Kar yağarken ister istemez şairlerimizin nakış nakış işledikleri ‘kar’ şiirleri geliyor aklımıza.
Hemen her şiir severin bildiği ‘Kar Musıkîleri’ dökülüyor dudaklarımızdan
‘Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.’
Her satırı hasret kokan şarkılar dinler, Tamburi Cemil’in sesinden, eski bir plakta.
İstanbul’a hasretini dindirir.
Faruk Nafiz ise han duvarlarında Anadolu yollarından, Çamlıbelken seslenir.
‘Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden     
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,     
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,
Burada son fırtına son dalı kırıyordu...’
Uzun bir destandır nakış nakış işlediği, o günün şartlarında yaşadıklarıyla hissettikleriyle tarihe muhteşem bir not düşer.
Cahit Sıtkı ise bir başka muhasebededir, akıp giden zamanın içinde, insanın saçlarına düşen akları, hatatın keşmekeşi tasvir eder
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor alkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?’
Ahmet Huhip Dranas ise, devran döne dursun pek bir şey fark etmiyor nihayet ömrümüze kar düşecek der gibidir
‘Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.’
Ömer Bebrettin Uşaklı, Yayla Dumanı isimli şiirinde daha bir eğlenceli bakış sergiler
‘Gümüş bir dumanla kapandı her yer;
Yer ve gök bu akşam yayla dumanı;
Sürüler, çimenler, sarıçiçekler,
Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı!’
Şair için her mevsim için söylenecek söz hep vardır. Şairin zengin muhayyilesi bir tarafta hasretini, çilsini, sevincini dile getirirken kendisini takip eden okuyan içinde kendine ondan bir pay çıkarabilmesine imkân verir. O sebepledir ki  bu güzel şiirler hafızamızda önemli bir tutar.
Şairin hassasiyeti, duyguları, meselelere bakışı ne kadar hür ise, tespitleri de o nispetle kuşatıcıdır. Bir bakıma şairler maşeri vicdanın sesidir.
Pek çok kimsenin fark etmediğini fark eder, duygularını tespitlerini aynı zamanda zevkle okumamızı sağlar.
Şiirin kendine has bir musîkısi vardır ki hemen herkesi kuşatıverir. Çoğu zaman duygularımızı şiirle ifade ederiz. Kısa ve öz olarak bir beyit, bir kıta sayfalar dolusu düşüncemizi iadeye imkân verir.
Hemen her konuda kayda alınmış mısralar yüzyıllar dan bu yana bu sebeple devam  edip gelmektedir.
Şairi unutulmaz kılan sebeplerden en başta geleni de budur.
Kim bilir, şu günlerde kar yağışı hangi şairimize neler ilham etmiştir. Kimi çocukluk günlerindeki uzun kış gecelerinde dinlediği masalları, kimi de bahara doğru yamaçlardan fışkıran rengarenk çiğdemler dermiştir hayal dünyasında.
Ehhh…  bizde karlı bir şiirimizde,
Gün doğarken ardından yüksekçe tepelerin,
Uzanıp ellerinden tutarak gülüyorum.
Kar beyazı tenine ateş düşerken bir an,
İçimdeki o masum şarkıyı söylüyorum… demişiz.