Artık gazetesini koltuğun altına, ismi dışarıdan görünecek şekilde koyan ve onu kendi kimliğinin bir parçası olarak gören okurlarda pek kalmadı.
Gazetecilik; bir düzine dev grubun, holdinglerin medyaya hakim olması, siyaset-ticaret ve gazetecilik faaliyetlerinin iç içe geçmesi Türkiye'nin en az güvenilen mesleklerinden biri yaptı.
Gazeteciliğin son yıllarda halkın sesi değil, holdinglerin yarış pisti haline gelmesi ister istemez bizleride bu duyguları tepkilide olsa dile getirmeye mecbur etti.
Şimdilerde gazete sahipleri ya holding sahibi, ya da nüfuz sahiplerinin dizleri dibinde medya dalkavukluğu yapıyorlar.
ÖNCE VATAN işini yalnızca hakim fikirleri yansıtmaktan ibaret saymayan ve sesi hiç duyulmayanlarında sesi olan bir halk gazetesi olmuştur.
Onun için bundan sonra sesimizi buradan duyuracağız. Okurlarımızın sesi ve nefesi olacağız.
Gazetecileri ve gazeteleri güvenilmez, yalan söyleyen, siyasal ve ekonomik çıkar çevreleriyle iç içe geçmiş bir kurum olarak değerlendirmek kamuoyundaki hakim eğilim.
Ülkemiz öyle bir hale geldi ki, yarım asırdan fazla gazetecilik yapıp, meslekte en üst düzeye kadar gelmiş gazetecilerin bile '' Gazeteciyim demeye utanıyorum.'' dediği bir hale geldi.
Ülkemizde medya dördüncü güç mü? birinci güç mü? tartışmaları yapılırken, 'dördüncü güç' olmanın; yasama, yürütme ve yargı erklerini kamu adına denetlemek anlamına geldiği unutulup, varlığını siyasal ve ekonomik iktidarların hizmetinde olmaya bağlamayan bir gazetecilik anlayışı hakim oldu.
İşini yalnızca hakim fikirleri yansıtmaktan ibaret saymayan, sesi hiç duyulmayanların sesi olan bir gazeteye gereksinim bütün çıplaklığı ile hissedilmeye başladığı düşüncesi bende oluşunca ÖNCE VATAN GAZETESİ bu sesime kulak veren tek yayın organı oldu.
Dünyanın savaşın eşiğinde olduğu bu günlerde bile birinci sayfaların tümünü rakip medya grubunun üç kağıt haberlerine ayıran, ergenekon gibi bahanelerle kendi fikirlerine karşı olan herkesi bu çatı altında ablukaya alanlardan kısaca bile bahsetmeyen, Kurtuluş Savaşı ile kanla alınan toprakları peyderpey satarak peşkeş çekilmeyi yazmayan, şu buhranlı günlerimizde güllük gülistanlık gibi gösterilmeye çalışılan cennet vatanımızda;
En küçük haber değeri görmeyen haberleri dahi mevcut gazetelerde görmekten cidden bıkkınlık geldi.
Gazetelere ve gazetecilere olan güven bu anlayışlar yüzünden yerlerde sürünüyor. Güvenin yeniden kazanılmasında anahtar kavram yine gazeteciliktir. Gazetecilik, ' doğruyu söyleme mesleğidir ve onu böyle anlayan insanlar tarafından tapıldığı ölçüde saygınlığını geri kazanacaktır.
ÖNCE VATAN her şeyden önce, okurlarına 'doğruyu söyleme' konusunda söz vermektedir ve bundan asla taviz vermemiştir.
Doğrular bazı kesimleri dönem dönem kızdırsa ve şimşekleri gazetenin üzerine çekse bile, uzun dönemde en geniş okuyucu kitlesine ulaşmayı başarmıştır.
Gazeteler ve gazeteciler insanlara çarpıtılmamış bilgiler sunabilirse ; politikacı,iş adamı, subay, memur ya da grev kararı alıp almamak konusunda bocalayan bir sendikacı da yararlanabilir.
ÖNCE VATAN, sınırlı sayıda kişinin okuyup anlayacağı nitelikte bir gazete olmayıp, daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen bir yayın organı oldu için bu çatı altında yazmaya, paylaşmaya, sesiniz olmaya devam edeceğiz.
Esen Kalın..
Takipte Kalın..