Malum pandemi ortaya çıktığında, Dünya'da ki savaşlara bir an için ara verildiğini düşündüğümüz olmuştur. 

Ama ne insanların ne ülkelerin arasında ki çatışmalar hiç bir zaman durulmadı. Son zamanlarda ise iki büyük ve aynı zamanda da çok konuşulan dünya gücü Çin ve Hindistan arasında ki çatışma gündemi meşgul etti. 

ülke liderlerinin iki dudağının arasında olan savaş tam tamlığını bir kenara bırakırsak kışkırtma, birbirine düşürme gibi durumların en mahir üstadı şüphesiz ki yıllardır bu tür operasyonları sürdüren ABD istihbaratı CIA'den başkası değildir. 

Amerikalı gazeteci ve araştırmacı David Icke Çin lideri ve hindistan liderinin zihin kontrolüne maruz kaldığını ve bu yüzden birbiriyle çatıştığını iddia etmişti. 

Ülke liderlerine uygulanan zihin kontrolü bizde kitaplarımızın bazılarında yer vermiştik. 

Çin ve Hindistan Dünya'nın en büyük iki ordusu olarak kabul ediliyor. 

Aralarında ki problem de 3500 kilometrelik sınır hattının uzun süredir süren kavgası. 

Aslında bu kavga ve savaş tamtamlığı yeni değil. 1962 yılında da benzer bir konu gündeme gelmişti ve Çin'in zaferiyle sonuçlanmıştı. 

Aç gözlü Çin yönetimi Doğu Türkistan için nasıl ki bizim topraklarımız diyor,Hindistan topraklarının Arunaçal Pradeş isimli bölgesi bizimdir orası aslında Çin'e aittir ve Güney Tibet'tir diyor. 

Tabi başka bölgelerde var, örneğin bugün ki çatışmaların merkezi Keşmir bölgesi. 

Aslında burada Çin'in uyanıklığı var çünkü Dünya pandemi ile boğuşurken bu süper zeka çekik gözlü arkadaşlar Keşmir'e bağlı Ladak bölgesine yığınak yaptılar. 

Kamplar kurdular, zırhlı araçlar getirdiler, insan gücünü yığdılar, pandemi ile meşgulken dünya, işgale hazırlık başlamıştı aslında. 

Çin Keşmir'i istiyordu! 

Tabi bu işin başka bir boyutu daha var, ABD uzun süredir hem Hindistan'a gizliden askeri kuvvet gönderiyordu ve aynı zamanda Çin'e yönelik yatırımların kesilmesi ve Hindistan'a kaydırılmasını istiyordu. 

Çin yani Pekin sermayesini bitirmek için Amerika'nın atağa kalktığını bizde daha önce pek çok kez anlattık ve zaten bilmeyende yok. Gelecekte yeni bir Çin ortaya çıkarıp ona muhtaç olmamak için üretim gücünü bir kaç ülkeye yaymak istiyordu Amerika. 

Hatırlayın kısa bir süre önce Rothschild ailesinin Pekin'de ki borsa gücü kırılmaya çalışıldı. Hintli şirketlerin pek çoğu ve Amerika merkezli şirketlerin pek çoğu Pekin borsasından çekilerek Hindistan şirketlerine yatırım yapmaya başlayınca Rothschild'ler dönen operasyon karşısında artık sessiz kalmamaya karar vermişlerdi. 

Yani Çin ile Hindistan arasında ki çatışmanın perde arkasında yine küresel baronlar bulunuyordu ve yine Amerika her zaman ki mikser gibi ortalığı karıştırma derdindeydi. 

Daha ilgincini söyleyim size, işin içinde öyle işler var ki Davinci şifresi gibi. 

Antifa örgütünü duymuşsunuzdur, Amerika'da Floyd'un ölümü ile sokakta ki isyancılara silah dağıtan yasa dışı bir örgüt. 

Bu örgütün liderliğini Josef Lacoff diye bir adam yapıyor. Ve bu adam Hindistan bazı siyasilere yüklü miktarda para yardımı yaptığı iddia ediliyor. 

Yani kimin eli kimin cebinde olduğu belli değil. 

Ama aynı şekilde Josef Lacof'un İsviçre'de bulunan hesaplarına da Londra'da ki başka bir bankadan yüklü para geliyor. 

Ne zaman ? Floyd'un ölümünden tam bir hafta önce.... 

Son model mersedesle gezen, rolex saat manyağı, lüks yaşamayı başarı sanan bu adamın hesabına para yağmasını bir kenara bırakın, bu adamın hesabından başka ülkelere de para transferi yapılıyordu. 

Bu adamı biz başka nereden hatırlıyoruz, yine Pakistan ve Hindistan'ın Keşmir çatışmasında ceyşi muhammed örgütü lideri Mesud Azhar'a yaptığı yardımlardan hatırlıyoruz. 

Tamamı beyazlardan oluşan bir örgüt Antifa, onun yine beyaz tenli lideri, siyahi bir çok kişiye silah dağıtıyor ve isyana teşvik ediyor.  

Yetmiyor Tramp'ı ezin geçin diyor, yetmiyor resmi sitesinde Amerikan bayraklarını indirin, eyalet bayraklarını asın diye eyalet valilerine emirler yağdırıyordu. 

Ve iki eyalet bayrağı indi... New York ve Sittle... Bu iki şehir ise Rothschild'lerin kalesi olarak biliniyor... 

Yani özetle Amerika'da ki olayların bu şekilde çıkması ve tırmandırılması asla bir tesadüf değil, sokak eylemlerinde özel ajanların oluşu anfita gibi bir örgütün sahnede boy göstermesi asla tesadüf değil... 

Trump'ın İsveç'li baronlara uyarak yel değirmenlerine açtığı savaşın bedeli bunlar... 

Yani Trump'ın dün yediği hurmalar, bugün midesini tırmalıyor... 

Ama bu yazıda da tarihe not düşeyim... Ne yaparlarsa yapsınlar seçimi yine Trump kazanacak!