Bir gün yaşadığınız yerden çok uzaklarda yaşayan bir dut ağacının resmini görür ve ağlarsınız.
O dut ağacı, sizin geçmişinizdir. Büyük dedenizin ve tüm ailesinin yaşadığı o büyük avlunun köşesindedir. Hala yaşamaktadır, yıllara meydan okurcasına. Her şeyi görmüş, her şeyi duymuştur. O evde doğan çocukların gülüşlerini, mutluluğu, hüzünleri, gözyaşlarını görmüştür.
Geçmişinizi, köklerine sakladığınız dut ağacıdır o. Kaçarsınız öz vatanınızdan, dönmek ister kurtarmak istersiniz topraklarınızı. Sonra secdede bir Rus askerinin kurşunuyla can verir ailenizin babası.
Aileniz kaçar ülke ülke. Sonunda Türk’ün vatanında can bulursunuz. Mutlu, umutlu, üretken yaşarsınız.
Ancak bir gün dut ağacının fotoğrafını görür, ağlarsınız. Hiç görmediğiniz, hiç sizin olmayacak dut ağacını seversiniz.
O zaman elinizden alınanları anlarsınız.
Bunun için özür dileyen var mı? Özür dilemek yeterli mi? Gerekli mi? Kim özür dileyecek? Peki ya sonrası…
Kime ne yarar sağlayacak?
Nefreti besleyen özürler duyuyoruz.
Özür dileme konumunda olmayanlar, özür diliyorlar.
Özür dilenenlerin zulümleri perde perde hatırlanıyor. Nefret ve acı katmer katmer artıyor.
Nefreti büyüten kendisi özürlü “özür dileme kampanyaları” duyuyoruz.
Ermeni soykırımı için özür dileyenler, Hocalı katliamı için özür beklediler mi?
Ayrıca özür dileme ve özür bekleme konumunda olması gerekenler kimler?
Sevgiyi, barışı, güzellikleri getirmeyen özürlü özürler bunlar.
Angela Merkel mum yakıyor ve özür diliyor. Kültürel birlikteliğin sağlanamadığını bağıran Merkel, özür diliyor. Gösteri devam ediyor. Öldürülenler, toplumda istenmeyenlerdi. Hiçbir zaman o topraklar vatanları olmadı ve olamayacak. Merkel’in özrü, gerçekten oraya ait olmadıklarının da bir göstergesidir. Hoşgörüden bahsediliyor. Ancak eksik, hatalı olanları hoş görürsünüz. Eşit olanları, üstün olanları hoş görmezsiniz. Hoşgörünün kendisi başlı başına özürlü bir kavramdır.
Acılar, Türklerin ya da Ermenilerin değil. Acılar hepimizin, vatanından koparılmış, yakınlarını kaybetmiş herkesin. Savaş, her yeri ve her şeyi kirletir. Savaş kirli ve affedilmezdir. Ne yazık ki hiçbir özür, yapılanları affettirmez. İnsanların yüreklerini dağlayan özürlü özürlerle, yeni nefret tohumları ekmeyi bırakalım.