Herkese güzel günler can dostlarım!

MİLLETLER KENDİ GELECEKLERİNE -GEREKİRSE KANLARI İLE-KENDİLERİ KARAR VERMEMİŞLERSE;
“LONDRA KONFERANSLARI SAFSATALARI” İLE EMPERYALİSTLER KARAR VERİRLER.

DÜN BİR ŞEHİDİMİZ VARDI;
RUHU ŞAD OLSUN, MEKANI İSE CENNET...

ATATÜRK “BİR KAÇ” ŞEHİT DEĞİL!
“TEK BİR” MEHMETÇİK İÇİN DÜNYAYI YAKARDI.

Rabbim Mehmetçiklerimizin yanında olsun.
...
Gelelim bugünkü konumuza tarihten;
Aklıma yazarı bulunduğum “ÖNCE VATAN”
gazetesinin baş yazısından geldi.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İSTANBULDA DA MERKEZ AÇACAKMIŞ?

Ve oradan “BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN”önce büyük emperyalistlerin çıkarları;sonra diğer ülkelerin güvenliklerini görüştükleri geldi.

Ve sonra şu andaki en büyük Emperyalist devlet ABD ve ABD’nin başkenti WASHİNGTON’da ,diğer dünya ülkelerine
“demokrasi ihracı”,diğer dünya ülkelerinin “kaderini tayin etme”diğer dünya ülkelerinin “rejimlerini değiştirme” kararlarının masa başında alındığı geldi.

İşte tam da buradan Güneş Batmayan Britanya,başkenti LONDRA ve geçmiş tarihteki LONDRA KONFERASLARI geldi aklıma.

NİCE SÖMÜRGELEŞTİRİLMİŞ  ÜLKELERİN DAĞITILDIĞI;
NİCE İNSANIN KATLİNE KARAR VERİLDİĞİ masa başlarını hatırladım.

ASYA,(örn:Hindistan-Pakistan)özellikle Ortadoğu ASYA,AFRİKA ve hatta AMERİKA’da yaşayanların kaderini çizmişti Londra’daki masa başlarında emperyalist İngiliz ruhu.

VE BÜTÜN BU TOPLANTILARIN ADI:
“LONDRA KONFERANSLARIDIR”.

Bütün diğer kıtalarda bulunan devletler ve insanların ve özellikle müslümanların kaderini çizen İngilizler,OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN DA Londra Konferansları ile sınırlarını sık sık değiştirmişlerdir 1800 ve sonrasında .

1840 yılında MISIR’I OSMANLI İMPARATORLUĞUNDAN koparan Londra Konferansı gibi.

Orta ve Doğu Avrupa’da ki tüm ayrışmalar,ERMENİ-KÜRT iddiaları;ARAP HANÇERLEMELERİ de masa başı kararlarıdır İngilizlerin.

Buna rağmen hangi akla hizmet ise OSMANLI SÖZDE AYDINLARI ,”İNGİLİZ HİMAYESİ” istediler;Hangi akla hizmet ise Padişah Vahdettin ve şürekası ,SEVRİ TANIMAYAN MUSTAFA KEMAL VE SİLAH ARKADAŞLARININ İDAM FERMANINI YAZDI-İMZALADI.Kİ O AKILLARDAN BİRİ LAKABI İLE ARTİN ALİ KEMAL’dir.TORUNU BORİS JOHNSON şu anda İngiltere Başbakanı’dır.
Maalesef buna köylüsü olduklarını belirten Çankırı -Orta’lı vatandaşlarım sevinmektedir...
...
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra RUMLARIN KIBRIS KONUSUNDAKİ İSTEKLERİ;
1955 yılında Londra Konferansını toplamış;lakin Türkiye Cumhuriyeti KUZEY KIBRIS TÜRKLERİNİN KADERİNİ İNGİLİZ ELİNE BIRAKMAMIŞ kendi çizmiş;KKTC kurulmuştur.
...
GELELİM TÜRKLERİN KADERİNİN ÇİZİLEMEDİĞİ BİR DİĞER LONDRA  KONFERANSINA!

