Bugün 8 MART 2015 PAZAR ve Ay Terazi burcunda hareket ediyor.
Öğleden önce eğlenceli, aktif öğleden sonra da stresin hakim olacağı saatlerdeyiz.
Terazi burcu ilişkiler demektir. Başkalarına davranış şeklimiz ve  onların hakkına saygımızla sınanırım bugünlerde.
Terazi aynı zamanda Venüs nedeniyle "değerli olanı seçmek" ve Satürn nedeniyle de "iyi karar almanın" önemini anlatır. Denge, uyum, diplomasi, adalet, ilişkiler, birlikte hareket etmek Ay’ın Terazi burcundayken göstereceğimiz özelliklerimizdir. Ay Terazi burcundayken bütün bu özellikleri sergilerken dengemizin dağıldığı durumları yaşamamız da mümkündür.
Ay Terazi’de iken yalnız kalmak istemez, birileri ile birlikte bir şeyler yapmak istersiniz…
Birlikte karar almak ve birlikte uygulamak istersiniz..
Problemlere adil çareler bulmak, insanların dertlerine yardımcı olmak faydalıdır.
Ortaklıkların Ay Terazi burcundayken kurulması  da iyi netice verir. Ayrıca mevcut sorunları çözmek için de uygun günlerdir bunlar…
AY TERAZİ BURCUNDA iken; alışveriş yapmağa, müzikle ilgilenmeğe, eğlenmek için toplanmağa uygun zamanlardır.

AYIN AÇILARINA BAKARSAK:


Gece yarısı saat: 03:41 Ay Mars karşıtlığı kesinleşmiş oluyor bu güne oldukça agresif, enerjilerin etkisi altında olacağımızı gösteriyor.

Duygusal olarak şiddet altında kalabileceğimiz bir zaman dilimidir.

Sonu düşünülmeden girişilen işlerin, çıkışların açısıdır, dolayısı ile sonu kavga veya trafikteyseniz kaza olabilecek durumlar yaşama olasılığınız yüksektir.

Bu enerji altında girişeceğiniz işlerden daha sonra pişmanlık duymanız muhtemeldir..

Bu gergin enerjiyi eğer sabah erken saatlerde spor veya yürüyüş gibi harcarsak, enerjiyi doğru yönlendirmiş oluruz.
Bir de böyle zamanlarda ayaklarınızı çime basmanız önemlidir.
Vucüdunuzda ki enerjiyi atın.
Eğer kavga veya spor gibi harcayamadığınız bu enerji içinizde birikirse bu bu sefer bedeninize hastalık olarak yansıyacaktır. Bunun da farkında olmanızda fayda var.,.
Sabah erken saatlerde Ay-Mars karşıtlığının sakar ve agresif eğilimler doğuran enerjisi henüz devrede. Güne biraz gergin başlayabiliriz. Spor ve yürüyüş, agresif enerjimizi dengelememize katkıda bulunabilir.
Ayrıca sabahın erken saatlerinde 06:21 gibi Güneş ile chiron kavuşumu mevcut. Bu enerji duygularımızın şifalandığı zamanlardır.
Sabah erkenden bir deniz kenarında yapacağınız bir yürüyüş bu enerjinin etkisi ile sizi ruhsal olarak kesinlikle tedavi edecek niteliktedir.

Sabah saat 07:23 itibari ile Ay ile Jüpiter'in açıları oldukça rahatlatıcıdır. Yalnız abartıya da müsait enerjiler taşır. Dolayısı ile duygularımızda oluşan coşkudan dolayı tutamayacağımız sözler de veririz bu günlerde…
Yine de bir iyimserlik hakim olduğundan bu açı altında kendimizi rahat hissederiz.
Ay Jüpiter açısı altında yemeye de dikkat etmek gerekir. Ölçüyü kaçırdığımız saatler olabilir. Kilo almaya müsait oluruz bu zaman diliminde.
Eğer kendimiz hakim olamıyorsak bunu bir sporla birleştirmek yerinde olacaktır.

