10 PARMAĞINDA 10 MARİFET

ÇİĞDEM TUNÇ

3 YAŞINDA BALEYE BAŞLADI, 5 YAŞINDA SAHNEYE ÇIKTI

YAŞAR ŞENYÜZ / İSTANBUL

O çocuk yaşlarda sahnenin tozunu yutmuştu ama Türk halkı kendisini televizyonlarda ki  yaptığı sunuculuk başarısı ile çok sevdi. Anlatımında ki içtenliği  ve kendine has uslubu Türkçe’yi kulanımındaki yeteneği, sadeliği ile gönüllere that kurdu, dizilerde ve sinemada ki başarısı ile daha çok hayran kitlesine ulaşan Çiğdem Tunç başladığı tiyatro serüveninde de uzun bir zamandır kendi işinin patronu oldu. Kafasında sanat adına daha bir çok projesi var ve ben kendisi ile bir röportaj yapma teklifime çok nazik bir şekilde kabul ederek ne sorduysak içtenlikle cevapladı. 

Sevgili Dostum; Okuyucularımız Çiğdem Tunç markasını yakından tanıyor ve biliyor ama Çiğdem Tunç kimdir, kimlerdendir. Mesleğe nasıl başladı, bu mesleği yapmak için nelerden, kimlerden etkilendi. Aile de başka sanatçılar var mı, bu güzellik nerelerden geliyor, eskilere giderek bize geniş geniş anlatabilirmsiniz? Çiğdem Tunç aşktan neler bekliyor, gelecekle ilgili projeleri neler bize anlatabilir misin?

3 Yaşında baleye başladı, 5 yaşında sahneye çıktı. Yıllar sonra, aynı sahnede kendi ekibi ile müzikal yaptı

  İstanbul doğumlu, annesi Osmanlı Köprülüler soyundan gelen Ümran hanımın ve Türkiye İş Bankası kurucu ekibinden büyükbabam Nihat Tunç'un oğlu Oğuz Bey'in tek çocuklarıyım.. Doğma büyüme 7 kuşak İstanbullu ve Kadıköylüyüm.. Ailem beni üç yaşında Yıldız Alpar Emiroğlu Bale okuluna yazdırmış, 5 yaşında da ilk kez sahneyle buluşmuşum minik bir balerin olarak..Yer Kadıköy Halk eğitim merkezi.. Geçtiğimiz sezon sahneye koyup, Şehrazat'ı canlandırdığım, Binbir Gece Masallarını, gene Çiğdem Tunç Tiyatrosu başlığı altında Kadıköy Halk eğitim merkezi 'nde oynadığımızda şöyle geçmişe doğru bakıp düşündüm ve ne yalan söyleyeyim gurur duydum kendimle Allah'ın gücüne gitmesin, çünkü O "ol" demeseydi başarabilir miydim tüm bunları? Tabiki asla başaramazdım.. 

Sanat hayatımda bu günlere gelirken, akılçelen kısa yollar yerine, eğitime inanarak ve çok çalışarak uzun ve meşakatli bir yol seçtim

Herneyse o minik, beyaz tütülü, gül polka dansına, ilk resitalinde çıkan çocuktan, bilge Şehrazat'a, küllerinden doğan Zümrüd-ü Anka kuşuna.. Ne uzun bir yolculuk, meşakkatli, taşlı, ayaklarım kan revan içerisinde kaldı, yoksa daha kestirme, pürüssüz gözüken kısa  yollar yok muydu akılçelen? Asla sapmadım.. Binbir hata, aptallık, yanlış, avanaklık ettim de, asla "Kısa yollar"a sapmadım.. Çok şükür.. Bale,beraberinde Üsküdar Amerikan Koleji, sonrasında Marmara üniversitesi iletişim fakültesi radyo televizyon bölümü mezuniyeti, yanısıra sinema filmleri, yanan Şan tiyatrosu müzikalleri, 1984 den itibaren TRT ve özel televizyonlarda program sunuculuğu ve yapımcılığı, yöneticilik, yurt içinde ve yurt dışında taa Asya kıtasının bitimindeki Seul de dahil elimde mikrofon ülkemi temsil etmeler, yarışmalar, müzik, her türlü sahnede envai çeşit showlar ve nihayetinde 2016 yılında kurmaya cesaret ettiğim Çiğdem Tunç Tiyatrosu, sahneye koyduğum ve oynadığım oyunlar, tiyatromda ekip olduğum birbirinden değerli oyuncular, dekor, ışık, müzik, koreografi, fotoğraf ve teknik adamlıklarıyla bize çok şey katan şahane yol arkadaşları, hergün gelişimine kattığımız ve tanıklık ettiğimiz pırlanta genç takım ÇTT JUNIORS..1980 de, sırf güzelliği seyredilmek üzere aynı müzikale üç kere gelinen seyircilerin merak ettiği uzun boylu,uzun bacaklı,yetenekli kızdan,şimdilerin Çiğdem Hoca'sına evrilmiş bir hayat..

