HABER: BURHAN AKDAĞ

Bu sene 7000 film arasından seçilen 500 film arasında olan Bir Dilek Tut filminin yapımcı ve yönetmeni Meta Akkuş yaptığı açıklamada “Oscar ve Bafra vasıflı bu uluslararası film festivalinde yarı finalde olmaktan çok mutluyum çünkü bu Oscar Akedemisinin Bir Dilek Tut (Make A Wish) filmimizden haberdar olması demek ve Oscar’a aday adaylığımızın onayıdır” dedi. “Hollywood’daki Menajerim John W.Beach’in filmime ve yeteneğime benim kadar inandığı için kariyerime çizdiği yolda, Oscar’ın basamaklarını keyifle rahatlıkla kolaylıkla çıkıyorum. Bu güzel haber hedefe çok yaklaştığımızın habercisidir, çok mutluyum” diye devam etti. 

Meta Akkuş ve Avni Tuna Dilligil’in Enver Sülük danışmanlığı altında senaryosunu yazdığı Bir Dilek Tut (Make A Wish) filminde,  Altan erkekli Mehmet Turan Doğan,  Almira Tuana, Alper İlker, Gün Akıncı, Yusuf Kemal Kılkış, Seda Alpat, Ender İlker, İhsan Berk Aydın, Özer Tuncer ve Meta Akkuş rol alıyor.  

Yaşadıkları yerde çok güzel ve mutlu bir hayatı olan Kaan bir gün ailesinin İstanbul'a taşınacağını öğrenir. Bu haber onu üzer. Arkadaşlarını ve çok sevdiği kürek takımını bırakmak istemez. Bir şey yapıp bu yolculuğu durdurmalıdır. Sonunda çareyi teyzesinin hediye ettiği kitapta bulur. "Bir Dilek Tut" isimli kitap sayesinde nasıl dilek tutacağını, saflığın ve iyi kalpliliğin tılsımını keşfeder. Kitap ona bambaşka ufuklar
açar. Hiç hayal etmediği bir dünyanın kapısı açılır.

Kaan teyzesinden gelen kitap ile,  12 yaşında ki Berke’nin okulda akran zorbalığına karşı hayal gücünü geliştirerek sevgi ile bununla baş etme macerasında kendine güven kazanmasının yolculuğuna dahil olur. Bu yolculukta dileklerinin kaplumbağası tarafından gerçekleştirildiğini zanneden Berke (İhsan Berk Aydın) ile dileklerin nasıl gerçekleştiğini öğrenir. Berke'nin annesini Vildan Atasever, dedesini ise Altan Erkekli canlandırıyor. 

Filmin hikayesi, 2009 yılında yazar yönetmen Meta Akkuş'a Paris sokaklarında yürürken fikir olarak geldi. 2009'dan beri bu proje üzerinde çalışan Meta Akkuş'a Mustafa Yazıcıoğlu müzikleri ile eşlik etti. Müziklerin büyük bir bölümü İstanbul’da, bir bölümü ise Los Angeles’ta canlı enstrümanlarla çalınarak kaydedildi.