Tefekkür - Name Küpçü arkadaşını ziyarete gelmişti. Hoş beşten sonra, bir ara yorgunluktan olsa gerek, oturduğu rahat koltukta dalıp kendinden geçti. X Bağırıp çağıran, irili ufaklı küpler arasında müthiş bir münakaşa oluyordu. Aynı desen ve renkdekiler, aynı büyüklükte olanlar ve küçük fakat zarif küpler, birer grup oluşturmuşlar, büyüklük ve üstünlük yarışına girişmişlerdi. Nerdeyse birbirlerinin üstlerine atılacaklar, dükkan küp parçalarından geçilmez olacaktı. Aralarında hayret ve dehşetten dona kalmıştı. Altlarında ezilmekten korkuyordu ki, içlerinden biri, hepsini susturdu. Ve: “Küpdaşlar dedi, nedir bu şamata, nedir bu çekişme? Böyle devam ederse, bu küpçü dükkanı hepimize mezar olacak. Hepimiz çöplüğe atılacağız!” Tartışmanın yorgunluğundan olacak, bütün küpler dikkat kesildi. O şöyle devam etti: “Biraz önce sizler gibi çekişip dururken, üstümdeki zarif desenler çizildi. Göz alıcı renklerim döküldü. O güzelim desen ve renklerin altından toprak göründü. Münakaşa ettiğim küpün sıyrılan deseni altından da toprağın açığa çıkması beni çok şaşırttı ve düşündürdü.” Bazıları şaşkın şaşkın birbirinin yüzüne baktı. Kimileri de rahatsızlıklarını homurtularıyla belli etti. O ise büyük bir ciddiyetle konuşmasına devam ediyordu: “Lütfen kulak verin. Aslımız bir bizim. Duydunuz mu? Aslımız bir. Bir diyorum size. Yani hepimiz topraktanız. Münakaşamızın sebebi ise geçici ve aldatıcı şeyler. Kendimize gelelim. Yersiz aşağılık duygusuna ve boş büyüklük kompleksine kapılmayalım. Ne bazılarımız değersiz, ne de kimimiz; yapımız yönünden üstün. Hepimizin insan için bir değeri var. Hepimiz bir ihtiyacı karşılamak için buradayız. Üstünlük, maddi yapımızdan değil, insana faydalı oluşumuzdan kaynaklanabilir ancak. Yani hizmet yönümüzden. Bu kapı ise hepimize açık. Hizmette yarışalım ama birbirimizle sürtüşmeyelim. Bilelim ki, hayırlı hizmette yarışmamız, birbirimize engel değil.” Şeklindeki konuşmasını sürdürürken: X “Haklısın Küp kardeş haklısın.” Diye mırıldanıyordu ki: “Çayını soğuttun abi!” diyen küpçü arkadaşının sarsmasıyla ancak kendine gelebildi. Her şeyden habersiz olan arkadaşı - sonradan öğrendiğine göre - alınmış bu söze. Halbuki O: “Maddi yapımız bakımından küplerden ne farkımız var?” diye düşünüyordu o an.