T.B.M.M’nin 14 Ekim 1922’de çıkardığı özel bir kanunla ilk „ Milli Şehit” ilan ettiği eski Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in hazin hayat hikayesi bugünlere de ışık tutmaktadır. Kemal Bey Birinci Dünya Savaşının zor şartlarında Boğazlıyan Kaymakamlığı ve Yozgat Mutasarrıf vekilliği yapmıştır. Mütareke döneminde , Ermeni tehcirinde yaşananlar için kurban arayışına girildiği sırada adeta bulunan bir günah keçisi olmuştur.İşgal güçleri tarafından “Ermeni tehcirinde görevini kötüye kullanarak kullanarak ölümlere sebep olduğu iftira ve iddiasına istinaden idamla yargılanmıştır.İşgal şartlarında İngiliz Komiserliğinin ve Rum-Ermeni şubesinin temin ettiği Ermeni komitecilerden bir çok yalancı şahit çıkararak , hiç bir vicdanın , aklın ve mantığın kabul etmediği yüzkarası bir yargılama yapılmıştır. Yalancı şahitlerin de ifadeleriyle , Kürt Nemrut Mustafa Paşa divanı tarafından mahkemenin seyri esnasında haksız yere suçlanarak idama mahkum edilmesi insanlık tarihinin utançla anacağı bir ibret vesilesidir.Mahkemenin ilk başkanı Hayret Paşaya İngilizler ve Ermenilerin baskıları nedeniyle Hayret paşa istifa etmiştir. Yerine Nemrut lakabıyla tanınan Kürt Mustafa paşa getirilmiştir. Süreci ve sonuçlarıyla ibretlik bir hukuk skandalı olan yargı süreci sonradan başkanının adıyla “Kürt/Nemrut Mustafa paşa Divanı olarak anılacaktır. Yabancı ülke temsilcilerinin aşırı baskısına rağmen Padişah idam kararını imzalamaz. “İş intikam ve bilahere mukatele şeklini alabilir” diye fetva-yı şerif ister . Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin verdiği fetva ile 10 Nisan 1919’da hüküm icra edilir. TBMM’de konuşma yapan AB Komisyon Başkanı Barosso için TBMM’de oda talep edilmiş.Meclis Kabul etmemiş. Basında pek yer almadı ama Barosso’nun yabancı korumaları mecliste güvenlik kontrolu yapmış. Şimdi Kaymakam Kemal Beyle Barosso’nun ne alakası var diye düşüneceksiniz ! Şöyleki zihniyet alakası var. O zaman da işgal kuvvetlerinin elçileri veya komutanları Sömürge Valisi edasıyla talimat yağdırıp işlerine geldiği gibi Türk Milletinin aleyhine her istediklerini yaptırıyorlar ve kararlar aldırıyorlar asıp kesiyorlardı. Bugün de her isteklerini bize dikte ettirebileceklerini düşünüyorlar.Biz AB’ye girmek için kapısında bekliyoruz ya , akıllarınca bize müstemleke muamelesi yapmayamı çalışıyorlar acaba ? Bu adamlar bizi gerçekten ikinci sınıf kategorisinde görüyorlar galiba. Bu ne saygısızlıktır , kabullenmekte zorlanıyorum. ABD’ye giden Gnkur.2.nci BŞK. Ergun Saygın Paşaya da coniler küstahlık edip üst araması yapmak istemişlerdi de paşa çok doğru bir tavırla Pentagon’u terkederek kaldığı otele dönmüştü. Bu Batılılar kendilerini ne zannediyor ve bizi nasıl görüyorlar ki bu küstahlığa cüret edebiliyorlar.Askerden başka bu heriflere hakettiği cevabı verecek kimse yokmu ? Evet esas konumuza dönecek olursak , yabancıların baskısı sonucu Kaymakam Kemal Bey’in şahsında bir devir ve devrin temel düşünce sistemi ile birlikte Türklük ve ulusal egemenlik şuuru yargılanıp mahkum edilmiştir. Hem de kendi öz vatanında ve kendi yargı organları tarafından. Rahmetli idam sepasında halka hitaben “Allah vatan ve milletimize zeval vermesin.... Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar.Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet …. , yaşasın millet” diye seslenişi olayı açıklamaya yeterlidir herhalde. Aziz hatırasını rahmet ve minnetle anıyorum.