teşekkür edeceğim değerli biri daha var ki değerli arkadasim Özcan Şenyaylar. Yillardir üzerimde büyük emeği vardır. İyi günde kotu günde hep birlikte olduk. Umarim uzun yillar bu dostluğumuz sürer. Ola ki sürc-i lisan ettiysem tüm kamuoyundan ve okuyuculardan özür dilerim. 

Beni seven-sevmeyen dinleyen-dinlemeyen herkese selam saygi ve sevgilerimi sunuyorum. 

Birbirimizi hep saymak ve sevmek dileğiyle.

Biz de içten, samimi cevaplarınız için size teşekkür ediyoruz. Sanat hayatınızda başarılarınızın devamını diliyoruz...

Tekrar teşekkür ederim!!!