İbrahim Güray AYTEKİN ÖZEL HABER ARAŞTIRMA

HALKIN GÖNLÜNDE TAHT KURMUŞ BİR LİDER MUHSİN YAZICIOĞLU…

1954 yılında Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde çiftçilik yapan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Zorunlu eğitimini Şarkışla da bitirdikten sonra, üniversite eğitimi için 1972 yılında Başkent Ankara’nın yolunu tuttu. Burada üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde alarak mezun olmuştur.

   

Yazıcıoğlu, küçük yaşlarda Cemiyetçilik çalışmalarına başlamıştır. 1968 yılında Şarkışla da Cemiyetçilik çalışmaları sırasında Genç Ülkücü Hareketine katılmıştır. 

‘’Haksız bir davada zirve olmaktansa, haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim.’’

1972 yılında da üniversite eğitimi için gittiği Ankara da eğitimi sırasında Ülkü Ocakları Genel Merkezinde çalışmaya başlamıştır. Zamanla gösterdiği başarısı ile Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve ardından da Genel Başkanlık yapmıştır. 1978 yılında açılan Ülkücü Gençlik Derneğinin de kurucusu olan Yazıcıoğlu, Genel Başkanlığını da yapmıştır.

‘’Türk ata bindiğinde Alparslan’dır, Yavuz’dur… Attan indiğinde ise Mevlana’dır, Yunustur…’’

Aynı dönemde yaşanan Bahçelievler ve Kahramanmaraş katliamlarına adı karışarak suçlanan Muhsin Yazıcıoğlu bu olaylardan ceza kesilmeden beş buçuk yılını hücrede iki yılını da cezaevinde olmak üzere 7,5 yıl yatmıştır. 

‘’Zindanmış bu karanlık oda ne gam! Bana imanımın ışığı yeter!’’

Suçlamanın asılsız olduğunun ispatlanması sonucu aklanan Yazıcıoğlu, suçsuz yere yedi buçuk yıl yattığı cezaevinden çıkarılmıştır. Cezaevinde yattığı yedi buçuk yıl süresince de şiirle ilgilenerek ardında o dönemlerini anlatan birçok şiir bırakmıştır. O dönemde yazdığı en bilindik ve ses getiren şiiri de “ÜŞÜYORUM” şiiridir.

 ‘’Vatanı sevmenin çilesini biz çektik, edebiyatını onlar yaptı.’’

ÜŞÜYORUM ŞİİRİ

Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır

Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum

Gözlerim parke parke taş duvarlarda

Açılıyor hayal pencerelerim

Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum

Kekik kokulu koyaklardan aşarak

Güvercinler ülkesinde dolaşıyor

Bir çeşme başı arıyorum

Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp

Mis gibi nane kokuları arasında

Ruhumu dinlemek istiyorum

Zikre dalmış her şey

Güne gülümserken papatyalar

Dualar gibi yükselir ümitlerim

Güneşle kol kola kırlarda koşarak

Siz peygamber çiçekleri toplarken

Ben çeşme başında uzanmak istiyorum

Huzur dolu içimde

Ben sonsuzluğu düşünüyorum

Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum

Durun kapanmayın pencerelerim

Güneşimi kapatmayın

Beton çok soğuk, üşüyorum…

‘’Vatan aşkı maya gibidir. Sütü bozuklarda tutmaz…’’

Cezaevinden çıktıktan sonrada bir süre cezaevinde yatan Ülkücüler ve onların ailelerine yardım desteği için kurulan bir dernekte Genel Başkanlık yapmıştır. Daha sonra 1987 yılında Yazıcıoğlu, Milliyetçi Çalışma Partisine katılarak burada genel sekreterlik görevini yürütmüştür.  Yazıcıoğlu 1991 yılında beş partinin birden oluşturduğu ittifak doğrultusunda Milletvekili adayı gösterilmiş ve yapılan genel seçimler sonucunda da Sivas Milletvekili olmuştur.

 ‘’Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise; dünyanın şah damarını keseriz.’’

1992 yılına kadar Milliyetçi Çalışma Partisinden Milletvekilliğini sürdüren Yazıcıoğu, 1992 yılında parti ile fikirlerinde ortak nokta bulamadıkları gerekçesi ile beş arkadaşı ile partiden ayrılarak Büyük Birlik Partisini kurarak Genel Başkanlığına getirilmiştir.

 ‘’Zor yola kolay insanlarla çıkarsanız… Seni de satar, yolu da satar yolcuyu da satar!’’

1995 yılında da ANAP ve BBP ittifakı ile tekrar Milletvekili seçilerek parlamentoya girmiştir. 1996 yılında da ANAP partisinden ayrılarak tekrar BBP ne katılmıştır. 

İnanmadığım yolda milyonlarla yürüyeceğime, inandığım yolda tek başıma yürürüm.

 1998-2000 parti kurultayında da tekrar BBP Genel Başkanlığına geçmiştir. 2007 yılında yapılan genel seçimlerde de Büyük Birlik Partisinden Sivas Milletvekili olarak tekrar Meclise girmiştir.

