RÖPORTAJ: HÜLYA ASLAN

DÜNYA KÜLTÜR-SANAT ŞEHRİMİZ İSTANBUL VE ONUN BAĞRINDAN ÇIKMIŞ YAŞAYAN DEĞERLERİMİZDEN; BEYEFENDİ, ÇOK YÖNLÜ, TEVAZUU SAHİBİ BİR SANATÇI SAYIN ERHAN BAYLADI.

Hülya ASLAN: Değerli sanatçı(Yazar, Şair, Ressam, Fotoğraf Sanatçısı, Gençliğinden bugüne Batı Müziği ve Türk müziği ile ilgilenen, Gitardan Uda, Saksafondan Tambura birçok farklı enstrüman ile müzik icra eden sanatçı, Müzik Adamı Sn. Erhan BAYLADI hocamızı bir kültür ve sanat  hazinesini, tariflemeye çalışıyorum. Kendileri 29 ayrı makamda 70  müzik eseri bestelemiş, 19 farklı makamda 21 saz eseri bestelemiş, kendi çalarak, aynı zamanda seslendirdiği 12  adet gitar ile bestesi mevcut kısaca o bir Sanat duayeni ve bende kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Muhterem hocamızın da dediği gibi O’nu ancak; bestelerini dinleyerek, kitaplarını okuyarak ve tablolarını, fotoğraflarını seyrederek tanıyabilirsiniz. Kendilerinden Sanat ve Sanatçı tanımlamalarını aldıktan sonra söyleşimize devam edeceğiz  tüm okuyucularıma saygılarımla.

Erhan BAYLADI: SANAT; Sanat eserlerinin yaratılmasını mümkün kılan doğal yeteneğe dayalı ya da deneyim yoluyla kazanılmış beceri ya da ustalık. Birtakım fiziki araçları, arzu edilen sonuçlara ulaşmak üzere, sezgi ya da bilgi yoluyla öğrenilen estetik ilke.

Sanat, aynı zamanda bir mukayese bilimidir. Ressam renkleri, müzik adamı sesleri mukayese ederek eserlerini oluşturur.

SANATÇI; Tanrı’nın kendisine verdiği yeteneği belli bir disiplin içerisinde kullanarak üretendir. Sanatçı’nın toplum içindeki yerine bakıldığında, çok önemli bir konuma yerleştiği görülür. Belli bir disiplin içinde yetişmiş sanatçı, topluma ışık tutan, yol gösterendir. 

Bir toplumun uygarlık ve refah seviyesi; sanata ve gerçek sanatçıya nasıl baktığıyla, onu nasıl kollayıp koruduğuyla, onu nereye oturttuğuyla orantılıdır. Bunu en iyi anlatan sözlerden birini “Yüksek uygarlığın merdiveni sanattır” diyerek ulu önder Mustafa Kemal Atatürk söylemiştir.  

Hülya ASLAN: Hocam,  bu hafta "Yaşayan Değerlerimiz" Sanat Adamı dalında  ödül aldınız, Sanat Adamı ünvanı size çok yakışıyor bende  emeğinizi saygılarımla selamlıyorum. 

Hocam eserlerinizi üretirken ilham kaynaklarınız neler olur bize açıklarmısınız lütfen.

Erhan BAYLADI: Ben  doğa aşığıyım,veb sitelerimde ve yazdığım gazete köşemde, dergilerde bunu yazarak değerli dinleyenlerim, izleyenlerim,ve okurlarımla paylaştım. Sanat çalışmalarımda  ana kaynağım Tabiat, gün batımı, bulut yağmur, olmazsa olmazlarımdır, mükemmelliyetçi bir yapım var sanat eserlerimde çok titiz çalışırım yazarken  enaz 20 ,30 defa  tekrar- tekrar okurum,fotoğraf çekeceğim zaman ortam, hava şartları kullanacağım argümanlar yani mutlaka ön hazırlık yaparım, konu mankenim ve aksesuarlar, kıyafetler bu hazırlıklarıma dahildir. Fotoğraf ve resim tablolarımda doğayı sıkça işledim. Sandal ve Doğa - Doğadan Yansımalar - Masal gibi - Kadın ve Doğa isimli 17 kişisel sergi açtım, sanatseverlerle buluşturmaya çalışıyorum.

• Beylikdüzü Marka city AVM.

• Bakırköy Yunus Emre K.M 2010

• Eyüp Flatofis AVM.

• Yeşilköy Airpot AVM.

• Maltepe Türkan Saylan K.M.

• Bakırköy Yunus Emre K.M 2011

• Tarlabaşı İstanbul Fotoğraf Merkezi

• Ataköy İspirtohane

• Beylikdüzü Migros AVM.

