"İNSANIN İNANCINI SİYASETE ALET ETMEMELİYİZ"

Türkiye'de 4 ayaklı bir strateji izlenmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu bu dört başlığı, demokrasi, üreten Türkiye, güçlü sosyal devlet, sürdürülebilirlik olarak sıraladı. "Bugünkü duruma nasıl geldik?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Bugünkü duruma gelişimizin temel nedeni siyasette insan unsurunu göz ardı edip, insanın kimliğinden, inancından ve yaşam tarzından yola çıkarak bir siyaset oluşturmaya çalışmaktan oldu. Oysa insanın inancını, siyasete alet etmemeliyiz. Kimliğini ve yaşam tarzını malzeme etmemeliyiz. İnsanın inancına, kimliğine saygı duymalıyız. Herhangi bir kişi 82 milyondan herhangi bir kişi, bu üç nedenden ötürü ötekileştiriliyorsa hep beraber buna isyan etmeliyiz" şeklinde konuştu. 

"ÜRETİM SÜRECİNDEN KOPARILAN BİR TÜRKİYE AĞIR BEDELLER ÖDÜYOR"

Üretimin Türkiye için önemli olduğunu ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye üretim sürecinden koparılan bir Türkiye'dir. Tarımda güçlü olması gereken bir Türkiye, neredeyse bütün tarım ürünlerini ithal eden bir Türkiye konumuna gelmiştir. Sanayinin pek çok alanında hammaddeyi dışarıdan almaktadır. İşsizliğin bu noktaya gelmesinin temel nedeni Türkiye'nin üretim sürecinden koparılmasıdır. Üretim sürecinden koparılan bir Türkiye ağır bedeller ödüyor. Size bu ağır bedelleri belli rakamlarla vereceğim. Aylık geliri 673 liranın altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin 283 kişi. Ayda bin liranın altında dul ve yetim aylığı alanların sayısı 847 bin 643 kişi. 2019'un ilk 9 ayında elektrik faturalarını ödemediği için elektriği kesilen hane sayısı 3 milyon 365 bin 784 kişi. Doğalgazı kesilen 710 bin 364 hane var" ifadelerini kullandı. 

"GÜÇLÜ BİR SOSYAL DEVLETİ İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ"

Kemal Kılıçdaroğlu, "Sendikacı olmak sadece işçinin sorunlarıyla ilgilenmek değil. Sendikacı olmak Türkiye'nin ve dünyanın sorunlarını yakından izlemek ve çözümünü de üretmek demektir. Biz kendi sorunlarımızı biliyoruz. Çözümünü de biliyoruz. Güçlü bir sosyal devleti inşa etmek zorundayız.  Bugün en sıcak gündemimiz işsizliktir. İşsizlik de bütün kötülüklerin anasıdır. Bunu aşmak için de birlikte mücadele etmek zorundayız. Demokrasiyi inşa edeceğiz, Türkiye hep birlikte üretecek, güçlü bir sosyal devleti kuracağız ve bunu sürdürülebilirliği için de dünyadaki bütün gelişmeleri yakından izleyeceğiz" diye konuştu. 

"KENDİ SORUNUNUZA SAHİP ÇIKARKEN BİLGİYE DAYALI SÖYLEM ÇOK ÖNEMLİDİR"

"Her alanda üretmek zorundayız" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerinin devamında şunları söyledi: 

"Biraz da sitem edeyim. Ben sitem etme hakkına sahibim. Çünkü ben sizden birisiyim. Sizden birisi olduğum için size sitem etme hakkı var bende. 2008'de sosyal güvenlik yasası reform diye önünüze konuldu. Toplumun önüne kondu. Bazı sendikalar karşı çıktı DİSK gibi bazı sendikalar alkışladı. O reform neydi biliyor musunuz? Önce emekli aylıklarını 2008'den sonra emekli olanlar ve 2008'den önce emekli olanlar arasında aylık en az bin liralık fark koydular. 2008'den önce emekli olan, 2008'den sonra emekli olana göre her ay en az bin lira daha düşük aylık aldı. Kaç işçi bunun farkına vardı? Emeklilikte yaşa takılanlar var. Niçin EYT'liler var? Şöyle bir reform yaptılar. Kaç işçi bunun farkında bilmiyorum. Kaç sendikacı bunun farkında onu da bilmiyorum. Kişi prim ödeme gün sayısını doldurunca işi bırakıyor. İşi olduğu halde bırakıyor. Çünkü çalışsa yaşı doldursa, alacağı emekli aylığı düşecek. Siz böyle bir reform dünyada gördünüz mü? Daha fazla çalışıyor, daha fazla prim ödüyor daha az emekli aylığı alıyor. Ama çalışmasa, işi bıraksa, yaşının dolmasını evde beklese yaşı dolduğunda daha fazla aylık alacak. Bu reform diye Türkiye'ye satıldı. Bu yasa parlamentoda görüşülürken o zaman CHP milletvekilleri bunu protesto edip genel kurul salonunu terk ettiler. Kaç işçi bunun farkındaydı? Kaç sendikacı bunun farkındaydı? Kendi sorununuza sahip çıkarken bilgiye dayalı söylem çok önemlidir ."  (İSTANBUL)