Olgunluk çağının tadını çıkartan, hangi ortama girersem gireyim öne çıkan duruşumla da dikkat çeken birisiyim..

Ben anlatırken yoruldum, sanat dolu geçen uzun bir yol.. Ömrümüz oldukça da daha buralarda olacağız inşallah, kendi kendime verdiğim bir söz, Rabbim izin ve ömür verirse tabii.. Velhasıl uzun yol dedik ya kişiliğim biraz istisnai benim,mesela son zamanlardaki en etkin güç olan sosyal medyada doğal kalmış, takipçi satın almamış, ben buradayım diye bas bas bağıran fotoğraflamaktan kendimi uzak, kendisiyle epey barışmış, olgunluk çağının tadını çıkartan, yüzüyle gözüyle bozup zırt pırt suratına onu bunu enjekte etmeyen ama sakın yanılmayalım, hangi ortama girersem gireyim gene öne çıkan duruşumla da dikkat çeken birisiyim.. Artık rahat etmek istiyorum, aslında hep rahattım çünkü kimseyle rekabet etmeden, bu rekabeti sadece ve sadece kendisiyle kuran bir insandım hep ve öyle de devam ediyorum.. 

Sanatta elitistlik hiç hoşuma gitmez, halka tepeden bakan, bi halt sanılsın diye anlaşılmaz olma gayretinde olmadım

Zaman içerisinde dikkafalılığım, titizliğim ve prensiplerim hem kendim hem de iş yaptığım çevreler için zorlayıcı olmuştur bazen.. Ama ben yılmadan ancak kemale erme gayreti içerisinde mücadelemi sürdürmüşümdür. Sanatta elitistlik hiç hoşuma gitmez, halka tepeden bakan, bi halt sanılsın diye anlaşılmaz olma gayretleri, entel dantel dediğimiz ki aslında en köşeli, en hoşgörüsüz çevrelerdir onlar, al takke ver külah kendi aralarında ödül verir dururlar, işte dostum benim kumaşım farklı, çok farklı bunlardan.. ELBETTE GERÇEK ENTELLEKTÜEL, MÜNEVVER İNSANLARI AYRI TUTUYORUM.. Zira onlar bildikçe alçak gönüllü olurlar, yumuşacık, dinlemeyi bilen, köşesiz sevgi dolu eserler üretirler ki, dostlukları tadından yenmez.. 

Ben tek kişilik bir aileyim ama can dostlarım, kedilerim ve sanatımla, bıcır bıcır genç oyuncularım ve öğrencilerimle, siz arkadaşlarımla çook kalabalığım…

Benim çocuğum yok, iki kuzenim ve yengem, Allah uzun ömürler versin, var.. Ama bir zamanlar rahmetli Tuncay Özinel'in yazmış olduğu "tek kişilik aile" kitabını okuduğumda kuramadığım enpatiyi, şimdilerde ne demek istediğini çok iyi anlayarak kuruyorum.. Ben de tek kişilik bir aileyim.. Amaaa dünyamı zenginleştiren can dostlarım,kedilerim ve sanatımla,bıcır bıcır genç oyuncularım ve öğrencilerimle,siz arkadaşlarımla çook kalabalığım çook.. 

Aşk, henüz daha gelmemiş o adam… Yeri geldiğinde benim için masaya yumruğunu küt diye indirecek.. "Son Kahraman"… Son diyorum, çok seversem ömrümün sonuna kadar dururum yanında..