• İkitelli Deposite AVM.

• Büyükçekmece Ramada Otel

• Erhan Bayladı Sanat evi

• Beylikdüzü Perlavista AVM.

• 2011 Lepra hastanesi yararına Yunus Emre K.M.

• Beylikdüzü K.M.

• Büyükçekmece K.M.

• Sefaköy K.M.

Hülya ASLAN: Hocam Sandal tablolarınızı seyrettiğimde; İstanbulun Boğaziçi Sadabad,Küçüksu gibi semtlerinin Sandal sefaları gözümde canlanıyor. Güzel besteleriniz ve müziğiniz eşliğinde İstanbulun o büyülü atmosferinde  geziniyorum.

Fotoğraf ve Resim tablolarınızın muhteşem güzelliği yanında kutsal bir anlamıda var zira satılan eserlerden elde edilen gelirle cüzzam hastalarına ve engelli vatandaşlara destek oluyorsunuz. Yani bu sandal insanları  sevgiye, dostluğa, paylaşıma götürüyor sayenizde. Fırçanıza ,deklanşörünüze güzeli gören gözlerinize sağlık.

 Kitaplarınızı okudum, (GİTARİST, KOCAMUSTAFAPAŞA’LI KÜÇÜK MUSTAFA, İNCİ TANESİ, YILLAR ÇOK YORGUNUM, OL) adlı eserleriniz uzun mücadele,birikim,emek ürünü olan kitaplarınız bizim için  altın değerindedir, o sebeplen ben onlara beşi biryerde, beşibirlik diyorum. Fanatiğiniz olarak, güfte tarzında ki şiir kitabınız ‘İNCİ TANESİ’ni bana GİTARİST’i de oğluma imzalarsanız çok mutlu olacağım, zira benim de oğlum müzikle ilgileniyor. Gitarist’ adlı kitabınız  oğlumun beğenerek  okuyacağı bir eseriniz teşekkür ederim.

Erhan BAYLADI: Oğlunuzun müzik yaşamında başarılar dilerken, ‘SANAT ve ÇOCUK’ adlı makalemi okumanızı  tavsiye ederim .

Ne demiş Lev Tolstoy;  “Sanat, düşünebilen, gerçeği görebilen, toplumu anlayabilen insanların işidir”

Tolstoy’un bu sözünde tanımlanan özellikleri taşıyan bireylere sahip toplumun oluşması öncelikle çocuklukta başlar. Aldığı eğitimin yanında sanatla iç içe olması, onunla ilgilenmesi çocuğun sosyalleşmesine büyük katkıda bulunduğu gibi düşünme ve irdeleme yetisini geliştirir. Bu özelliklerin gelişmesi ise hangi davranışın doğru olduğunu, hangi şartlarda gerçekle buluşabileceğini önceden kestirebilmesine yardımcı olur. Sanat eğitimleri genellikle küçük gruplar hâlinde yapıldığı için çocuk; orada organize olmayı, kolektif düşünmeyi, paylaşmayı, iyiyi kötüyü ayırt etmeyi, mukayeseyi, disiplini öğrenir ki, bu özelliklerin her birinin insan yaşamında büyük önemi vardır.

Önümüzdeki günlerde Nisan ayında  roman türünde iki kitabım daha çıkıyor, değerli okurlarıma   müjdelemiş olayım .

Hülya ASLAN: İmza gününüzü heyecanla bekliyorum inşallah katılmak kısmet olur,  yüreğiniz kaleminiz daim olsun dilerim.  Kültür-Sanata  verdiğiniz emek ve katkılar için müteşekkiriz. 

Hocam, İstanbul’lu olduğunuzu eserlerinize yansıtmış olmanızdan anlıyoruz. Birçok ünlü İstanbullu şairimiz var, onları saygı ve rahmetle anarak İstanbulun Lale Devri şairlerinden Nedim’in İstanbul ile ilgili şiirinden bu şehrin ve Türkçe dilimizin güzelliğini bir kez daha anımsayacak olursak.

“Ana gibi yâr olmaz İstanbul gibi diyâr;

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…

Gecesi sümbül kokan,

Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,

İstanbul…’’

Ve Yine İstanbul şairi olarak tanıdığımız Orhan VELİ’den birkaç dörtlükle eski  fakat eskimeyen İstanbulumuzu hatırlayalım.

“İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim.

Bir fakir Orhan Veli;

Veli’nin oğlu,

Tarifsiz kederler içindeyim.

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

Orhan Veli’’

Hocam bir İstanbul çocuğuyum diyorsunuz  daha da önemlisi                                                                                                                 İstanbul’lu sanatçı olarak İstanbul’un günümüzdeki halini nasıl görüyorsunuz bize anlatırmısınız desem.

