HABER: AV. MEHMET ŞAH ÇELİK

5. yıldır düzenlenen ve bu yıl ev sahipliğini Bursa Barosu’nun yaptığı Türkiye Barolar Birliğinin destekleri ile gerçekleşen 5. Baro Tiyatroları Festivali 7 il Barosunun 9 oyunla katıldığı festivale ilişkin detaylı bilgileri bu yıl festival organizasyonunu yapan Av. İzzet BOĞA ile konuştuk. 

  • İzzet bey bu yıl Bursa Barosu tarafından bu yıl organize edilen 5. Baro Tiyatroları  Festivali hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Bizim Bursa Barosu olarak 15 yıldır tiyatromuz var. Oyunlarımızı sürekli olarak sergiliyor ve çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bizim gibi tiyatrosu olan barolar olduğunu biliyorduk ama hiç bir iletişimimiz yoktu. İlk olarak 2014 yılında Antalya Barosundan Av. Soner Ustaoğlu ile telefonda konuştuk  ve  sonra da Eskişehir’den Av. Hüseyin Akçar ile görüşerek  tiyatrosu olan baroların katılacağı bir festival düzenleme fikrini geliştirdik. Türkiye Barolar Birliğine başvurarak destek talep ettik. İlki 2015 yılında Adana’da yapıldı. 2016 yılında Antalya, 2017 yılında Ankara ve 2018 yılında da İzmir ev sahipliği yaptı. Bu yıl da Bursa Barosu olarak biz ev sahipliği yaptık.  19 Haziran tarihinde başladı ve 27 Haziran 2019 tarihinde sona erdi.

7 ilden 9 tiyatro topluluğunun katıldığı festivalimiz Nilüfer Belediyesi ve TBB katkılarıyla Nazım Hikmet Kültürevi’nde yapıldı. Festival programında ayrıca 1 sergi, 1 çalıştay ve 3 de söyleşi vardı 

Festivalimiz 19 Haziran saat 17.00 ‘de Bursa Barosu Başkanı Gürkan ALTUN’un açış konuşması ve Orhan Alkaya ile yaptığımız “Bir Sığınma Alanı Olarak Tiyatro” başlığındaki söyleşi ile başladı. “Onbeşinci Yılında Bir Topluluk Portresi : Bursa Baro Tiyatrosu Kostüm ve Fotoğraf Sergisi” nin açılışı ve kokteyl ile devam etti. 

İlk gün Bursa Baro Tiyatromuz Aristofanes’in eserinden uyarlanan  “BARIŞ OYUNU” nun prömiyeri yapıldı.  

5. Baro Tiyatroları Festivali’nde yer alan ekipler ve oyunları topluca şöyle :

19 Haziran 2019 Çarşamba saat 20.30 / Bursa Baro Tiyatrosu - Tiyatro Advocato - Barış Oyunu - Yazan Aristofanes-İzzet Boğa – Yöneten : İzzet Boğa 

20 Haziran 2019 Perşembe saat 20.30 / Antalya Barosu Yırtık Cübbe – Kocamın Nişanlısı - Yazan Sadık Şendil- Uyarlayan : Ayşe Sinem Korola - Yöneten : Çağdaş Çobanoğlu 

21 Haziran 2019 Cuma saat 20.30 / Antalya Barosu Tiyatro Topluluğu ABTT - Maymun Davası -   Yazan D. Jerome Lawrence, Robert E. Lee – Yöneten : Mehmet Nuri Demir

22 Haziran 2019 Cumartesi saat 18.30 /Ankara Barosu Oyun Atölyesi – Yastık Adam -  Yazan : Martin McDonagh  Yöneten : Okay Altınbıçak

23 Haziran 2019 Pazar saat 15.00 / Ankara Barosu Tiyatro Topluluğu – Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz- Yazan : Aziz Nesin Yöneten : Cantuğ Turay

24 Haziran 2019 Pazartesi saat 20.30 /  İzmir Barosu Tiyatro Topluluğu – Fizikçiler – Yazan F. Dürrenmat Uyarlama ve Reji  İBTT Ekip Çalışması

