15 Kasım 2019 Cuma günü adanın kuzeyinde bulunan KKTC Devletinin 36’ncı kuruluş yıl dönümü kutlandığı sırada, Güney Rum kesiminde yapılan protesto gösterilerinde; aşırı milliyetçi Rum Vandallar KKTC’nin simgesi bayrağımızı yaktılar. (Altın Şafak Partisinin uzantısı Elam taraftarları)

Aslında bu ilk kez yaşanan bir şey değildi! Ama 25 Kasım 2019 da Berlin’de yapılacak taraflar arası görüşme öncesinde Rum tarafının siyasi kanadında etkili olan bir siyasi partinin taraftarlarının hangi zihniyet içerisinde olduğunu da gösteren çarpıcı bir göstergeydi.

Bu vandallıkla ilgili TC ve KKTC Hükümetinden gereken protesto açıklamaları yapılırken; GKRY’den de herhangi bir açıklama da yapılmadı! (sükût etmenin ikrardan geldiğini unutmamak gerekir…)

Umarım KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı, Berlin’de yapacağı görüşmede bu olayı muhatabı Anastasiadis’e hatırlatır!

Şimdi tarihi gerçekleriyle KKTC’nin pek bilinmeyen bayrak hikâyesinin ne olduğuna bir bakalım:

15 Kasım 1983 yılında KKTC’nin resmi olarak bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Meclis Başkanı Oğuz Ramadan Korhan imzası ile Meclis Başkanlığı adına yeni Bayrak için resmi bir çağrıda bulunulur. 

Çağrı, 23 Kasım 1983 tarihinde Bozkurt Gazetesinde yayımlanır. Yayımlanan metinde önerilen Bayrak örneklerinin boyutu 50cm x 70cm olarak belirtilir ve 3 Aralık 1983 tarihine kadar Meclis Başkanlığına iletilmesi öngörülür. 

Kıbrıs Türk Halkının simgesi olarak yeni Devletimize seçilecek Bayrak için gerçek ve tüzel kişilerden öneriler beklenir.

Meclis Başkanlığına iletilen Bayrak önerileri Meclis Başkanlığınca değerlendirilir. Ancak Bakanlar Kurulunca hazırlanan Bayrak Yasa Tasarısı ile birlikte Bayrak Örneği Cumhuriyet Meclisine gönderilir ve Hukuk ve Siyasi İşler Komitesinin görüşülür.

Komite çalışmalarını tamamlayarak Bayrak örneğini ve Bayrak Yasa Tasarısını Genel Kurula oyçokluğu ile havale eder. 

Genel Kurul, 7 Mart 1984 tarihli I.’inci Olağanüstü Birleşim toplantısında Bayrak Yasa Tasarısını görüşür. 

O gün tarihi bir toplantı yapılır. UBP, CTP, TKP, DHP ve SDP siyasi parti genel başkanları ve birçok milletvekili görüşlerini dile getirirler. (Dileyen herkes “7 Mart 1984 tarihli I.’inci Olağanüstü Birleşim” yazarak bu toplantı tutanağına internetten ulaşabilir) 

Sonuçta dönemin Başbakanı Sn. Nejat Konuk (rahmet ve minnetle anıyorum);  mecliste yapmış olduğu aşağıdaki açıklama ile KKTC bayrağının kabul edildiğini ilan eder:

“Uzun savaşım yıllarından sonra, heyecanla ilân etmiş olduğumuz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin simgesini oluşturacak olan bayrağımızın, Kurucu Mecliste görüşülmesi sırasında hükümetin benimsemiş olduğu bayrağı oylarıyla destekleyecek olan Ulusal Birlik Partisine, Demokratik Halk Partisine, Bağımsız Gruba evvelâ şükranlarımı ve teşekkürlerimi arz etmeyi bir borç biliyorum. 

Ana Muhalefet Partisi Grubu Toplumcu Kurtuluş Partisi Başkanının gerçekten yapıcı, haklı eleştirilerine de ayrıca teşekkürü bir borç bilmekteyim.

Bayrak konusu, hükümetin çalışmaya başladığı dönemde zaten gündemde idi. En doğru lâfı yine Sayın Kotak yerine getirmiştir: ‘’Bayrak bir kompozisyondur, bir şekildir, hatta bir bakıma bir sanat eseridir. Bunu sanatkârlar da yapabilir, politikacıların vermiş oldukları görüşlere göre başka kişiler de bunu simge haline getirebilir.’’ 

Niye, bayrağımın şeklini ve orantısını Türk Bayrağından ayrı düşünelim diye Bakanlar Kurulunda bir görüş hâkim oldu. 

Bizim bugün huzurunuza getirdiğimiz bayrağın renkleri, Türk Bayrağının renkleridir. Orantısı, Türk Bayrağının orantısıdır. Tersine çevrilmiştir. Hangi bayrağı alırsanız alınız, birbirine benzerlikleri olacaktır. Bugün İslam devletlerinin birçok bayrağı, Türk Bayrağının ay-yıldızını taşımaktadır. 

Ve biz Arap ülkeleri ile ilişkilerimizi açıkça, en iyi noktaya getirmeye çalışıyoruz.
“Ay-yıldız, Türk Bayrağında beyaz, bizimkinde kırmızı. Zemin Türk Bayrağında kırmızı, bizimkinde beyaz. Yavru vatan-Anavatan kelimeleri her zaman kullanılmaktadır ve bunu da siyasal bir sakınca olarak görmemekteyiz. Yukarıdaki çizgi Anavatan, aşağıdaki çizgi Yavru vatan diye düşündük. Hepinize teşekkür ederim.”

O dönemin olağanüstü toplantısında Bayrak Yasa Tasarısı oybirliği ile geçmiştir. Toplantıda UBP, TKP, CTP, DHP, SDP ve Bağımsız gruba bağlı milletvekilleri bulunmakta idi. CTP grubu Yasa Tasarısına çekimser oy kullanmıştır.

Bayrağın çizimi Kıbrıslı Türk Ressam Emin Çizenel’e aittir. Çizenel, bir röportajında bayrağın sembolik anlamını şu şekilde ifade etmiştir:

“Bayraktaki beyaz renk barışı, kırmızı renk ise Kıbrıs Türklerinin topraklarında verdikleri mücadeleyi temsil ediyor. Bayrağın kırmızı beyaz renklerde olması bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi bayrağına bir selamdır. Bayrağın alt ve üst kısımlarında bulunan çizgiler ise bu toplumun bu topraklarda sonsuza dek yaşayacağı mesajını taşıyor.”

Bayrağın varlığı, 9 Mart 1984 tarihinde Resmi Gazete ’de 15/1984 Sayılı Yasa olarak yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

KKTC Bayrağımız, Yasasında belirtildiği gibi; “beyaz zemin üzerine al ay-yıldız ve boyuna iki al şerit” olarak belirlenmiştir.

Ata yadigârı Kıbrıs adasında yepyeni bir Türk Devletinin kurulması için hayatlarını seve, seve feda eden şehitlerimizi, bu uğurda görev alan gazilerimizi ve devletin kurulmasında emeği olan tüm devlet adamlarımızı saygı, sevgi ve minnet duygularıyla selamlıyorum.

Vatan onlara minnettardır.