İZMİR - İzmir'de yaşayan iki çocuk annesi ev hanımı Aynur Uğurlu, 13 sene önce babaannesi meme kanserine yakalanınca sürekli kontrollere gitmeye başladı. 2015 yılının Aralık ayında sol memesinde bir kitle fark edip doktora giden Uğurlu'ya meme kanseri teşhisi konuldu ve 2016'nin Nisan ayında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ameliyat oldu. Ameliyattan bir ay sonra 8 kür kemoterapi ve 35 gün ışın tedavisi almaya devam eden ve zor bir süreçten geçen Uğurlu, 7 ayın sonunda tedavisini tamamladı. Kemoterapinin son küründe resim öğretmeni bir arkadaşının ona kuru boya kalemleri seti hediye etmesi ile resim yapmaya başlayarak acılarını hafifletti. O günden beri kuru boya, akrilik ve kuru pastel boya kullanarak daha çok portre olmak üzere farklı tekniklerde resimler yapan Uğurlu, resmi kendisi için bir terapi olarak görmeye başladı.

Yaptığı portrelerde insanların duygu durumlarını ifade eden Uğurlu, dolunay manzarasından hayvanlara, rengarenk çiçeklerden gün batımı manzaralarına kadar birçok eser ortaya çıkarıyor. Geçen senenin Mart ayında ilk sergisini, kısa süre önce ise 7 Temmuz'a kadar gezilebilecek 'Yaşamın Renkleri' isimli ikinci sergisini Kültürpark'taki İzmir Sanat'ta açan Uğurlu, aynı zamanda binlerce takipçisi olan sosyal medya hesabından resimlerini paylaşarak portre siparişleri almaya devam ediyor.

HAYALİ HASTANELERDEKİ ÇOCUKLARLA RESİM YAPMAK

Hayallerinden de bahseden Uğurlu, "Benim en büyük hayalim, bir hastanedeki onkoloji servisinde özellikle çocuklar için resim saatleri yapmak. Bir saat taş boyayalım, bir saat tuval alıp içinden geçenleri yapsınlar. Bunu gönüllü olarak yapıp yüzlerindeki mutluluğu görmek istiyorum" dedi.

Kemoterapi sürecinin çok zor geçtiğini söyleyen Uğurlu, "Bir sene boyunca insanlarla fazla iletişim kurmadım. Resim yapmaya kara kalemle başladım, sonra her boyayı, her kâğıdı denedim. Oğlumun okulunun duvarlarını boyadım, taş boyama yaptım. Beğenildiğini fark edince geçen sene mart ayında ilk sergimi açtım. Daha sonra resimlerimin fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmaya başladım ve şu an portre siparişleri alıyorum. Tuvallerde akrilik kullanıyorum, yağlı boyada tiner olduğu için korkuyorum. En çok çalışmayı sevdiğim boya kuru pastel. Taslak çizmeden, gözle başlayarak çiziyorum portreleri. En çok çocuk ve yaşlı portreleri çizmeyi seviyorum. Herkes bana çizdiğim portrelere bakarken portresi yapılan kişinin neler hissettiğini görebildiklerini söylüyor. Bu çok hoşuma gidiyor. En çok beğenilen resmim bir madencinin portresi, onu gören herkes madencinin çektiği acıyı gözlerinde gördüklerini söylüyor" dedi.

Son kontrolünde sağ memesinde de iki küçük kitlenin belirlendiğini anlatan Uğurlu, "Henüz iyi ya da kötü huylu oldukları belli değil. 6 ay bekleyeceğim, geçmişten gelen korkularım var fakat resimle bu korkuyu biraz öteliyorum. Her gün çocuklar uyuduktan sonra iki saat resim yapıyorum. Yapmaya başlamadan 'Benim terapi saatim geldi' diyorum" diye konuştu.