Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” temasıyla toplanan TDT Olağanüstü Zirvesi, ortak tarih ve kültürü paylaşan kardeş devletler açısından olduğu kadar, bölgesel ve küresel barış açısından da önemli bir olaydır. 

Yeni bir dünya düzeninin kurulmaya çalışıldığı, kartların yeniden dağıtıldığı bir süreçte, 9 kardeş ülke liderinin Ankara’da biraraya gelerek oluşturdukları bu tablo, arka planında binlerce yıllık ortak tarihi barındıran yeni bir güç odağının oluştuğunu ortaya koyması açısından da tarihi bir olaydır. 

M. KEMAL SALLI

6 Şubat’ta Türkiye’de yaşanan ve “Yüzyılın Felaketi” olarak nitelenen ve depremler sonrasında, aynı tarihi ve kültürü paylaşan kardeş ülkelerin sergiledikleri dayanışma seferberliği, tüm ülkelerin ilgiyle izledikleri bir yardımlaşma örneği olmuştur. 

11 kentimizi ilçeleri ve köyleriyle birlikte etkileyen ve 50 bine yakın vatandaşımızın hayatlarını kaybetmelerine neden olan bu deprem felaketi sürecinde kardeş ülke sergiledikleri yardımlaşma tabloları, Türklerin, “Herhangi bir nedenle zor duruma düşen akraba ve yakınlarının koşulsuz yardımına koşma kültürünün” Türklerin binlerce yıl tarih sahnesinde kalabilmelerinin en önemli faktörlerinden biri olduğunu biz kez daha doğrulamış odu. 

KARDEŞ ÜLKELER ELELE 

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirzİyoyev’in, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Çaparov’un, TDT’nın gözlemci üyesi olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Ttatar’ın, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ve Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un önderliğinde seferber olan kardeş ülkelerin sergiledikleri bu dayanışma örneği, bizlerin yarınlara daha güvenli bakmamızı sağlamıştır. (Geçtiğimizyıl gerçekleştirilen Semerkant Zirvesi’nde gözlemci statüsü elde eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilk defa bir TDT Zirvesi’nde yeraldı.)

Güneydoğu bölgemizde 11 kentimizi harabeye çeviren felaket sonrasında bölgede sergilenen yardımlaşma, dayanışma çalışmaları, elbette insanlığın gurur duyacağı tablolardı. “Yüzyılı Felaketi” olarak nitelenen bu zor günlerde yardımımıza koşan bütün ülkelere, bütün sivil toplum kuruluşlarına elbette minnettarız, elbette teşekkür ediyoruz ve minnet duyuyoruz. 

Bizim bugün burada odaklandığımız konu, deprem felaketinin ilk duyulduğu 6 Şubat gününün ilk saatlerinden başlayarak günümüze kadar devam eden ve 16 Mart Perşembe günü Ankara’da, Beştepe’de “Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” başlıklı gündemle olağanüstü toplanan TDT Zirvesi’nin Türk Dünyası ve insanlık açısından önemidir. 

TDT OLAĞANÜSTÜ ZİRVESİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

“Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” temasıyla toplanan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi, ortak tarih ve kültürü paylaşan kardeş devletler açısından olduğu kadar, bölgesel ve küresel barış açısından da önemli bir gelişmedir. 

Yeni bir dünya düzeninin kurulmaya çalışıldığı, kartların yeniden dağıtıldığı bir süreçte, 9 kardeş ülke liderinin Ankara’da biraraya gelerek oluşturdukları bu tablo, arka planında binlerce yıllık ortak tarihi barındıran yeni bir güç odağının oluştuğunu ortaya koyması açısından da tarihi bir olaydır.

Teşkilata üye bir ülkenin, beklenmedik bir felaketle karşılaşmasından dolayı oluşan yaraların sarılması amacıyla, özel bir gündemle olağanüstü toplanabilmesi ve “birlik, ve dayanışma” mesajları verebilmesi, Türk Devletler Teşkilatı’nın (TDT) artık köklü bir ortaklık kulübü olduğunun en somut örneklerinden biridir. 

TDT artık, hem bölgesel hem de küresel çapta sesini duyurabilen, etkin bir ortaklıktır. 