25 Haziran 2019 Salı saat 20.30 / Adana Barosu Tiyatro Topluluğu – Karar Kimin?  - Yazan : Brian Clark – Yöneten : Gökhan Doğan, Burçin Börü

26 Haziran 2019 Çarşamba saat 2.30 /İstanbul Barosu Tiyatrosu – Aslan Asker Şvayk – Yazan : Joroslav Hasek – Yöneten : Burhan Gün ve Abdullah Gün

27  Haziran 2019 Perşembe saat 20.30 / Eskişehir Sui Generis Tiyatro – 12 Öfkeli Adam – Yazan Reginald Rose – Yöneten : Hakkı Kuş 

Ayrıca festival programında bir sergi, üç söyleşi ve bir çalıştay yapıldı. 

*19 Haziran da saat 19.00 da Nazım Hikmet Fuaye alanında “15. Yılında bir topluluk portresi:  Bursa Baro Tiyatrosu” fotoğraf ve kostüm sergisi;

*19 Haziran 2019 Çarşamba saaat 17.00’de Nazım Hikmet Kültürevi Balaban salonunda ORHAN ALKAYA ile “Bir Sığınma Alanı Olarak Tiyatro”, 

* 21 Haziran 2019 Cuma saat 17.00 ‘de Nazım Hikmet Kültürevi Balaban Salonu MURAT DALTABAN “ Bir Tiyatro Kurmak; Beyoğlu’ndan Edinburgh’a Yolculuk” ,   

*22 Haziran 2019 Cumartesi saat 13.00’te Nazım Hikmet Kültürevi Çok Amaçlı Salonda Doç.Dr. YAVUZ PEKMAN ile “Nasıl Bir Tiyatro?” başlıklı söyleşiler ile 

*22 Haziran 2019 Cumartesi saat 15.00- 17.00 arası Baro Tiyatroları Çalıştayı düzenlendi. 

  • Ev sahibi olarak festival düzenlemek nasıl bir sorumluluk yüklüyor ve nasıl bir duygu yaşıyorsunuz ?

Festival düzenlemek tabii  zor ve yorucu. Bu büyük bir organizasyon. Ev sahibi ekip hariç 8 ekip geliyor, 8 gün içinde yaklaşık 200 kişinin gelmesi, konaklaması, sahneye yerleşmesi, oyununu oynaması ve geri dönüşü organize ediliyor. Festival öncesinde ise, festivalin içeriğinin oluşturulması ve festivalin tanıtımı için çalışmak gerekiyor. Yani iş çok.  

Çalışmalarımız ancak festival seyirci ile buluşunca karşılığını buldu. Oyunlarımızın biletleri festival başladığında tükenmişti. Salonlarımız dolu. Tüm ekipler dolu salona oynadılar. 9 gecede 3500 seyirciye ulaştık. Gerek seyircimizin, gerekse ekiplerdeki arkadaşlarımızın festival içeriği ve organizasyon için ardı arkası kesilmeyen teşekkürleri tüm yorgunluğu aldı.

  • Bu yıl hangi baro tiyatroları katıldı? katılan baroları neye göre belirliyorsunuz bir kriteriniz var mı ?  

Ankara, İstanbul, Adana, İzmir, Antalya, Eskişehir Baroları katıldı. Antalya ve Ankara’da 2 şer ekip var, bizimle birlikte 9 topluluk oyun sergiliyor.  Katılım konusunda herhangi bir kriter koymayı uygun bulmadık. Katılan bu topluluklar iletişim halinde ve her yıl biri üstleniyor festivali. Başka barolardan talep olmadı. Ordu barosu arayıp tiyatro kurduklarını ve katılmak istediklerini söyledi ama program çoktan tamamlanmıştı. Ben onlarla da tanıştım, turneleri sırasında oyunlarına gittim. Gelecek festivale katılacaklar. 

