Gümüşpala Mahallesi'nde, bodrum, zemin ile birlikte 7 katlı, 24 daireli apartman 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nde hasar görünce yıktırılmasına karar verildi. AFAD, geçen 26 Eylül’de meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki Silivri Depremi ardından ‘Ağır hasarlı' bu binanın akıbetini 20 yıl sonra sordu. Avcılar Belediyesi bunun üzerine üniversiteden alınan raporla güçlendirilen ve Gölcük depreminden sonra 20 yıl boyunca oturulan binanın en kısa sürede boşaltılarak yıktırılması gerektiğini bildirdi. Belediye zabıtası ve polis devreye girerek bina sakinlerine tebligat yapılınca bina geçen Ekim ayında boşaltıldı.

'KAPILI BARİYER'

Boşaltılan bina atık malzeme toplayıcılarının akınına uğradı. Binada kullanılabilecek bütün atıklar toplanırken, bazı parçaların yola düşerek tehdit oluşturması üzerine yapıdaki 40 kadar kapı tek tek sökülerek bina önüne bariyer oluşturuldu. Anten kabloları ile tutturulan kapılar ilginç görüntü oluştururken, belediye eleştiriler üzerine kısa süre sonra demir bariyerler getirerek yerleştirdi. Ancak, bina geçen süre içerisinde açılan davalar nedeniyle yıktırılamayınca belediye de bariyerlerini alıp götürdü. Çevre binalarda oturanlar yapılan tadilatlardan çıkarılan molozları veya bazı atıkları 21 yıl önce yıktırılması gereken binadaki boş dükkanlara yığınca çirkin görüntünün yanı sıra çevreye pis koku yayılmaya başladı.

Yan binalarda oturanlar da boş olan ve çevredekilerin önünden geçmeye korktukları binaya geceleri kimliği belirlenemeyen kişilerin geldiğini, burada ateş yakarak uyuşturucu kullandıklarını söyledi. Binanın birinci katında üzerinde uyuşturucu bağımlıları tarafından kullanılan çok sayıda sigara deliği bulunan alüminyum folyolar, elle sarılmış sigaralar bulunduğu görüldü.

Yıktırılamadığı için pislik içerisinde bulunan ve özellikle bağımlıların zaman zaman geldiği binaya polisin ihbar üzerine gelerek burayı kontrol ettiği ifade edildi. İlçede son dönemde boşaltıldığı halde yıktırılamayan yaklaşık 50 binada benzer sorunlar olduğu, güvenlik güçlerinin de bu sorunla mücadele etmek zorunda kaldığı belirtildi.


Binanın hemen yanında iş yeri bulunan Kadir Kaman, “Bu bina yıkılacaksa yıkılsın, Halkalı çöplüğüne döndüö derken, Umut Aydın, belediyeye defalarca başvurmalarına rağmen burası için çözüm bulunamadığını anlattı. Yan binada oturan Ali Rahimoğlu, “Bağımlılar geliyor, gece ateş yandığını görüyoruz. Yangın çıkacak bize de sıçrayacak mı diye korkuyoruz" dedi.


Ali Saday, 1995’ten bu yana aynı sokakta oturduğunu, vefat eden müteahhidin hak sahiplerine ev sattığını ancak, değişik oranlarda arsa hissesi vermesi sonucu ortaya bugünkü içinden çıkılmaz durumun çıktığını söyledi. Saday, “Örneğin ikinci katta oturan ailenin yüzde 15, dördüncü katta oturanın yüzde iki arsa payı var. İkisi de daire sahibi görünüyordu. Ancak, kentsel dönüşüme alınmasına karar verilen binada müteahhit doğal olarak arsa payına bakarak binayı yapmak isteyince anlaşmazlık oluyor ve davalar açılıyor. Bu nedenle bina yıkılamıyor ve yenisi yapılamıyor, ortaya bugünkü kötü sonuçlar ortaya çıkıyor" diye konuştu.