Peki ya aşk diyeceksiniz,yaşı var mıdır bunun? Hep gözlerimin önünde yüzünü seçemediğim, henüz daha gelmemiş o adam var.. Hani akşamüstü elinde hortum bahçeyi suluyor, kedilere, çiçeklere, insanlara çok merhametli, gece geç saatlere kadar benimle korku filmi seyrediyor, bu hayatı yokuşa sürmeyecek benim için, didişmeyecek benimle, taşıyacak beni, yormayacak,ama otoritesini de bileceğiz.. Ne işle meşgul olursa olsun, yaptığı işi iyi yapacak..Yeri geldiğinde benim için masaya yumruğunu küt diye indirecek.. İşte bu eksik.. Ama olsun illa birisi diye olmasın, benim hayatım yoğun, zamanım meşgul.. Gerçekten olması çok şey katacaksa gelsin artık.. Her kimse o "Son Kahraman".. Son diyorum, çok seversem ömrümün sonuna kadar dururum yanında.. Ben alışkanlıklarımla yaşamayı severim.. 

Yeni sezonda 3 oyunla birden yine sahnelerde olacağız. Durmak yok, ben ve ekibim sanat adına hergün bir adım daha yukarılara çıkmak, daha güzel eserler ortaya koymak için daha çok çalışacağız. Kafamda olgunlaşmış yeni projeleri de hayata geçirme zamanı…

Bu sezon Çiğdem Tunç Tiyatrosu olarak üç eserle birden seyircimizin karşısına çıkacağız kısmet olursa, lki Eray Yasin Işık 'ın kaleme aldığı, yerli malı fars "3+1 Zombili ", ikincisi geçen sezon en iyi tiyatro dalında üç ödüle birden layık görülen şahane fantastik oyunumuz "Binbir Gece Masalları " ve ilk kez repertuarımıza aldığımız, Buğra Soykan Kişioğlu nun yazdığı "Palyaço Puki ve Yaramaz Cimcime adlı çocuk oyunu ile seyirci huzuruna geleceğiz..

Beni sunucu olarak pek çok etkinlikte ve oyunculuk dersleri verirken  görebilirsiniz, yılların getirdiği tecrübemi ve birikimlerimi yeni jearasyon arkadaşlarıma aktarma fikri beni çok heyecanlandırıyor, gelecekte ki en büyük isteğim ÇTSM (Çiğdem Tunç Sanat Merkezi) adı altında bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum.. Gerisi Allah'a kalmış..

Bakın yazın ortası, tatile bile gitmeden hergün çalışıp yeni eserler üretiyoruz. Belediyelere sesleniyorum, sizler kültürel bir hizmet olarak oyunlarımızı alıp halkımızla paylaşırsanız, biz özel tiyatrolara cansuyu olursunuz. 

Maşallah istediğim bütün rolleri oynayacağım tiyatromu kurdum artık sahnede kendime ben rol veriyorum,kimseye ihtiyacım kalmadı.. Ancak sinema ve dizi piyasasında iş yapmayı çok arzu ederim, hem tiyatromu yürütmek için gelir kaynaklarına ihtiyacım var hem de oyunumu daha rahat pazarlamam için ekranda olmam çok yardımcı olur.. Bu vesileyle başta İstanbul büyükşehir belediyesi olmak üzere ülkemizdeki tüm belediyelere sesleniyorum, sizler kültürel bir hizmet olarak oyunlarımızı alıp halkımızla paylaştığınızda, biz özel tiyatrolara cansuyu oluyorsunuz.. Bakın yazın ortası, tatile bile gitmeden hergün çalışıp yeni eserler üretiyoruz ter içinde, Çiğdem Tunç Tiyatrosu hiçbir masraftan kaçınmadan en iyi dekorlar ve oyuncularla size birinci sınıf kalitede oyunlar getirecektir, halkımızın ayağına, aman desteklerinize devam, kavuşalım biran önce.. E bu tiyatro yöneticisi kadın en nihayetinde "tek kişilik bir aile"..

Sevgili dostum, Yaşar Şenyüz; benimle ropörtaj yapmanız ve bu satırlara taşımanızdan dolayı onur ve mutluluk duydum.. Teşekkürlerimle...