Görünce adam zannettiğin, konuşunca bu adamlıktan zerre miktarı nasibini almadığını gördüğün kişilerdir, yazımın başlığı.
Nedendir bilinmez? 
Bu aralarda sıkça karşılaştığım zayıf karakterli, görünüşte kocaman kocaman duran ama içi kof ve makam sevdalısı zavallı acınacak insanlardır bunlar.
Makamı uğruna, koltuğu bahasına her şeyini vermeye hazırdır bu tipler.
Sıkça alkış yapma eğiliminde olan bu şahsiyet yoksunlarının işleri güçleri vitrin yapmak, ona buna caka satmaktır.
Takiye kültürünü bünyelerinde eritmiş olan şahsiyet düşkünü, makam budalalarının kullanılmaya elverişli olmalarıda bir başka realitedir.
Bu türün insanları seni iki dakika içinde satmaya ve yarı yolda bırakmaya meyilleri vardır.
Görüntü, reklamIN amacı, bundan sonra gelecekleri ya da gelmeyi istedikleri makam ve mevkidir, tüm dertleri.
Bunun için dini, milliyeti, ideolojiyi kullanmaktan geri durmayan bu güruhun yaptığı işlerde de ihlas ve samimiyet yoktur.
Arkadan konuşma, kumpas, yılan vari planlar bu karakterlerin ortak özelliklerindendir.
Bazı insanlar vardır, hani makama asalet kazandırır. Makamı güçlendirir, onunla beraber makam neşvü nema bulur. 
Bazı küçük adamlarda vardır ki makamdan güç alarak kendilerini o makamda ebedi kalacak gibi hareket ederek, aşagılaşabilir.
YORULDUM
İnsanların makam, mansıp sevgisi nedeniyle karakter tavizlerinden ve hiç bir şey olmamışçasına sonrada mangalda kül bırakmamalarından. Seni saf yerine koyup bunu akışın ve dönemin konjonktürel şartları  içinde yaptıklarını ima eder tavır, hal ve hareketlerden...
YORULDUM
Çelik gibi dediğin… Ya bu adam da kırılırsa dünyada sağlam adam kalmaz diye düşündüğün, şahsı mübareklerin, dünya için ahiretlerini ve dünyalarını satmalarından. Sözlerinden çar çabuk rücu etmelerinden. Ve bir şey yokmuş edasına bürünmelerinden… 
YORULDUM
Sonrada hiçbir şey olmamışçasına kendilerini karakter abideleri görmelerinden.
Rüzgâr nereden esiyorsa oraya yelken açanlardan. Doğruyu, Hakkı arama sevdasından vazgeçenlerden.
YORULDUM
Öyle değilken, senden değilken, öyle görünmeye ve sendenmiş imajı vermeye çalışan yüzsüz, şahsiyetsizlerden...
Dik duramayan, alüminyum gibi bir oraya, bir buraya adeta yamulan, yamuklardan.
YORULDUM
Sözünde durmayan, söz katili dost görünümlülerden.
Dini senden benden daha iyi yaşıyormuş görünen, münafık alametli korsan Müslümanlardan...
YORULDUM
Bir şeyden anlamayıp her konuda ahkâm kesen klavye kahramanlarından...
Yoruldum... Yoruldum… Yoruldum...
Halbuki dinimiz ne emrediyor.
ÂLİ İMRÂN-77: “Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.”
FARKINDAMISIN!!!
Senin sağ eline makam, şan-şöhreti, sol eline ihaleyi, dünyanın cazibedar şeylerini koyunca, şeriattan da, dâvândan da vazgeçtin!
"Ayetlerimi az bir karşılık ile satmayın." mealindeki ifade, Allah'ın yüce ve kutsal kitabını ve dinini kişisel ve maddî çıkarlar için kullanıp yanlış yorumlayanlara, haramları helâl, helâlleri haram göstermeye kalkışanlara karşı kesin bir uyarıdır. (bk. Ateş, I, 155-156; İbn Âşûr, 1,467-469; Kur’an Yolu:I/52-53)
Bu mealdeki ayetlerin anlattığı hususlar, gerçekten  belli bir para karşılığı ayetlerin satımını gerçekleştirmek değildir. Bilakis, "dinlerini dünyaya satmak." Allah’ın indirdiği ayetlerinde ortaya koyduğu emir ve yasaklarını -fani dünya hayatının değersiz menfaati uğruna- çiğnemek, kalplerindeki imanlarına rağmen, şeytanın ve nefs-i emarenin telkinlerine boyun eğmek gibi süflî ve aşağılık bir konumun sergilenmesi söz konusudur.
Son olarak makalemizi Hz. Ali Efendimizin bir sözü ile noktalayalım.
HaksızIık önünde eğiImeyiniz. Çünkü hakkınızIa beraber şerefinizi de kaybedersiniz.