The Marmara Pera'da gerçekleşen atölyede konuşan Yavrucuk, tiyatronun her şeyden önce bir eylem olduğunu söyledi.
Yavrucuk, bir oyuncunun öncelikle rolünde samimi olması gerektiğine dikkati çekerek, "Samimiyet hazzı her oyuncuya rastlamaz ama rastladığı zaman da onu tavana uçurur, o yüzden de deli divane gibi gezeriz." diye konuştu.
"Önce çok iyi dinlemeyi öğrenmek gerekiyor"
Tiyatroda sözler, jestler ve mimikler olduğunu anlatan Yavrucuk, şunları aktardı:
"Ama bunlar her zaman yeterli değildir. Bakışlara daha çok yönelmek gerekiyor. Sözler de her zaman tek başına yeterli olmayabiliyor. Önce alt yapıyı, dinlemeyi çok iyi öğrenmemiz gerekiyor. Birbirinize anlatmak istediğiniz her şeyi gözlerinizle anlattığınız, içinizden konuşmaya başladığınız an çok mahrem ve kutsal bir andır. Dinlerkenki yüzünüzü belleğinize yerleştirin. Her şey dinlemekten başlıyor."
Sumru Yavrucuk, oyuncuları ikişer kişilik gruplar halinde karşılıklı oturtarak, "Karşınızdakinin anlatısına göre yüzünüzün alacağı halleri düşünmeye başlayın, hissetmeye başlayın. Oynamaya hiç ihtiyacımız yok, yeryüzünde oynayan çok insan var. Kendimiz, sadece kendimizden yola çıkacağız." tavsiyesinde bulundu.
Bir oyuncunun vücuduna izin verdiği zaman ruhuna da izin verdiğini aktaran Yavrucuk, oyunculuğun öncelikle beyinde, düşüncede başladığını kaydetti.
Yavrucuk, oyunculukta duyguları aktarmanın önemini vurgulayarak, "Sakın duyguyu oynamayın, olun. Ağlıyormuş gibi yapmayın, ağlayın. Bizi yıllarca tiyatroda bir şeyi 'mış' gibi yapmayı öğrettiler, 'mış' gibi yaptık, sakın siz yapmayın. Tiyatro bu değildir." açıklamasını yaptı.
Atölye çalışmasına katılan gençler, usta oyuncu Sumru Yavrucuk'tan, bakma, görme, sessiz oyunculuk üzerine bilgiler edindi.
