Muhterem okuyucularım; Havacılık tarihimizin az bilinen, unutturulan veya önü kesilen efsanelerinin hikâyesini kısaca anlatarak devam ediyorum köşe yazıma. Amacım bir dönemi ve zihniyetini kendi şartlarına uygun hatırlatmaktır. LAGARİ HASAN ÇELEBİ IV. Murat’ın kızı Kaya Sultan’ın doğduğu gece (1633) onuruna Sarayburnu’nda yapılan şenlikler sırasında kendi icadı olan 50 okka barut macunuyla dolu ve 7 kollu bir büyük fişeğe bindi. Yardımcıları tarafından ateşlenen fişekle gökyüzüne fırlatılan mucit, uçma hünerini gösteren ilk Türk oldu. Fişeğinin barutu bitince, önceden hazırladığı kanatları açıp Sinanpaşa sarayı önünde denize yumuşak iniş yaptı. Bu şaşırtıcı gösteri üzerine padişah tarafından Sipahi ocağı’na alınarak ödüllendirildi. Kırım’da Selamet Giray Han’ın buyruğunda öldü... Günümüz bilgileri Lagari Hasan Çelebi'nin 16 – 20 saniye arasında 250 – 350 metre arasında bir irtifaya çıkmış olabileceğini ortaya koymaktadır. OF'LU VELİ DİREKO XIX. yüzyılın başlarında Karadeniz’de Of kasabasında yaşayan bir medrese talebesinin planör gibi bir aletle deneme yaptığı iddia edilir. Dernek bucağının Arşala köyünün Ahtanos mahallesinde Veli Direko adlı bir hoca vardı. Bu hocanın yani medrese talebesinin astronomi ile uğraştığı, şimşir ağacından saatler yaptığı bugün bile oralarda iddia edilmektedir. Aynı köyün yakınında Akburun’da çok yakın arkadaşı Dereli oğullarından Ali’nin oğlu Ahmet Hoca oturmaktadır. İki hocanın oturduğu yerler 4 km. mesafe de dağlık ve engebeli arazi ile ayrılmıştır. Veli Hoca arkadaşına hep bu yoldan şikâyet etmekte, yorulduğundan bahsetmektedir. Bir yaz Ahmet ile Veli Hoca yaylada kuşlar gibi uçmak için denemelere girişmek istediler. Karadeniz’den gelen martıları seyrettiler, bu arada vurdukları bir kartalın kanadını, gövdesini, kuyruk ölçüsünü, ağırlığını iyice tetkik ettiler ve neticede kösele, tahtalar ve yaylardan müteşekkil bir nevi kanat yaptılar. Veli Hoca kanadını sırtına geçirdi, 400 m. aşağıda 2 km. Mesafedeki Akburun’a doğru uçtu; Fakat hedefini tutturamamakla beraber zorlukla 200 m. aşağıda bir yere indi. Hocalar denemelerine devamla Of deresini aşma tecrübelerini devam ettiler. Mahallin hükümet temsilcileri hocaların çalışmalarına müsaade etmedi. Hocalar epey sıkıntı çektiler. Bugün Ahmed Direko Hocanın hiçbir ahfadı yoktur. Yardımcısı ve arkadaşı Ahmet hocanın 75 yaşındaki bir torunu rivayeti teyit etmiş, civar halkı da olayı duyduklarını söylemişlerdir. BEBEK'Lİ ATIF BEY Bebekli Atıf Bey, Sultan Abdülaziz’in tahta çıkışına rastlayan 26 Haziran 1861 günü kolej bahçesinden uçtu. Bebekli Atıf Bey orada doğdu ve büyüdü. Teknik araçlara meraklı olan bu zat,1861 yılında bir tayyare tipi icat etti. Tayyarenin bazı aksamı adeta mukavva inceliğinde gürgen ağacından ve parçaları ise ince saçtan yapılmıştı. Kanat, kuyruk ve pervanesi vardı. Pervanenin dönüşü ayak hareketiyle, denge ise kuyruk ve kanattaki dümenlerin hareketi ile sağlanıyordu. Atıf Bey bir gün Bebek halkına uçacağını iddia etti. O tarihte Bebek’te bulunan Protestan bahçesindeki setin üzerine çıktı. Kollarını kanatlara, ayaklarını kuyruğa geçirerek pervaneleri döndürmeye başladı ve kendisini setten aşağıya salıverdi. Yükselemedi, fakat ufki olarak 10 m. süzüldükten sonra düştü; biçare kollarından, bacaklarından ve vücudunun birçok yerinden yaralandı. İngiliz okulundan 4–5 öğretmen kaza yerine koşarak zavallının ilk tedavisini yaptılar. Hemşerileri ise "budala mirasyedi, babasından kalan beş on kuruşu böyle olmayacak şeylere sarf ile yedi gitti" diye safahat ve delilik izafe ettiler. Devam edecek!... [email protected]