Tarih 21 ŞUBAT 1921;
Birinci İNÖNÜ Zaferi büyük etki yaratmış Londra’da.

Sevr Antlaşmasının tehlikeye girmeye başladığını görmüş İngilizler;
Hamisi bulundukları Yunanlıların bu işi kotaramayacağını da.

MUSTAFA KEMAL VE TÜRK MİLLETİ içinde 
MİSAK-I MİLLİ KIRMIZI ÇİZGİ.
YA İSTİKLAL;YA ÖLÜM!düsturları.

21 Şubat 1921 Londra Konferansı, Kurtuluş Savaşı sırasında İtilaf devletleriyle, TBMM arasında gerçekleştirilmiş bir konferanstır.

Düzenli ordunun Birinci İnönü Savaşı’nı kazanması T.B.M.M gerçeğini İngilizlere kabul ettirdi. İngilizler işgal ettikleri Musul-Kerkük yöresinde de yerli halkın direnişiyle karşılaştılar. Revandiz’de çıkan ayaklanma üzerine İngilizler burayı terk ettiler. Öncelikle İtilaf Devletleri arasındaki anlaşmazlıklara çözüm aramak, Rusya ile TBMM’nin yaklaşmaya başlamasını engellemek, İtilaf devletlerinin T.B.M.M’ne Sevr Antlaşması’nı kabul ettirmek istemesi, Yunan ordusuna zaman kazandırma düşüncesi, T.B.M.M’nin Gümrü Antlaşmasındaki diplomatik başarısı, güneyde Fransızlara karşı alınan başarılı sonuçlar İtilaf Devletlerini Türk hükümetiyle bir antlaşma sağlamaya itmiştir. 

Bu durum karşısında İtilaf Devletleri İstanbul, Ankara ve Atina’dan gönderilecek delegelerin katılmasıyla 21 Şubat 1921’de Londra’da bir konferans toplanmasına karar verdiler. Konferans’a; İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Osmanlı Devleti ve T.B.M.M katıldı. T.B.M.M’yi hukuken tanımak istemeyen İngilizler T.B.M.M’yi konferansa önce çağırmayarak;öncelikle “Türkiye”adına İstanbul hükümetini çağırdılar.İngilizler, 26 Ocak’ta Sadrazam Tevfik Paşa’ya durumu bildirdiler. Tevfik Paşa ise konferans çağrısını 27 Ocak’ta M. Kemal’e iletti. M. Kemal Paşa verdiği yanıtta, Türkiye’nin tek temsilcisi olarak T.B.M.M’nin bulunduğunu ve İstanbul’un, Türk ulusu adına karar verecek yerin T.B.M.M olduğunu kabul etmesi ve eğer İtilaf Devletleri hak ve adalet kurallarına göre bir çözüm arıyorlarsa T.B.M.M’yi doğrudan çağırmaları gerektiğini bildirdi. Sadrazam’a yolladığı özel mektupta ise, Padişah’ın T.B.M.M’yi resmen tanıdığını ilan etmesini ve İstanbul’un Ankara’ya katılmasını istedi. Fakat Tevfik Paşa, İstanbul Hükümeti’nin devamının gerekli olduğunu ve işbirliği yapılmasını önerdi.

M. Kemal Paşa, İtilaf Devletleri’nin Türkiye’yi doğrudan çağırmadıkları takdirde konferansa katılmamak kararındaydı. M. Kemal’in kararlı tutumu karşısında İtilaf Devletleri, İtalya acılığıyla T.B.M.M’yi de konferansa çağırdılar. Bekir Sami Bey başkanlığındaki Türk heyeti Antalya üzerinden bir İtalyan gemisiyle Brendizi’ye ve oradan de Roma’ya vardı. Konferansta Türk delegeleri arasında ikilik çıkarmak isteyen İtilaf Devletleri ilk konuşma hakkını Tevfik Paşa’ya verdiler. İtilaf Devletleri’nin oyununu bozmak isteyen Tevfik Paşa “söz milletimin asıl temsilcilerinindir, sözün Anadolu Kurulu’na verilmesini rica ederim” dedi.

