ANTALYA - Hürriyet'ten Ömer Erbil'in haberine göre Anadolu beylikleri döneminin en önemli yapılarından biri sayılan ve yaklaşık 800 yıl önce yapılan Korkuteli Alaaddin Camisi, 2015 yılında restorasyona alındı. Caminin, sanat tarihi açısından eşsiz özellikteki taç kapısının da restorasyon kapsamında sökülerek yeniden yapılması planlandı. Restorasyon projesinin mimarı Mehmet Emin Yılmaz, tüm duvarların statik incelemesinin yapıldığını, taç kapıdaki taşlardan numuneler alındığını ve sökülerek güçlendirmeye karar verildiğini, nitelikli taşların depoya kaldırıldığını ileri sürdü. Ancak restorasyon sırasında kapı taşlarının bir kısmının üstüne numaralar kondu ama taşlar yola gelişigüzel dizildi. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Divriği Darüşşifası’ndaki taç kapıya benzerliği ile bilinen, Anadolu’nun önemli eserlerinden Alaaddin Camisi’nin kapısı artık yoktu.

HÜRRİYET DUYURDU

Hürriyet, haberi 14 Ocak 2016 tarihinde ‘Antalya’da restorasyon skandalı’ başlığıyla duyurdu. Vakıflar Antalya Bölge Müdürlüğü, Antalya Koruma Kurulu kararıyla kapının numaralandırılarak söküldüğünü, özellikli taşların depoya kaldırıldığını savundu. Oysa aynı tarihte taç kapının taşları her türlü doğa koşullarına açık olarak caminin etrafına dağıtılmıştı. Taşları çevreden alıp götürmek isteyenlere karşı bir bekçi de yoktu.

SON HALİ ŞOKE ETTİ

Skandalın ardından Vakıflar Antalya Bölge Müdürlüğü restorasyonu yapan şirkete soruşturma açarak ihaleden el çektirdi. 16 Mart 2017 tarihinde 480 bin lira bedelle sadece taç kapıyı başka bir şirkete ihale etti. İşi bitirmesi için de 10 ay süre tanıdı. Restorasyon bu yıl başında bitirildi. Ancak eski taç kapıdan geriye bir şey kalmamıştı. Geçtiğimiz günlerde, taç kapının son halini görmek için Korkuteli’ne gittik. Gördüğümüz manzara karşısında şaşkına döndük. Yeni taşlarla yapılan taç kapının orijinalliği tamamen yok olmuştu. Bezemelerin ve motiflerin pek çoğu artık yoktu. Statik gerekçeyle sökülen kapı yeniden inşa edilmişti. Anadolu tarihinin ‘sanat şahaseri’ olarak nitelendirilen 800 yıllık taç kapı günümüz taşları ile ‘yepyeni’ olarak ziyaretçileri karşılıyor.

KAPI TEZ KONUSU OLMUŞTU

TAÇ kapı, Prof. Dr. Ahmet Çaycı’nın 1994 yılında yazdığı doçentlik tezinde, Alaaddin Camisi’nin “Anadolu Selçuklu sonrası ortaya çıkan ve yeni bir arayış içindeki bölgesel hüviyetteki beyliklerin sanat denemesinin nadir örneklerinden biri” olarak nitelendiriliyor. Prof. Çaycı tezinde caminin taç kapısı için şu değerlendirmede bulunuyor:

“Plan şeması ve eyvan şeklindeki düzenlenmesi, Anadolu Selçuklularında görülen klasik özellikleri taşıyor. Taç kapıdaki niş kemerinin kademeli profil oluşturması, Divriği Darüşşifası (1228) portaliyle başlamış ve Peçin Ahmet Gazi Medresesi (1375) ile devam etmiş ve Bergama Ulu (Yıldırım) Camii ile geç tarihli örneği ortaya konmuştur. Taç kapıdaki kemer süslemeleri, Kayseri, Sivas yolundaki Sultan Han’ın aydınlık feneri geçişinde, Bursa Yiğit Köhne Cami’nin (15’inci yüzyıl ikinci yarısı) cephesinde, M. Kemalpaşa Lala Şahin Paşa Türbesi’nin (14’üncü yüzyıl ilk yarısı) cephesinde alçak kabartma şeklindedir.”