‘’Bu bayram kutlamalarını da korona virüsü sayesinde iptal ettik ya, tören görüntülerini izlemekten kurtulduk ya’’ diye sevinenler, ellerini ovuşturanlar (azınlık bir güruh) her zaman olduğu gibi bu defa da fena halde yanılmışlardır.

İnsanlarımızın damarlarına kadar girmiş olan Ata’sına inanç, saygı, sevgi kendilerini faklı şekillerde ifade etme fırsatları doğurmuştur.

Katıldığı resmi programlarda kendini gösterme ortamıbulamayan yediden yetmişe birçok insan teknolojinin bize sunduğu sosyal medya sayesinde yeteneklerini sergileme olanağı bulmuştur. Seksenlik nineler çocukluklarında bayramlarda okudukları şiirleri bir kez daha yıllar öncesinin heyecanı ile okuma fırsatı bulmuş, çocuklar bütün şirinlikleri ile bazı hünerlerini göstererek bayram sevincini yüreklerinde hissederek, özüne dönme heyecanı yaşamıştır.

Böyle olağan üstü (salgın gibi) durumlar için; ‘’Her şerde bir hayır vardır’’ denilir ya; işte bu korona virüsü şerri böyle bir ‘’hayra’’ sebep olmuştur.

Halkımız hangi şartlar altında olursa olsun Yirmi Üç Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlamaktan geri kalmamıştır. Genç Cumhuriyetimizin kurulmasının temel kaynağı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının yüzüncü yılı da kendine has bir şekilde kutlanmış ve Atatürk’ün ‘’Egemenlik, Kayıtsız Şartsız Milletindir’’ ilkesi bir asırdır korunmuştur. 

Korona virüsü (salgını) vesilesiyle evlerimizde kaldığımız bu günlerde yakın tarihimizin önemli olaylarını, belgelerini, anılarını sosyal medyadan izleyerek bir bilgilenme veya hafıza tazelenmesine vesile olmuştur. 

Sanırım eli kalem tutan birçok insan yakın tarihimizin bazı olaylarını kendi deneyimleri ile harmanlayarak yeniden kaleme alacaktır… 

                                                                              

SALİH KOÇ

Emekli Öğretmen