“Kıbrıs!” meselesinin ne olduğunu doğru bir şekilde açıklayabilmek için; Kıbrıs’ın önemini çok iyi bilmek gerekir!

Kudüs’ün ilk işgalinden sonra o dönemim kralı, tapınakçıları sürgüne gönderir. Sürgüne gittikleri yer; Kıbrıs’tır. Kıbrıs’a gittiklerinde kendilerine kaleler, yeraltı şehirleri kurarlar!

Kıbrıs, tapınakcıların ilk yerleşkesi ve “Kabala  Hükümdarlığı” nın tekrar kurulduğu yerdir!

Kabalistler, Kıbrıs’tan tüm Akdeniz’e ve tüm krallıklara hükmeder! Ve Kıbrıs bugün hâlâ onların üssüdür!

Kıbrıs Türkleri orada sadece mal sahibi, mülk sahibidir!

 Kıbrıs, İngilizlerin ve tapınakçılarındır!

Kıbrıs’ın hem Türk kesimi, hem de Rum kesimi, İngilizlerindir! Türk kesimine “Biz sahip çıkıyoruz!” demişiz; Rum kesimine de Yunanistan “Sahip çıkıyoruz!” demiş! Birinci derece sahibi İngilizler, ikinci derece sahipleri de kabalistler yani İsrailoğulları’dır. Kuzeyi yani Türk kesimi İngilizlerin, Rum kesimi ise tapınakçıların devamı olan Yahudilerin yani İsrailoğullarının bugün hâlâ birçok şeyi yönettikleri, kara para akladıkları, kumarhanelerin yeridir.

Yani aslında Kıbrıs’ın siyasi öneminin yanı sıra bir de metafizik bir  önemi vardır! En büyük destekçisi İsrail’dir ve bugün İsrail topraklarında bir sıkıntı olsa ilk gidecekleri yer Kıbrıs’tır.

 Aralarında dehşet gizli anlaşmalar vardır!

Uluslararası para birimi sterlindir, trafik sağdan akar, direksiyonları sağ taraftadır, eğitim sistemi, sağlık sistemi ve ekonomi sistemi, İngiltere’ye bağlıdır!

Biz, Jandarma olarak Kıbrıs’ın “Türk kesimi” nin başında duruyoruz! Mesele bu…

Devlet yönetiminde neden İngiliz sistemi var, Türk sistemi yok? Madem ki barış harekâtına gittik, hem Türklere, hem Rumlara barış getirdik! Rumlar bizi katlederken, biz bir tek Rum bile katletmedik!

 Neden İsrail Devleti kuruluncaya kadar, Kıbrıs diye bir mesele yoktu? İsrail kurulduktan sonra Kıbrıs meselesi başladı? Makarios diye bir adam çıktı ve dünyaya meydan okudu! Kim vardı onun arkasında? Kıbrıs’ın arkasında koskoca Türkiye olmasına rağmen, o kıytırık Makarios, dünyaya meydan okuyordu, Türkiye’ yi de sürekli aşağılardı! Nerden geliyordu bu cesaret?

Biz, Kıbrıs’a hangi silahlarla çıktık biliyor musunuz? Tanklar, tüfekler, mermiler, uçaklar hepsi Amerikan malıydı! Peki bunlar bize nasıl geldi? Marshall yardımlarıyla!

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’nın çöpe atacağı silahları, belirli bir ücret karşılığında bize anlaşmalarla kitlediler!

Sonra bize, Kıbrıs’a girip, barış harekatı götürmeye  kim müsaade etti?

Bunlar karışık mevzular!

Örneğin, Rumlara kim “Gidin Türkleri katledin!” dedi. Oysa gayet güzel anlaşıyorduk….

İsrail, dünyanın en bozguncu milletidir! İsrail oraya yerleşip, biraz büyümeye, Filistin topraklarını almaya başladığında gözünü ilk diktiği yerdi Kıbrıs! Neden? Akdeniz’deki hükümdarlığını sürdürebilmek için! Peki bu istek nereden geliyor? Bu konuyu tam olarak anlayabilmek için Asurlular dönemine kadar gitmek gerekiyor! Bu olaylar o zamandan başlar!

Akdeniz’deki en büyük ada Kıbrıs, sonra Girit’tir. Bu adalara kim hükmederse, geçiş hakkına da o hükmeder! Bunun bir adım ötesi; Kıbrıs’a kim hükmederse; Ortadoğu’ya o hükmeder! Kıbrıs Ortadoğu’daki tek bağımsız adadır!

Kıbrıs’ın bir jeopolitik konumuna, bir siyasi boyutuna, bir tarihi geçmişine baktığımızda ve bunları bir araya getirdiğinizde  ortaya neler çıkıyor, neler….

 74’ü unutursun! 74 hikayeymiş dersin! 74 “Kim daha uzağa tükürebiliyor?” onun savaşıydı! “Hani biz buradan bir saldıralım; hazır Türkiye’de zayıfken, hazır Lozan’la da elini kolunu bağlamışken, o 40 adayı da vermişken, belki Kıbrıs’ı da bize bırakır!” Türkiye bunu fark etmedi mi?

Kirli plan, dönemin başbakan yardımcısı Erbakan tarafından anlaşılmıştır!

(Korkudan)  “Sabaha kadar uyuyamayan isimler de!” vardı, bilirsiniz…

Türk ordusu girdiği bir toprakta kaybeder mi? Kore’de bir taburumuzu yok ettiler evet, Amerikalılar yüzünden, yanlış istihbarattan dolayı…

Fakat sonuç itibariyle girdiğimiz her çatışmada içlere kadar gittik. Amerika’da bizi burada çok iyi kullandı!

Neyse…

Dünya siyaseti….

Kendin değilsen, birilerinin uşağısındır!

Nokta!