HABER: DİNÇER KARACALAR

Cumhuriyetin ilk yıllarında sesi ve eşsiz yorumuyla, Deniz Kızı Eftalya namıyla  tanınan ve Müzeyyen Senar'a el veren,  ses sanatçısı Atanasia Yeorgiadu’nun anıları 88 yıl sonra gün yüzüne çıktı.

1933 yılında Son Posta'da tefrika edilen "Deniz Kızı Eftalya Maceralarını Anlatıyor"u kitaplaştıran gazeteci Taşkın Su, dönemin gazetelerinde sanatçıyla ilgili yer alan haber, söyleşi, gazino-plak ilanlarını da derleyerek Osmanlı'nın son, Cumhuriyet'in ilk yıllarına damga vuran büyük sanatkârı tekrar gündeme getirdi.

Ölümüne günler kala hasta yatağında, 18 yaşındaki Müzeyyen'e (Senar) "Ölürsem yazıktır sana kanmadan…" adlı şarkıyı söyleten ve yıllar sonra Cumhuriyet'in Divası olacak sanatçıya el veren iki oktavlık şayan-ı hayret sesin sahibi Deniz Kızı’nın anlattıkları Cumhuriyet dönemine de şahitlik ediyor.

Kitapta 1939 yılında 45 yaşında son nefesini veren Deniz Kızı Eftalya'nın anılarının yanı sıra eşi Kemani Sadi Bey ve ölümüne şahit olan akrabalarının anlatımları da yer alıyor. Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık'tan (KDY) çıkan "Deniz Kızı Eftalya'nın Anıları"ndan dikkat çeken bazı bölümler şöyle:

HAYDİ EFTO SÖYLE!

- Babam mehtabından bıkılmaz, aydınlık, sakin yaz gecelerinde beni bir sandala bindirir, boğaza çıkarırdı. Yalıların biraz açıklarında dururduk. O kendi eliyle kurduğu sofrasından demlenir, “Haydi Efto söyle!” derdi. (...) Karanlık yalıların siyah gözler gibi derinleşen pencerelerinde ışıklar peyda olur, ışıklı pencerelerde başlar toplanırdı. Mehtaplı yaz gecelerinin bu rağbet gören bedava konserleri bana hâlâ ismimin başından ayrılmayan lakabımı kazandırdı: Deniz Kızı...

ATATÜRK VE DENİZ KIZI

- Bir gün gene sarayda Deniz Kızı vardı. Atatürk, konservatuar profesörü Ferdi Ştatzer'e “Siz musikiden ve sesten anlarsınız. Eftalya'nın sesi nasıl?” diye sordu. Aldığı yanıt: 10 kadın sesine bedel efendim...

OKUMASI YAZMASI YOKTU AMA...

- Eşi Kemani Sadi Bey anlatıyor: Onunla çok uğraştım. Allah ona iki oktav üzerinden şayan-ı hayret bir ses vermişti. Fakat ne musiki makamlarından anlıyor, hatta ne de okuduğu şarkıların kimlerin eserleri olduğunu biliyordu. Zaten okuması yazması da yoktu. Üzerinde çok uğraşmak lazım gelmişti. Fakat istidatlı kadındı.

İKİ BÜYÜK ŞİŞE KULÜP RAKISI İÇERDİ

- Vaktiyle alkolü çok severdi. İki büyük şişe Kulüp Rakısı içtiği olmuştur. Fakat 10 senedir ağzına rakı koymuyordu. Son zamanlarda bütün zevki istikbal için para biriktirmekti. Altı sene evvel geçirdiği büyük bir ameliyattan sonra içkiyi kendisine büsbütün menetmişlerdi.

ÖLDÜKTEN SONRA BİR KAT DAHA SEVİMLEŞMİŞTİ

- “Doktor, doktor!” diye dövünüyorduk. Nihayet doktor geldi. Ümitsiz başını salladı. “Çenesini bağlayın valide hanım” dedi. Ben ömrümde ölü görmedim. Ölüden ödüm kopardı. Fakat o kadar güzel bir ölüydü ki öldükten sonra bir kat daha sevimleşmişti. Ağlayarak çenesini bağladık.

SEN, OKUDUĞUN ŞARKILARIN HEPSİNDEN ACIKLI BİTTİN

- Şimdi mutlaka gözlerini kapayamadan ölen Deniz Kızı'nın, Belvü bahçelerinde veya Çiftlik parklarında belki hâlâ akisleri kalan sesini duyar gibi oluyorum. Zavallı Eftalya... Sen, okuduğun şarkıların hepsinden acıklı bittin.

Deniz Kızı Eftalya’nın Anıları / Ölürsem yazıktır sana kanmadan adlı kitap, www.kitapyurdu.com dan temin edilebiliyor.