Heyet, Türkiye sorununda tek yetkili yerin TBMM olduğunu ve doğrudan çağırılmaları gerektiğini bildiren bir nota verdi. Bunun üzerine Llyod George, Ankara’yı konferansa çağırdı. Türk delegeleri Sevr Antlaşması’nın tanınmadığını, dolayısıyla İtilaf Devletleri’nin Sevr’in yumuşatılması önerilerini kabul etmeyeceklerini belirtip, Misak-ı Milli esasları üzerinde görüşülebileceğini bildirdi. Fakat İtilaf Devletleri, Türk gerçeğini bir türlü kabul etmek istemediler. Sevr’in yumuşatılması konusunda öneri getirdiler. Konferans’ta işgalciler Sevr Antlaşması’nı kabul ettirmeye çalıştılar. Sadece Sevr Antlaşması’nda belirlenen asker sayısının bir miktar arttırabileceği söylediler. Buna göre İzmir ili güya Türkiye’ye verilecek; fakat şehirde Yunan kuvveti bulunacak asayiş müttefik subaylarca sağlanacak, vali Hıristiyan olacak ve Milletler Cemiyeti tarafından atanacaktır. Türkiye bu öneriyi Ulusal Bağımsızlık İlkesine aykırı olduğu gerekçesiyle kabul etmedi.
...
ÇÜNKÜ ÖNSÖZLERİ MİSAK-I MİLLİ;
DÜSTURLARI:”YA İSTİKLAL-YA ÖLÜM!”idi ATATÜRK ve silah arkadaşlarının ;tabii ki TÜRK MİLLETİNİN desteği ile.
...
TÜRK MİLLETİNİN KADERİNİ MASA BAŞINDA ÇİZEMEDİ İNGİLİZ EMPERYALİZMİ;ÇÜNKÜ TÜRK MİLLETİ TOPYEKUN SAVAŞ HALİNDE İDİ EMPERYALİST GÜÇLER İLE.
...
Bu nedenle 21 Şubat 1921 önemli bir tarihtir;
Burnundan kıl aldırmayan İNGİLİZLER ve onların uşakları ATATÜRK’ÜN BAŞKANI olduğu T.B.M.M’ni toplantıya çağırmak zorunda kalmışlar ve iyileştirdikleri SEVR şartlarını kabul ettirememişlerdir masa başında.
...
Şimdi gelelim bugüne!
SURİYE KARIŞIK
VE SURİYE HALKI KENDİ EGEMENLİĞİ İÇİN SURİYEDE ŞEHİT DÜŞEN MEHMETÇİĞİN vatanında-TÜRKİYE’de, rahat rahat sığınmacı olarak yaşıyor.

Rabbim kimseyi sığınmacı-Mülteci yapmasın;
AMA TÜRK MİLLETİ HİÇ BİR ZAMAN SIĞINMACI OLMADI.

KAN DÖKTÜ;CANINI VERDİ;BAYRAĞININ GÖLGESİNDE VATANINDA KALDI.

BU NEDENLE KENDİ STATÜSÜNÜ HEP KENDİ TAYİN ETTİ TÜRK MİLLETİ TARİH BOYUNCA.

KURTULUŞ SAVAŞI SONRASINDA DA ATATÜRK’ÜN ÖNDERLİĞİNDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ KURDU.

EMPERYALİSTLERDE ATATÜRK’ÜN YANINA GELDİLER VE ÖNÜNDE EĞİLDİLER HERDAİM.

Atalarımızın ruhları şad olsun;saygı ve minnetle hatıralarını yad ediyorum.