Biz bu sene festivalin programına ilk kez ÇALIŞTAY  koyarak , diğer barolar da tiyatrolar kurulması, daha çok baronun tiyatrosunun olması ve bizim yaşadığımız tecrübelerle daha kolay kurulup, gelişmesini için neler yapabileceğimizi; ayrıca festivalin gelişmesi ve geliştirilmesi için neler yapmamız gerektiğini konuştuk.  Baro tiyatrolarının daha nitelikli olması için neler yapılabileceği üzerine konuştuk ve bu konuda bize ufuk açacak üç önemli tiyatro insanı ile söyleşiler yaptık. 

  • Festival oyunlarına seyircinin ilgisi nasıldı? 

Festivalimiz ücretsiz ancak  biletliydi. Duyuru ve bilet dağıtımları festivalden bir hafta önce başladı. Festival başladığında balkonlar dahil tüm biletler tükenmişti. Temsiller de tam dolu salona oynadı.  Gelen seyirci festivalden ve oyunlardan gayet memnun. Bu ilginin temelinde Bursa’nın tiyatro tarihinin, oturmuş tiyatro seyircisinin, Devlet Tiyatrosunun , Nilüfer Belediyesinin tiyatroya yaptığı yatırımın ve on beş yıldır devam eden baro tiyatromuzun seyirci biriktirmek konusundaki başarısını gösterebiliriz. 

  • Avukatlar bu yoğun çalışma koşullarından fırsat bulup nasıl oyunlara hazırlanıyorlar ?

Akşam 7’den sonra buluşup, provalar yapıyoruz. Yada hafta sonları ... 

Bu nedenle normal de 40-45 günde çıkan oyunlar 6-8 ay da anca çıkıyor. 

Tabi ki fedakarlık gerektiriyor ama zaten tiyatro konforlu bir hobi değil. Meşakkatli bir sanat. Yapan ve sürdüren herkes bunu bilerek ve isteyerek çalışmalara geliyor. 

  • Tiyatro ile ilgilenmenin yaptığınız işe veya günlük yaşantınıza katkısı nelerdir?

Bizim tiyatromuza her yıl 20-25 yeni katılımcı geliyor, biz eski ekiple oyun provaları yaparken yeniler de Şehir Tiyatrosu Sanatçısı Aykan Yılmaz ile bir yıl tiyatro dersleri yapıyor, diksiyon, beden, mimik, rol çalışmaları yapıyorlar ve en sonunda da    tirat ve sahne çalışarak sezonu bitiriyorlar. Bu sırada biz onları onlar da tiyatroyu biraz tanımış oluyorlar. Bu isteklilerimizin içinden birkaçını ertesi yıl eski ekibe dahil ediyor ve çalışmaya başladığımız yeni oyunda yer veriyoruz. 

Hem tiyatroya devam eden hem de sadece eğitim alarak bırakan tüm üyelerimiz, avukatlık mesleğinde mesleğin ifasına dair önemli katkılar elde etmiş oluyorlar. Doğru ve etkili konuşma, diksiyon, beden kullanımı, jest, mimik, empati, duygu durumlarına dair bir çok donanım elde ediyorlar. Bize her zaman tiyatronun çok faydasını gördüklerini, bu bilgileri kullandıklarını, kendilerine güven kazandıklarını söylüyorlar. Zaten mahkemelerdeki duruşma ve yargılama ritüellerinin teatral bir düzeni ve kökeni var. İki meslek arasında doğrudan bir bağ var. 

Ancak bunun dışında, yani kişisel faydadan öte kurumsal olarak hukuk ve tiyatro arasında doğrudan bir bağ var. Tiyatro “iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini anlatmak için var” değil mi? Bu bir hukuk örgütünün  en öncelikli görevi değil mi? Hak olani, doğru olanı, bıkıp usanmadan söylemek, topluma göstermek değil mi? Yanlışları, haksızlıkları hukuksuzlukları anlatmak, üstünü örtmek isteyenlere fırsat vermemek en öncelikli görevi değil mi? Topluma “olması gerekenler”i anlatmak değil mi?  

İşte bu nedenlerle birçok baroda tiyatro kurulmuş ve birbirinden habersiz yıllarca faaliyetlerini sürdürmüşler. Bu bir tesadüf değil. Şimdi de bir araya gelerek seyircimize ulaşıyor ve daha iyinin eşiğinde bir festival düzenliyoruz.