Μια Τουρκαλα αυτοκτονησε!!
Sebebe ve kültürel yapıya bağlı olarak intihar; aşağılanabilir yada yüceltilebilir..
İntihar düşüncesi; kişinin başa çıkamayacağı, ağır duygulasal acılardan çıkabilir..
Algı olarak; kültüre, dine, sosyal çevreye bağlı olarak değişir..
İnsanların dışında; tutsak balinaların kafasını duvara vurarak kendilerini öldürdüğünü biliyor muydunuz?
Yada bazı organizmaların, hasta olduklarında acılarını dindirmek için kendi kendini yok ettiğini mesela!!..
Depresyon
Düzelemeyecek fiziksel acı
Ruhsal gerilim, suç, aşk acısı!!..
Felsefik olarak bakıldığın da Platon, Aristotales, Epikür ve Kant;  intihara karşıdır..
Ancak Zenon, Stoacılar, Seneka, Montaigne, Hume intaharın savunucularıdır!!..
İnsanın içinde ki nedir? Duyguları idare eden; mekanize güç neremizde saklıdır?
Akıl? Kalp?
Yoksa her ikisinin ortak çalışması mı?
Nedenini bilemiyorum..
Duygu ve düşünceleri; acıları zirvelere taşımayı ve bunu intiharla noktalamayı!!..
Hangi otokontrol sistemi mekanize eder ve somut işlemsel davranış sonuçları ortaya çıkarır?
Dengesizlik, delilik, paranoya,
Sebebin ne önemi var ki..
İstatiklere göre, Dünya’da ortalama olarak her üç saniyede bir kişi intihar girişiminde bulunuyormuş..
Kimler? Neden? Ve nasıl? Ne önemi var!!..
Önemli olan son noktayı bir şekilde ortaya koymaktır!! Gerisi boş bir çerçeveden başka bir şey değildir..
Saygı ve Sevgilerimle..