 “TÜRK DÜNYASI TASADA VE SEVİNÇTE BİR OLDUĞUNU GÖSTERDİ”

Türk Devletleri Teşkilatı’nın  "Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım" konulu Olağanüstü Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, teşkilat üyesi ve gözlemci ülke başkanlarıyla Türkiye’de yaşanan deprem ve sel felaketleri sonrasında dayanışma amaçlı olarak bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirveni toplanmasına vesile olan ve katkıda bulunanlara teşekkür ederek şöyle dedi: "Zirvenin düzenlenmesi için çağrıda bulunan can Azerbaycan'ın Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'e şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Olağanüstü Zirve’nin başarılı şekilde gerçekleşmesi için gayretlerini esirgemeyen Dönem Başkanı Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve bütün katılımcılara teşekkür ediyorum. Teşkilatın gözlemci üyeleri KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın da aramızda bulunmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum. 

Zor günlerimizde yanımızda yer alan teşkilatımızın dost ve kardeş devletlerinin halklarına canıgönülden teşekkür ediyorum. Türk dünyası, tasada ve sevinçte bir olduğunu bugün tekrar göstermiştir. Bu dayanışmanın arama-kurtarma çalışmalarında olduğu gibi, deprem yaralarının sarılmasında da devam edeceğine inanıyorum. 

Deprem ilk anlarından itibaren başlattığımız seferberliği, şehirlerimizin yeniden inşa ve ihyası sürecinde de sürdürüyoruz. Depremzedelerimizi en kısa sürede kalıcı konutlara kavuşturmak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Yer tespiti yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten illerimizde temelleri atıp süratle işe başladık” dedi.

“DEPREM, ÇOK CİDDİ CAN KAYBI VE YIKIMLARA YOL AÇTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Malumunuz, 6 Şubat’ta dünyada eşi benzeri nadir görülecek şekilde 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki büyük depremle arka arkaya sarsıldık. Bu depremler, ülkemizin 14 milyon vatandaşının yaşadığı 11 ilimizde çok ciddi can kaybına ve yıkımlara yol açtı. Aralarında Teşkilat üyesi ülkelerin vatandaşlarının da olduğu, 49 bini aşkın insanımızı deprem felaketinde yitirdik. Ardından da deprem bölgesi şehirlerimiz sel felaketine maruz kaldı. Buradan bir kez daha depremde ve sellerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Uzmanlar, Kahramanmaraş merkezli depremleri insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biri olarak tanımlıyor. Nitekim ilk depremleri takip eden binlerce artçı sarsıntı, bu gerçeği teyit ediyor. Türkiye, geniş bir alanda yıkıma sebep olan bu deprem fırtınasına, ağır kış şartlarının yaşandığı bir dönemde yakalanmıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen depremin haberini alır almaz devletimizin tüm imkânlarını bölgeye yönlendirdik. Bakanlıklarımızla, AFAD’la, belediyelerimizle, güvenlik kuvvetlerimizle, arama-kurama ekiplerimizle ve sivil toplum kuruluşlarımızla, hâsılı böylesi bir felakette ihtiyaç duyulacak kim varsa herkesle seferber olduk.”

“KARDEŞLERİMİZ, MİLLETİMİZİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK İÇİN CANLA BAŞLA GAYRET GÖSTERDİ”

KAHEV’le 23 Nisan coşkusu bir başka KAHEV’le 23 Nisan coşkusu bir başka

Sadece arama-kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personel, yardım ve destek ekipleriyle beraber 272 bin kamu görevlisinin depremzedelere yardım için koştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü vatandaşların da eklendiğinde bu rakamın yaklaşık yarım milyona ulaştığını söyledi.

Dünyanın 90 farklı ülkesinden gelen arama-kurtarma ekiplerinin de bu süreçte Türkiye’ye destek verdiğini belirteen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri, 6 Şubat’ta yaşadığımız felaketin ardından yardım çağrımıza en hızlı cevap veren, en hızlı harekete geçen, acılarımızı en kalbi paylaşan dostlarımızın başında geliyor. Teşkilatımız üyeleri, arama-kurtarmadan sağlığa ve insani yardıma kadar geniş bir alanda faaliyet göstermek üzere ekiplerini hemen Türkiye’ye sevk ettiler. Kardeşlerimiz gerek ayni gerek nakdi yardımlarla milletimizin ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla gayret gösterdiler. Bölgede kurdukları sahra hastaneleriyle yaralarımızın sarılmasına destek verdiler. Ulaştırdıkları çadırlarla barınma ihtiyaçlarımızın giderilmesine katkı sağladılar” dedi. 

Mayıs ayına kadar 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi daha iyi şartlarda barınabilecekleri alanlara taşıyacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede TOKİ vasıtasıyla ilk yıl 319 bin, toplamda ise 650 bin konutu hak sahiplerine teslim etmeyi planladıklarını bildirdi.