Erhan BAYLADI: Elbette İstanbul  şiirlerimden biriyle cevaplandırayım.

KENDİNE GEL İSTANBUL!

Kendine gel İstanbul!

Ağlasam mı, kızsam mı? Bilemiyorum!

Nedir bu halin İstanbul? artık tanıyamıyorum.

 Sen değil miydin?..

 Doğu Roma'ya, yedi cihana hükmetmiş imparatorluk başkenti.

 Resulullah'ın 'işte orası' diye işaret ettiği yer.

 Nerede o haşmet şimdi? Nerede paha biçilemeyen değer?

 Sendin ezelden beri beşeriyete yar.

 Haklısın! Ne yazık ki onlar etti seni tarumar.

 Hatırla geçmişini olma zalime kul.

 Yalvarırım dön artık geçmişine İstanbul.

 Niçin pes ediyorsun kendini bilmez tamahkârlara?

 Açtırma o güzel bağrında her gün başka bir yara.

 Bilmez misin?.. Onların düşündüğü tek şeydir.

 Kefenlerinin cebine koyamayacakları para.

 Onlar mı karar verecekler geleceğine?

 Onlar mı ağlayıp güleceğine?

 Verme izin, dikemesinler betondan kuleleri.

 Yaptırma üstüne onları kârûn kılacak kaleleri.

 Taş taş üstüne koyma, gerekirse sallan bütün gücünle.

 Yıkılsın her yer, yeniden doğur kendini isteğinle, azminle.

 Silkelen ne olur İstanbul, artık kendine gel!

 Alay edemesin,'neydi, ne oldu' diyemesin sana el.

 Toprağındaki tohum fışkırsın, filizlensin, yeşersin.

 Geçmişteki yeşil dokun dönsün artık geriye.

 Sen değil miydin toprağından doyuran insanını?

 Sen değil miydin denizden geçindiren garibanını?

 Denizlerin balıksız, toprağında yok rızık.

 Silkelen!Ana olduğun günleri hatırla artık.

 Olmadı yenile kendini, hayat yeniden başlasın.

 Koynunda yaşayanlar desin 'azıcık aşım, kavgasız başım.'

 El sürdürtme kimseye gelecek nesillere söz olsun.

 Seni hakkedenler yanında, etmeyen uzak dursun.

 Yalvartma artık gel kendine İstanbul!

 Sen ezeldin ya! Şimdi de ebed ol İstanbul!

E-mail:  [email protected]

http://www.bayladi.com/

https://www.facebook.com/erhanbayladi

https://www.facebook.com/e.bayladi

Hülya ASLAN: “Yalvarırım dön artık geçmişine İstanbul” Şiiriniz; bir İstanbul çocuğunun aşığının,sanatçısının sitemi ve yakarışıydı , bizlerinde ortak duygularımıza tercüman olmuş bu anlamlı, ahenkli, musiki tadında  güncel ve güzel eseriniz  için teşekkür ederiz. Musiki deyince sizin  besteleriniz şarkılarınız  müziğiniz bir ekol, verdiğiniz konferanslar, eğitim seminerleri, konserleriniz ve kurslarınız, Beylikdüzü  Erhan BAYLADI Sanat Evinde ve Beylikdüzü Kültür Merkezinde Sanat Koordinatörü olarak  gösterdiğiniz kültür sanat faaliyetleriniz anlatılamaz ancak yaşanır hocam inşallah yakında bir okulunuz olur ve gelecek nesil sizin sanatınızın eğitimini alarak devam ettirir.

Erhan BAYLADI: Her türlü sanat kolunda, genç sanatçılara destek olmak, sosyal sorumluluklarım arasında  her zaman önceliğim oldu, Beylikdüzü Belediyesi Kültür Sanat danışmanlığı görevimle, İlçedeki sanatsal faaliyetleri destekleyerek, Beylikdüzünü bir sanat ilçesi haline getirmek için  yoğun çabalarımın yanısıra; Müzik, beste, güfte, şiir, kitap ve fotoğraf çalışmalarımda üretmeye devam edeceğim. Hedefim, öncelikle yerel olarak Beylikdüzü, sonra İstanbul ve tüm yurtta sanat için kalıcı eserler bırakmak.

Önce Vatan Gazetesi ve size sanata -sanatçıya verdiğiniz değer ve ilginiz için çok teşekkürler. 

Hülya ASLAN: Sn. Hocam  değerli eserlerinizi,  bizimle paylaştığınız, bu güzel söyleşi için Önce Vatan Gazetesi ve kendi adıma gönülden şükranlarımı sunuyorum  saygılarımla.