Saat  08:49 itibari ile gerçekleşecek olan Ay ile Uranüs'ün sert açıları etkileri ile şok etkisi yaratan ani beklenemedik sürprizleri bekleyebiliriz bugün…
Sıra dışı kural tanımaz davranışlarımız olabilir. Jüpiterin verdiği çoşku ile topluma da ters düşebiliriz davranışlarımızla. Fazla marjinal olarak değerlendirilebiliriz.
Farkında olun…
Ay Uranüs sert açılarında ani hava değişiklikleri de mümkün olacağından doğa sporları yapanların dikkat etmeleri gerekmektedir…

Güçlü hislerimizin devreye gireceği açı olan ay Plüto kontakları bu sefer kare açısı ile, hırs, rekabet, kıskanlık, şüphe olarak duygularımızı tetikleyecek sabah saatlerinde.(09:27)
Bu açı altında duygularda güçlü değişimlere neden olabilecek enerjiler hakim olduğundan okült konulara yönelmeniz yerinde olabilir.

Kökten bazı değişimler yapmak için kullanabileceğiniz bir zaman dilimidir…
Duygularınızın manipüle edildiği durumların farkında olursanız daha az hasarla çıkmış olursunuz olayların içinden…
Çevrenizde ki kötü niyetli kişilerin de varlığının farkına varmak için bir fırsattır bu açı…

Saat 17:58 itibari ile kesinleşen  Ay ve Venüs'ün sert açıları altında ilişkilerde hoşgörü kaybolur. Kadınlarla sert duygusal durumlar yaşanabilir. İlişkiler bozulabilir. Aşkların muhtemelen darbe aldığı saatlerdir…
Gün boyu bu enerjinin etkin olacağını söyleyebilirim. Dolayısı ile olayları körüklemenin bir anlamı olmayacağını söylemeliyim.. Gece yarısına doğru bu etki azalacak..

Bizi kararlar alma konusunda veya kesin hükme varma konusunda nasıl da yanlış olabildiğimizi anlatan bu hikaye ile devam etmek istiyorum.
Yaşadıklarınız bir sınavdır.
Vardığınız kararlarınızın yanlış olma olasılığı da vardır.
Kesin hükümleriniz; veya “kötü” olarak algıladıklarınızın aslında sizin hayrınıza olduğunu zaman çok geçtikten sonra anlayabilirsiniz ancak.
Ancak bu tecrübeyi yaşayacak ne ilk insan sizsinizdir; ne de son siz olacaksınız.
Hayat bu yaşadığımız tecrübelerin omzunda yükseliyor.
Ve şundan emin olun; o ya da bu şekilde, herkes bu yollardan geçiyor…

BİR LAO TZU HİKAYESİ


 Hikaye, ünlü Çin düşünürü, Lao Tzu’nin çok sevip, sık sık anlattığı söylenen bir hikaye.

Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam varmış. Çok fakirmiş. Ama kral bile onu kıskanırmış.. Öyle dillere destan beyaz bir atı varmış ki.. İmparator at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş, ama adam satmaya yanaşmamış. "Bu at, bir at değil benim için.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı?" dermiş hep..

Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.. Köylüler ihtiyarın başına toplanmış.. "Seni ihtiyar bunak.. Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. İmparatora satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler.. 
   
 İhtiyar, "karar vermek için acele etmeyin" demiş.. Sadece 'at kayıp' deyin. Çünkü gerçek bu.. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.."

 Köylüler ihtiyara kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan iki hafta geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş.. Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi başına. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.

 Köylüler, ihtiyar adamın etrafına toplanıp özür dilemişler.. "Babalık" demişler.. "Sen haklı çıktın.. Atının kaybolması bir talihsizlik değil, adeta bir devlet kuşu oldu senin için.. Şimdi bir at sürün var.."

"Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.. Birinci cümlenin ilk kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?.."

 Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemişler açıktan ama, içlerinden "Bu ihtiyar sahiden normal değil" diye düşünmüşler.. Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış.

  Köylüler gene gelmişler ihtiyara..

  "Bir kez daha haklı çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden tek oğlun uzun süre yürüyemeyecek. Sana bakacak başkası da yok.. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler.

 İhtiyar "Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş. "O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu.. Ötesi sizin verdiğiniz karar.. Ama acaba ne kadar doğru.. Hayat böyle küçük parçalar halinde ilerler ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.."

Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. İmparator son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkan yok gibiymiş; giden gençlerin ya öleceğini ya esir düşüp köle diye satılacağını herkes adeta biliyormuş.

Köylüler, gene ihtiyara gelmişler..

"Gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık, ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması talihsizlik değil, şansmış meğer.."

"Siz erken karar vermeye devam edin" demiş, ihtiyar.. Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde.. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin talihsizlik olduğunu sadece Allah biliyor."

Bir yol biter yenisi başlar.

 Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlarmış, etrafına anlattığında:
"Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. 
 Oysa yolculuk asla sona ermez. Bir yol biterken, yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, bir başkası açılır."         

Sağlıkla.