“HİÇBİR İNSANIMIZI AÇ VE AÇIKTA BIRAKMAYACAĞIZ” 

Yaraları süratle sarabilmek için çalışmalara başlandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Son 20 yılda yaşanan doğal afetler sonrasında nasıl hiçbir insanımızı aç açıkta bırakmadıysak, depremzedelerimizi de mağdur etmeyeceğiz. Dost ve kardeş ülkelerin de destekleriyle, inşallah söz verdiğimiz üzere şehirlerimizi en kısa sürede eski görkemine tekrar kavuşturacağız. 

Sel felaketlerinin yeniden kanattığı yaraları sarmak için gece gündüz çalışacak, yıkımları ve zararları tazmin edeceğiz. Ülkemizin bir kısmında milyonlarca vatandaşımız afetlerin yol açtığı sıkıntılarla boğuşurken, hiçbirimiz hayatımızı eskisi gibi sürdüremeyiz. Bu felaketin sebep olduğu kayıpları tamamen telafi etmeden, insanlarımızı geleceklerine yeniden güvenle bakacakları günlere kavuşturmadan bize durmak, dinlenmek haramdır. Bin yıldır bu topraklarda nice badirenin üstesinden gelen milletimiz, asrın felaketinin yaralarını da Allah’ın izniyle kısa sürede saracaktır.”

TDT, YENİ BİR SES, YENİ BİR NEFES, YENİ BİR SİNERJİ MERKEZİ HÂLİNE GELMEKTEDİR”

Küresel gelişmelerin, TDT’nin önemini ve potansiyelini tekrar gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Dünya siyasetinde öne çıkan ülkeler ve birlikler, sağlıktan finansa, güvenlikten yabancı düşmanlığına, düzensiz göçten siyasi ve sosyal istikrarsızlıklara kadar pek çok sorunla boğuşuyor. İnsanlığın karşılaştığı yeni meydan okumalara adil ve sürdürülebilir çözümler üretemeyen uluslararası sistem, sürekli yeni krizlere sebep oluyor. Tarihi, kültürel ve hakkaniyetli kurumsal yapılardan yoksun birlikteliklerin tıkandığı bir süreçte, Türk Devletleri Teşkilatı, yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir sinerji merkezi hâline gelmektedir.

Gerçekten de bu çatı altında, Adriyatik’ten Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çok büyük bir iş birliği imkânına sahibiz. Gerek bölgemizde, gerekse küresel ölçekte her gün farklı bir boyutu ortaya çıkan tarihi gelişmelerin Türk Dünyası’nın önüne açtığı fırsat pencerelerini doğru değerlendirmemiz gerekiyor. Siyasi dayanışmadan enerji ve ulaştırmanın başını çektiği ekonomik iş birliklerine kadar her alanda, bu fırsatları kalıcı hâle getirecek ve kazanca dönüştürecek kapasitemiz var.

Türk Devletleri Teşkilatı olarak bölgesel ulaştırma ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesi yanında, enerji güvenliğinin sağlanmasında da stratejik rol üstleneceğimize inanıyoruz.”

Bağımsızlıklarının üzerinden geçen nispeten kısa sürede kardeş ülkelerin yakaladığı başarıları, ortak gelecek adına çok kıymetli gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TDT’nin kuruluşunun ardından çalışma alanının hızla genişlemesinin, üye ülkelerin dışında da yüz milyonlarca insanın umutlarını yeşerttiğini vurgulayarak, bu muazzam potansiyelin, TDT’nin etki alanının büyüklüğüne dikkat çekti

Gerçekleştirdikleri her zirveyle, bu etkinin kapsamını ve temelini daha da güçlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Ankara Zirvemizin düzenlenmesine vesile olan Azerbaycan ile Dönem Başkanı Özbekistan’a, ayrıca tüm katılımcı ülkelere ve temsilcilerine ayrı ayrı şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu kara günümüzde yanımızda olan her bir kardeşimize minnet borcumuzu asla ödeyemeyeceğimizin altını tekrar çizmek istiyorum. Zirvemizin başarıyla gerçekleştirilmesi için yoğun çaba sarf eden Dışişleri Bakanlığımızı, Türk Devletleri Teşkilatı Sekretaryasını ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Zirvede aldığımız kararların ülkelerimiz ve Türk Dünyası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Rabbim ülkemizi, milletimizi, Türk Dünyası’nı ve tüm insanlığı her türlü afetten, musibetten muhafaza buyursun.”