Cuma hutbesini dinlerken duyduklarıma inanamadım. Bu arada Hutbeyi okuyanlara lafım yok. "Sonra beni imamlarla karşı karşıya getirmeyin" Çünkü okunacak metin daha önce hazırlanmış ve okunması için gönderilmiş.

Onun için lafım bu hutbeyi "AK sütten çıkmış kaşık misali" hazırlayanlaradır.

Kesin ifadelerle diyorsunuz ki; "15 Temmuz gecesi milletin meclisini yıkmaya, gençlerimizi ve geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yaptılar. İslam'ı anlatıyor, dine davet ediyor, ümmete hizmet ediyor gibi görünürken aslında fesada çalıştılar."

"Çalıştılar, yaptılar" gibi kesin cümleler kurduğunuza göre olayların gerçek yüzünü biliyordunuz o zaman. "Çalışmışlar, yapmışlar" deseydiniz sizde bizim gibi kandırılmış olacak ve hutbeniz daha samimi gelecekti.

Ama yıllardır meydanı boş bıraktığınız için, o güzelim ve maneviyatı yüksek kurumu siyasetin oyuncağı yaptığınız için bugün yine size söylendiği gibi yazdınız hutbeyi..

Bende söylemlerinize göre diyorum ki;

Madem çalıştılar, yaptılar diyorsunuz, peki o dönemde neden sustunuz? Kestane pazarında başlayan Aşk’a neden engel olmadınız? "Dön gel artık" diye hasretlik çekenlere neden "Aman dönmesin" diyemediniz?

"Rüyalarla, gizemlerle, sinsi planlarla sözde ılımlı bir İslam kurgulamaya çalışan FETÖ, bir terör şebekesidir" teşhisini, sizin gibi gerçeği göremeyip gerçeği gördükten sonra söylemeniz, daha önce neredeydiniz sorusunu akla getirmiyor mu?

Hiç kusura bakmayın. Bugün söylediklerinizi zamanında söylemiş, iktidarın değilde Allahın emirlerini insanlara aktarmış olsaydınız, sizin bilip söylememeniz nedeniyle kandırılan insanlar, bugün mağdur olmaz, çocuklarda ağlamazdı.

Vebaldesiniz!

Hutbede güzel manalarda vardı elbet…

Örneğin; mümin, aklını, iradesini ve kişiliğini körü körüne bir başkasına teslim edemez" derken,

"Dini kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlara fırsat vermeyelim" derken,

"Devletimizin ve milletimizin bekası, ümmet-i Muhammed'in selameti için çocuklarımızın sahih dini bilgiyi, doğru yöntem ve metotlarla, ehil kişilerden almasına özen gösterelim" derken, çok ama çok haklıydınız…

Ama bu ikazları sadece 15 Temmuz'da yapmak çok anlam ifade etmiyor aslında..

Onun için diyorum ki!

Sizler 365 günün her anını 15 Temmuz gibi yaşayıp, her hutbede İktidardan değilde Allahtan uzaklaştıkça başımıza gelecekleri anlatmanız gerekir..

Yoksa her şey olup bittikten sonra hutbe yazan çok olur..

Unutmadan!

Hutbeleri sadece camilerde Müslümanlara değil de, bazen de korkmadan ülkeyi idare edenlere anlatın.