Şaşıracağınız şeylerden bahsedeceğimi sanıyor iseniz yanılıyorsunuz, çünkü uzun süredir reaksiyon verme yetimizi kaybettiğimiz için artık hiçbir şeye şaşıramaz olduğumuzu zaten biliyor olmalısınız. Hiç izlemediğim, izlemeyi de düşünmediğim, izleme fikrinin aklımdan bile geçmediği, asla da geçmeyeceğine emin olduğum bir yapım olan ve önceki günlerde Show TV ekranlarında otoritelerce ilgi ile izlenildiği söylenen “Çukur” adlı dizide Aras Bulut İynemli ve Dilan Çiçek Deniz’in güya ateşli olan öpüşme sahnesi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun radarına takıldı. Peki, neden? 


Gerekçe olarak çocuk ve gençlere zararlı olduğu kanısında hemfikir kalındı ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nca Show TV’ye idari para cezası verildi. Kurulca yapılan incelemelerde dizide her nasıl oluyor ise çocuklar ve gençler için zararlı olabilecek içerikler ile alkol kullanımı, yoğun öpüşme ve sevişme sahnelerine yer verildiği saptanmış. Tabii, bu ülkemizce hiç de hoş görülen bir şey değil. Nitekim; söz konusu yayınlar ile ilgili olarak, altı bin yüz on iki sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunu’nda yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz" hükmünün ihlal edildiği kanaatine varıldı. 


Bırakın efendim, bırakın! Ülkede hala aklı başında birer birey olarak yaşayabiliyor isek öpüp de başımıza koyuyoruz. Hem bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu yahu? Gün içerisinde ve herhangi bir kanalda, nereyi açsanız da karşınıza çıkan ve sonsuza dek de çıkacak olan tüm o siyasilerin birbirlerine karşın sarf ettiği nefret söylemlerine nedense hiçbir ceza ya da sansür kararı uygulanmıyor. Neden bizler onların birbirine ettiği aşağılayıcı, rendice edici, seviyesiz cümlelerini duymak, iğrendirici hal ve hakaretlerini görmek zorunda mıyız? Eğer değil isek, işte burada bir sorgulama yapmaları gerekir. Biz ne halta yarıyoruz? Onların düşüneceği ya da cevap vereceği yok, çünkü hiçbir işe yaramıyorlar! 


Hakeza, gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türdeki şeyleri topyekûn sizler yapıyor iken, senaryo gereği de olsa birbirini öpen iki insandan dolayı fiziki, ahlaki ya da ahlaki gelişime zarar verecek hiçbir şey göremiyorum. Çünkü ülkedeki tüm bireyler virüsün kim ya da kimler olduğunu ve kangren olan uzuvun hangisi olduğunu gayet iyi biliyorlar, sizler merak etmeyiniz. 


Üstelik bu ülkede artık “sarılan bir çifte hapis cezası olmalı” diyen bir zihniyetin kol gezdiği, bir adamın kadını dövmeye kalkıştığında ise “çıt” dahi çıkarılmadığı, nefret ve nefret söylemlerinin olağan karşılandığı, sevginin ne olduğunun hatırlanmadığı bu yerde “nasıl olur da seksen milyonun gözü önünde öpüşürler?” diye tepki gösterilmesi kabul edilebilir bir sebep olsa gerek değil mi? Haklısınız!