 ‘’İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok.’’

‘’ Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir!’’

Evli ve iki çocuk babası olan Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009 yılında helikopter kazası geçirerek hayatını kaybetmiştir. Kaza sonrasında yapılan arama çalışmaları sonucu yaklaşık olarak 47 saat sonra enkaza ulaşılmıştır.

25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit ilçesindeki mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere içinde bulunduğu helikopter, bilinmeyen bir sebepten dolayı düştü. Helikopter düştükten sonra İHA muhabiri İsmail Güneş 112 Acil Servis'i aramıştır. 

Bu konuşmada bacağının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas il başkanı Erhan Üstündağ'ın inlediğini, ne BBP Sivas il başkan yardımcısı Murat Çetinkaya, ne de pilot Kaya İstektepe'den ses geldiğini, Muhsin Yazıcıoğlu'nu ise göremediğini söylemiştir. 

Bu konuşmalar İsmail Güneş'in son konuşması olmuştur. Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dâhil altı kişinin naaşı arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulundu. Enkaz, 48 saat süren arama çalışmalarının yapıldığı bölgenin içerisinde değil 115 km uzağındaydı. !!!

Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenaze töreni 31 Mart 2009 tarihinde Kocatepe Camii'nde düzenlendi. TBMM'deki törende Yazıcıoğlu'nun Türk bayrağına sarılı naaşının üzeri çiçeklerle süslendi Vasiyeti üzerine cenazesi, Taceddin Dergâhı'na gömülmeyi vasiyet ettiği için bir bakanlar kurulu kararı çıkarılarak Mehmet Âkif Ersoy müzesi olarak kullanılan dergâhın bahçesine defnedildi

25 Mart 2009 tarihinde meydana gelen kazadan sonra ortaya atılan suikast iddialarını araştırılması için 2 Şubat 2010 tarihinde;  Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. 4 Nisan 2011 tarihinde açıklanan Meclis Araştırma Komisyonu raporundan ailesi tatmin olmamıştır. Devrin cumhurbaşkanı Abdullah GÜL'ün gazeteciler ile sohbette sarf ettiği "helikopterin beynini keçiler sökmedi ya" cümlesi ile başlayan süreçte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu olayı incelemeye almış ve 21 Ocak 2011 tarihinde de raporunu açıklamıştır. Kazanın oluş biçimi ve kaza sonrasında yaşanan ihmaller hâlen tartışılmakta dır.

Muhsin Yazıcıoğlu hayatının her döneminde doğruluk, dürüstlük ve mertlikten şaşmayan sözlerinde de bu düşüncelerini daima dile getiren önemli bir isim olarak Türk siyasi hayatında önemli bir figür olmuştur. ‘’Bizim milliyetçiliğimiz ete, kemiğe, kana veya ırka değil, kültüre dayanır.’’

‘’Ben Avrupa Birliği kapısında zorlanan, aşağılanan Türkiye istemiyorum. Ben kendi medeniyetimle olurum. Ben yeniden Tük-İslam medeniyetinin inşaatını istiyorum.’’

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünün ardından memleketi Sivas'ta birçok parka ve caddeye ismi verildi. Anadolu'nun birçok yerinde park, cadde ve vakıflara Muhsin Yazıcıoğlu ismi verildi.

Yakarış Şiiri

Her şeyin bir senden olduğuna.

İman ile inanmak ne güzel.

Hamd-ü senalar ile uğruna.

Çile çekmek ve yanmak ne güzel.

Her yan taş duvar,demir parmaklık.

Ve kilitli kapım.

Bir başıma olsam ne çıkar ki.

İlahi! Ben seninle varım…

Ulaşsa nur şavkın yıldızlarla.

Her gece cemalin iner bir perdeden.

Aydınlanır ilahi ışığınla.

Bu zindan şenlenir pencereden…

Bu demde benliğim huzurla dolar

Şükür sana, ellerim hep havada.

Kahrına da lütfuna da razıyım!

Adalet bekliyorum her duada…

Zindan ve Hayaller şiiri

Zindanmış bu karanlık oda.

Ne gam!

Bana, imanımın ışığı yeter…

Ellerim mi kelepçelenmiş arkasından?

Tutsak edilemez ya düşünceler!

Paslı kilit ve demirlerle çevrili.

Olsa da odam, Sınır tanımaz hayaller.

Sorular şiiri

Geçmişten geleceğe uzanan

Bir yolun neresindeyim?

Daha hangi dağ ve engelli yollardan

Çıplak ayaklarla gideceğim?

Bugün bir son, yoksa bir başlangıç mı?

Daha kaderin hangi çilesini öreceğim?

Uzak uzak yollar, çizgi çizgi önümde,

Tercihi kader mi yapacak, ben mi vereceğim?

Kanımı, gözyaşımı, istikbalimi, yıllarımı

Ben kimden isteyeceğim?

Maznun mu, masum muyum?

Hesabını Allah’a, Allah’a, Allah’a vereceğim.

Gül şiiri

Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın.

Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet.

Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın.

Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın...