HABER: ZAMBAK KARABAY

Adalı ressam Nilgün Uluğkay Aktürk; 50'den fazla kişisel sergi açmış ve çok sayıda karma sergiye katılmış bir sanatçı. Sanatçının 100'den fazla eseri sergilendiği platformlarda sanatseverler tarafından beğeni aldı. Sanatçının yağlıboya tabloların yanı sıra; ebru üzeri, su kabakları, ağaç ve doğal taş üzeri çalışmalarının da yer aldığı sergi Büyükada Anadolu Kulübü’nde kalabalık bir sanatsever katılımıyla açıldı.

Sanatçının Hemen Hemen Tüm Eserlerinin Bir Hikayesi Var...

Sanatçı sergiye katılan sanatseverlere şöyle anlatıyor. “Şimdiye kadar yaptığım resimlerimi İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde Kıbrıs’ta çeşitli galerilerde sergiledim. Sanırım elliyi geçmiştir. Tablolarımı yağlı boya, akrilik, suluboya, guaj ve karakalem kullanarak yaptım. Hepsinin konularını ayrı ayrı seçtim. Hatta bu seçim zaman ve mekana benim o zamanki ruh  halime göre değişiklik gösterdi.

​​​​​​​

Seher vakti mistik, neşeli iken canlı renkler, hüzünlüysem buğulu karamsar fon zemin siyaha yakın boyandı. Velhasıl, resimlerim benim ruhumun yaptığım andaki ifadesi ile hayat buldu. Akrilik dersini jakobi Habip Gerez’den aldım. İlk birlikte açtığımız karma sergide bir baktık ki, benim tablolar onun tekniğiyle ikiz gibi olmuş. Tam bir taklit...Habip Bey hemen bana döndü ve hayatım boyunca unutamadığım dersi verdi. “Sanatında kendin ol” dedi.

Tablolarımda fırçayı gönlümce kah klasik, kah emperyalist, kah kübik tarzda kullandım. Bu sanattan beklentim ünlü olmak değil, sanatımla anılmak, eserlerim sevildikçe beğenildikçe mutlu olmak ve unutulmamak”...

​​​​​​​  

​​​​​​​  

Ressam Nilgün Uluğkay Aktürk Kısaca Hayatını Anlattı... 

İlk öğrenimimi Eyüp Merkez İlk Okulu’nda, Orta öğrenimimi Çemberlitaş Kız Orta Okulu’nda ve Liseyi Fatih Kız Lisesi’nde tamamladım. Eğitimime İstanbul Hukuk Fakültesi’nde devam ettim. Ekmeğimi serbest avukatlık ve daire avukatlığını 45 yıl fiilen yaparak kazandım.

Resim aşkım elim kalem tuttuğundan itibaren fırçayı da tutarak başladı. Hayalim hep resim yapmaktı ama güzel sanatlar imtihanını kazanmama rağmen gidemedim. Çünkü o tarihlerde sanat karın arkasında maddi destek olması şarttı, ben de bir öğretmen çocuğu idim. Benim desteğim kendim olmalıydım.

​​​​​​​

​​​​​​​  

Bu düşünce ile kazandığım Hukuk Fakületsine devam ettim ve avukat oldum. Düşündüm ki, avukat olarak suçsuzluğuna inandığım insanları savunarak ikna ve konuşma sanatını icra ederim. Öyle de oldu. Hem 45 yıl fiilen aksatmadan serbest ve daire avukatlığı yaptım. Hem de boya ve fırçalarımdan uzak kalmadım. İki uğraşımı da paralel götürdüm. Öyle ki, kanun kitaplarımın her sayfasında bir resim çizgim olurdu. Zaten lise ve fakülte yıllığımda da beni ifade eden resimler fırça elimde tuval başında resim yapıyorken olmuştu. Her iki uğraşım da ruhumu besledi. İkisini de severek yaptım.

​​​​​​​

Eşim de avukat, 2 kızımız var. Büyük kızım Özge İngilizce Uluslararası İlişkiler okudu. Bir torunum var. Adı Mavi...İkinci kızım İrem Arp sanatçısı.

Sergi, Büyükada Anadolu Kulübü Sergi Salonu’nda 14 Temmuz 2019 akşamına kadar sanatseverlerin ziyaretine açık.